1 Ocak 1938 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 48

1 Ocak 1938 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 48
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

50 Her Ay çok defa söylenildiği gibi efendisinin deliliklerine hürmet etmektedir. Hiçbir zaman böyle trajik bir delilik bu kadar kolaylık ve neşe ile, bu kadar âhenkli, bereketli ve sıhhat- li bir dil ile anlatılmamıştır. Hiçbir eserde hayat acıları bu kadar parlak bir altın örtü ile gizlenmemiştir. Don Kişot'un şekline ait te birkaç kelime söyliyelim. Bu kitap bir romandır; hattâ edebiyat tarihinin ilk hakiki romanıdır. Kaba bir tarife göre roman uzun bir mensur hi- kâyedir. Destanın aksine.. Çünkü destan uzun bir manzum hikâyedir. Nesir aklın, zihnin, muhakeme ve tenkidin ifa- desidir. Halbuki nazımda, Valery'nin dediği gibi sihirleyen, aldatan ve imana doğru götüren bir füsun vardır. Şövalye romanları evvelce nazmen yazılıyorlardı, çünkü yer yüzü- ne ait olmıyan ideal güzellikleri anlatıyorlardı. Maceralar- la kral Artus ve Şarlmanın yaşadığı efsanevi havasını dol- duruyorlar, ve görülmemiş şeylerin güzelliğini seviyorlardı. Destan bugünü ve bugünkü dünyayı anlatmaz. Home&- re ve Virgile'in destanları tarih ötesine ait güzellikleri anla- tırlar. Don Kişot mensurdur ve ahraman muharririn muasi- rı farzolunmuştur. Her şey Mancha'da yani İspanyanın mu- ayyen bir köşesinde olup bitmektedir. Destan bizi bir efsane şeniyetine götürürken roman devrimize ait bir şeniyete in- diriyor. Roman bir tenkit eseridir ve inkisarı hayale uğramış, siniri bozulmuş ruhların makesidir. Ortega İsaset Don Ki- şot hakkındaki mülâhazalarında çok doğru olarak der ki “Her roman geçmiş bir idealin tenkididir.,, Zaten tenkit ile nesir arasında esaslı bir münasebet vardır. Madame Bova- ry romantizmin tenkididir ve bizzat Flaubert der ki: “Ben menşeimi okumazdan evvel ezber bildiğim bir kitapta, Don Kişot'ta buluyorum.,, Her iki roman da kitapların hayatımız üzerindeki tesirlerinin tenkidini yapmış; her ikisi de edebi- yatın muhayyile üzerindeki nüfuzunu göstererek kendile- rinden başka bütün romanları yakmışlardır. Halbuki ima- nı daha fazla olan devirlerde insan kendini bütün ruhu ile kitapların ve destanların tesirine bırakırdı. Destan bir imanın tezahürü, halbuki roman dâima bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: