20 Haziran 1937 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 154

20 Haziran 1937 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 154
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Edebiyat ve Sanat 155 retle kendini gösterdi? Sone'un kullanılmasiyle mi? Kelime serveti ve üslüp iktibasiyle mi? Şairin ahlâki vaziyetinin, fi- kirlerinin taklidiyle mi? Yoksa, hislerin ifadesinde daha fazla derinleşmek zaruretiyle mi? Bu türlü bir tetkik, müteessir bir şairi veya bir memleketi ele alarak değil, belki yapılan tesirin mahiyetine ve derinliğine göre, müttehidülmerkez daireler şek- linde yapılabilir. Ayni tetkik tarzı, fikirler ve hisler meselesin- de Rousseau, hisler ve sanat meselesinde de Byron için tatbik edilebilir. Bir muharrir, veya yabancı edebiyatlardaki müşterek te- sirleri itibariyle birbirlerine yaklaşan bir muharrir grupu, ay- ni devirde muhtelif edebiyatlar üzerinde tesir yapmış olursa, bu tesir beynelmilel bir edebiyat modası haline gelmiş sayılır. İs- lâmi edebiyatlarda görülen hamse modası, Faust tarzında fel- sefi dramlar bu modaya birer misal olarak gösterilebilir. Bu iki misal, sadece yakın devirlere ait olanlarıdır. Böâzılarının, meselâ Rönesans'taki epik nazımla, klâsik tiyatronun menşele- ri tâ kurunu kadimedeki Yunan edebiyatına kadar çıkar. Bâ- zılarının menşei, faraza, XVI ve XVII. nci asırlardaki siyasi manzumelerin menşeleri Machiavel'e kadar götürülebilir. Bu modalardan bâzıları gelip geçicidr: XVI. inci asırda idil de- nilen manzumelerin ihyası, preromantik'in İskandinav tarzın- daki manzumeleri, ayni devirdeki cinai romanlar gibi. Bâzıla- rının devamlı birer hayatı vardır: epope veya muntazam ve mazbut trajedi gibi. Bâzan da, müşterek model, muhtelif yabancı menileketler- de, ilk taklitçilerin ilk tesire yaptıkları ilâvelerle kuvvetlenerek veya az çok tadilâta uğrıyarak tesir yapmakta devam eder. Bu tesir etrafında toplanmış olan müsbet veya menfi aksülâmeller beynelmilel cereyanlar manzarası arzeder. Bâzı edebi neviler, bâzı üslüp ve sanat şekilleri, bâzı fikir ve hisler, bir memleket- ten diğerine zenginleşerek, değişerek veya muhteva itibariyle fakirleşerek geçer (1). Meselâ: Pâtrargue'ın ve XVI. ncı İtak (11 Tanzimattan sonra, koyu Fransız tesiri altında kalan Türk küllür ve edebiyatının - romantizmden başlıyarak en son cereyanla- ra varıncıya kadar - tesirleri zenginleştirme, değiştirme ve jakirleş- tirme bakımından tetkiki, bize ait şayanı dikkat bâzı edebi mesele- lerin izahında yepyeni bir safha arzedecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: