20 Kasım 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

20 Kasım 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kangren olan yaralar Eğer 27 Mayıs İhtilâlinden sonra Üniversite kendisini toparlasaydı ve bizzat kendisi kendisine bir çeki düzen verseydi mânâsız, haksız, ace- mice "147'ler Operasyonu" olmaya- caktı. Bugün Üniversite yeniden böy- le bir tehlikeyle oOkarşı karşıyadır. Memleketin teşrii kuvveti, yâni Par lâmento bu meselenin üzerine edil- mezse tarifsiz (karışıklıklar ve hu- zursuzluk kaynakları ortaya çıkmak istidadındadır. Zira şimdiden bir ga- rip durum hasıl olmuş, öğrenciler öğ- retmenlerinin kifayetlilik veya kifa- yetsizliklerini tartışmaya koyulmuş- lardır! Dünyada bundan daha mâ- nâsız bir davranış bulmak zordur. Öğrenciler öğretmenlerinin kifayet- lilik veya kifayetsizliklerini (o tartış- maya koyuldular diye hemen gençle- ri suçlamaya ve haksız çıkarmaya kalkışmak hatalı bir yoldur. Bir de- fa bilinmesi gereken husus, bir Ü- niversite Meselesinin gerçekten bu. lunduğudur, Bu meselenin üzerine hiç kimse eğilmediği, türlü bahane- lerle herkes görevi üzerinden attığı içtedir ki nihayet öğrenciler öğretim üyelerinin ve sistemin aleyhinde ses- lerini yükseltmek ozorunda kalmış- lardır. Bundan dolayı kızmak değil, bir takım tehlike zillerinin çaldığını olmasının etmeye uğ- rek, kongrelere gitmemiş yarattığı handikapı telâfi raşacaktır. Bu arada, bazı (o haberlere göre, Bilgiç ve Demirel il obaşkanları ile temaslarını birlikte (oyürütecekler- dir. Eğer bu tahakkuk ederse, öteden beri söz konusu edilen İki adayı uz- laştırma çabaları kesildiği yerden bağ- lıyacaktır. Bu (konuda özellikle.. Demir- ci taraftarları ümitlerini kaybetmemiş görünmektedirler Demirelci Mehmet Turgut bu ko- nuda (o yâni uzlaştırma konusunda - AKİS muhabirine şöyle dedi "— Saadettin Beyle Süleyman Se yin uzlaşması, Büyük Kongrede, o se- -imden önce tahtaya isimler yazılın- caya kadar mümkündür Evvelce beraber, şimdi ise rakip olan Bilgiç ve Demirel dışındaki aday- ların durumu pak parlak görünmemek tedir. Süleyman Demirel ortada yok- ken Bilgiçe rakip olarak çıkarılan Tekin Arıburun artık yalnız kalmış- tır Kendisini destekleyenlerden büyük düşüncesi ile Süleyman Demirele il- 16 farketmek ve gerekeni oyapmak lâ- zımdır Üniversite Meselesinde dedikodu» larla önemli noktaları birbirinden a- yırmak lâzımdır. O öğretim üyesi bu öğrenciyi iğfal etmiş de, o hoca bu a- sistanı hissi sebeplerden doçent yap- mış veya yapmamış da, şu bunu at- latmış: veya atlatmamış da.. Bunlar belki gazetelere (o bağlık sağlar ama büyük önem taşımaz. Her müessese- de bu çeşit hâdiseler olur. Hadiseler açığa vurulunca iş, hemen tahkika- tı yapmak ve suçluyu tesbit edip ce- zalandırmaktır. Parlâmentonun ü zerinde durması gereken Üniversite Meselesi bu değildir. Üniversitede, haftada osadece üç veya dört saat dersi bulunan hoca var mıdır ,yok mudur? Bu hocalar akşam tedrisatının yapılmasını "il- mi çalışmalar" yaptıkları gerekçesiy- le reddetmişler midir, reddetmemiş- ci inidir? Bu gerekçeyi ileri süren- r, çoğu zengin çocuklarının asker- ii görevini geciktirme vasıtası olan sözüm ona "özel yüksek okullar"da bol ücretle ders vermekte midirler, vermemekte midirler? Ders kitapları her yıl, mânâsız bir iki rötuşta hattâ rütuşsuz yüksek bedelle yenilenmekte tihak etmişlerdir. Ancak, bir "erkek" taraftarın Arıburunu hâlâ terketme- miş olması da garip, fakat gerçektir. Bu sadık taraftar Reşat OÖzardadır. Talihsiz Özarda bu konuda yakınları- "— Ne yapayım kardeşim? Paşa- ya gidip teklif yapanların o başınday- dım. Dönmek olmaz" demektedir. Bir telgraf karşılığında bir genel başkanlığı cebine indirmek gibi o akıl- lara sığmaz bir kurnazlık örneği ver- miş olan Ali Fuat Başgilin durumu da pek parlak değildir. Bu iki adayın, AP Büyük Kongresinde 250-300 oydan fazla oy alabileceklerine pek ihtimâl verilmemektedir Böylece ortala, ciddi anlamda ra- kip olarak Süleyman Demirel ile Saa- dettin Bilgiç kalmaktadır. o Süleyman Demirel şu son bir kaç günü kan-ter içinde geçirecektir. Özettikle ( iktisadi konulardâ-ki yetkili olduğu bir konu dur - sıksık demeçler vererek sempati toplamağa uğraşmaktadır. Demirelin, bu mecmuanın, piyasaya çıkacağı gün bir basın toplantısı yapacağından bah- sedilmektedir. Gönlün arzu ettiği, De- mirelin bu basın toplantısında, daha ve bir ticaret metal gibi muamele görmekte midir, görmemekte midir? ortada cevap bekle- mektedir. Bunlar gibi, doğrudan doğruya Üniversitenin ilmt seviye- yesiyle ilgili meseleler vardır."Muh- tariyet" bunların üzerine şal örtmek değildir. Parlamento, Üniversite Muh- tariyetinin nasıl islediğini tetkik et- mek için kendi içinden veya dışından heyet kurmak yetkisine sahiptir. İn- gilterede Basın da hürdür. Ama bu, zaman zaman Kraliyet Komisyonla- rının bu hürriyetin nasıl işlediğini kontrol etmesini önlememektedir. Tam aksine, böyle komisyonların raporları Basın Hürriyetine itibar kazandır- maktadır. Bugün Türkiyede Üniver- site oMuhtariyetinin bu çeşit bir kontrola ihtiyacı vardır. Üniversite bunu kendi kendisine yapmak hakkı- nı kaybetmiştir. Zaten, yapmasına da imkân yoktur Yaralar zamanında tedavi görür- lerse kangren olmazlar. Zamanında müdahale kangreni önleyen başlıca tedbirdir. Türkiyede yaralı bir üni- versite bulunduğunu kimse görmez- likten gelemez. o Üniversite Mese- lesi bugün üzerine ışık dökülmesini beklemektedir Bu, Barlamisntörüm bir görevidir. önceki demeçleri ile ortaya attığı si- hirli tılsımların pratik ve akla uygun yollarını açıklamasıdır. - Demirel de- meçlerinde hakikaten parlak fikirler ortaya atmakta, kalkırandan bahset- mekte, fakat gerçeklerin düzeyine pec yaklaşmamaktadır. "Baraj Kralı" yi- ne de halk oyunda sempati toplıyabili- yorsa, bunun sebebi, iktisadi (o konsa- larda ağızları hiç lâf yapmayan diğer AP'lilerle arasındaki farktır. Şimdi merak edilen husus, AP Bü- yük Kongresinin kimi Genel Başkan- lık makamına oturtacağıdır. Bu konu da çeşitli tahminler ileri sürülmekte- dir. Bazıları Demireli şanslı görmek- te, çoğunluk ise Bilgiçi daha kuvvetli olarak kabul etmektedir. Fakat bu Ko nuda, neticeye doğrudan doğruya te- sir edecek noktayı bir AP'li senatör şöylece özetlemiştir: — Efkârı umumiye Damireli tu- tuyor. Yalnız, Genel Başkanı oefkârı umumiye değil, 1900 AP'li delege se- çecektir Herhalde bu 1900 delege, türk halk oyunun genel temayülü ile değil, or- talama bir AP'linin ölçüleriyle hare - ket edecektir! AKİS, 20 KASIM 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: