20 Haziran 1937 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 70

20 Haziran 1937 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 70
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

70 Her Ay 'mukabil vaziyette bulunduğunu söyliyerek insanların bu ate- şi göremediklerini de izah eylemiştir. Filalaos, şiyhinin sekiz felekle kürei arzdan yani dokuz kü- reden mürekkep tesis ettiği kâinatı, bu ateş küresini de ilâve etmekle, mezhebince adedi ekmel olan on küre mecmuuna Çı- karmış ve bu suretle kâinata bir gayei kemal vermiştir. Kâinatın mihrakı ve ülühiyetin kürsüsü namını verdiği bu ateş küresi yalnız hararet veren bir ateş değil, hayat ve şuur sahibi, kâinatın esası ve müdebbiri, sema ve arz kürelerinin kuvvei muharrikesidir. İşte Filalaos bu faraziye ile arzı merkezi âleme en yakın bir seyyare gibi alarak günü husule getiren hareketi semadan arza intikal ettirmiş ve bu suretle bugünkü merkezüşşems (Heliocen- trigue) heyetin ilk tohumunu atmıştır. Ve hararetin, bir kudret olduğunu sezerek kâinatın teşekkülüne ilk olarak fiziki bir cephe vermiştir. Ve teşekkülü kâinat hakkında ortaya konan birçok mezheplerin cürsomesini havidir. Bilâhare Pontoslu Herakleides (312 — 383) ateşi merkezi ar- za getirerek arzı bugünkü gibi merkezinden geçen bir mihver etrafında devrettirmekle beraber merkezi âlemi He merkezi arza getirmiş ve fakat zühre ile utarıda şems etrafında deve- ran vermiştir. Görülüyor ki Heraklit kısmen Tikobrahe (Tyeko- brah&) nin tesis ettiği heyete ve kısmen de Kopernik (Coper- nic) in tesis ettiği heyete benziyen bir heyet esasını bunlardan 2000 sene evvel düşünmüştür. Daha sonra Sisamlı Aristarkos (Aristarckos. 310 — 230) gelir ki şemsi sabit kabul ederek kamerden maada bütün sey- yaratla arzın şems etrafında deveran ettiğini kabul eylemiştir. Bundan başka Aristarkos seyyaratın kendileri ve mahrek- leri eb'adını heyeti ve hendesi usullerle tayin ve tesbit eden ilk heyetşinastır. Görülüyor ki Kopernik on dokuz asır-evvel tesis edilmiş olan bu merkezüşşems heyeti tekrar ortaya koymaktan başka bir şey yapmamıştır. İşte bu kıymetli tesis, çok gariptir ki, on dokuz asır zarfında bir müdafi ve bir muakkip bulamamış- tır, Hattâ üzerinde tevakkuf edilmeğe değer bir mesele bile te- lâkki edilmemiştir. Bunun sebebi ise basittir. Çünkü Aristar-

Bu sayıdan diğer sayfalar: