20 Kasım 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

20 Kasım 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S İ N Oyuncular Kirk Douglas geldi Orta boylu, hafif göbekli ve sinekkay dı tıraşı kat katlaşan gerdanında parıl parıl yanan adam, salonun kapı- sından beşuş bir çehreyle geri döndü ve ellerini uğuşturarak, iki yanında top- lanmış olanlara: " talebelerde olduğu ettik Çok şükür, gibi biz de yuhalamadan yolcu misafirimizi.." dedi, " Çevresindekiler memnun memnun başlarını sallayıp, orta boylu, hafif gö bekli ve sinekkaydı tıraşlı adamı tas- dik ettiler. Adamın adı Murat Köse- oğluydu ve yerli film şirketlerimiz i- çinde nevi şahsına münhasır bir sirka- tin, Acar Filmin sahihi ve ayni zaman da Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti. nin de başkanı bulunuyordu. hafta Cumartesi gecesi, ünlü wood oyuncusu Kirk Douglas'a, Cemi- yet bir yemek düzenlemiş ve Douglas da nezaketle bu davete icabet etmişti. Başkanın çok korktuğu şey, son gün lerde, ona moda olmuş gibi gelen "A- merican, Go Home'un Cemiyetteki bu yemekte de tezahür etmesiydi ki, gelen ler içinde -kimliklerine çok dikkat edile rek seçildiklerinden- Oo böyle bir yola sapacak kimse çıkmadı. Zaten Doug- las, saat 9'a doğru geldi ve ancak bir buçuk saat kadar kaldıktan sonra 10.30'u biraz geçe, yorgunluğunu ve uy- kusunu bahana ederek, çekti gitti. Yemek için özel bir davet yapılma- mıştı. Cemiyet, üyelerine, telefonlar- la ve yazıhanelere adam göndererek haberi uçurmuş ve yerli filin oyuncu- larının da bu "müstesna gece"de ha. zır bulunmalarını istemişti. Fakat ev- deki hesap çarşıya uymadı ve yerliler- den gele gele bir Neriman Köksal, bir Ediz Hun ve bir de çocuk yıldız Ayşe- cik Zeynep Değirmencioğlu geldiler. Kirk Douglas, doğrusunu söylemek gerekirse pek öyle filmlerde görüldü- gü gibi çekici yanları olan bir kişi değildir. Ortadan az uzunca boylu, yü zü yaşlanmış, gözleri içeri kaçık, kır- mızı suratlı -herşeye rağmen iyi sine- ma oyuncusu- ve rus asıllı olmasına karşılık da tipik bir amerikalıdır. Çi- leli bir hayat yolundan bugünkü du- rumuna gelmiştir ve Hollywood'da a- yağını sağlam yere basma konusunda en akıllıca işi yapmış, kendi adına bir yapım şirketi kurmuştur. Adım duyu. rabilmek ve adı çevresinde gerekli rek 32 E M A masını bilmekte ve Kennedy'nin "halk tan halka" programına da gönüllü ka- tılmaktadır. Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti- nin Kirk Douglas için düzenlediği ge cenin iki büyük esprisinden birincisi, küçük Zeynep Değirmenciğlunun, o- yuncudan, elbisesinin etekliğine imza atmasını istemesi -mürekkebi akıtmak isteyip, dolmakalemi silkeleyen Doug- las küçük kızın bütün etekliğini ocılk mürekkebe bulayıvermiştir-, ikincisi de ünlü festival galibi "Cherbourg Şem- Hoşgeldin!. siyeleri" filminin yıldızı Anne Ver- non'un da o geceye katıldığı halde bir türlü Anne Veron olarak tanınmayıp, tam tersi, "Douglas'ın çirkin karısı" sanılmasıydı Gerçi Douglas gittikten sonra da sözde Bayan Douglas'ın hâ- lâ salonda kalması ilgiyi çekmedi de- ğil Birkaç batı sineması hayranı, so- nunda Anne Vernon'u tanıdı ama, kaç para, gerçek Bayan Vernon o sırada canı sıkılmış -daha doğrusu, canına tak demiş- olacak ki, gitmeye hazırla nıyordu. Sonunda herkesin şaşkın ba- kışları arasında o da çekti gitti. Douglas'ın İstanbul serüvenleri Hollyywood'lu oyuncu Kirk Douglas. İsbanbulda dört gün kaldı. Çarşam ba günü geç vakit uçaktan indiğinde kendisini, bir hayli hayran, sinema ve amerikalısever karşıladılar. (Douglas, başka ülkelerde daha sıkı ve daha yü rek hoplatan karşılamalara alışkın ol malıydı ki, Yeşilköydeki az sayıda inşa nı görünce önce hafif tertip bozuldu, fakat bunu gizlemeğe çalıştı. - Ancak gazeteciler, Douglas'la bizdeki "bir po- litikacı arasında hemen bir benzerlik Kurdular. Zira Douglas, uçaktan iner inmez, hemen karşılayıcılarının üzeri- ne yürüyerek, kendisini tanısın tanıma sın ,önüne çıkanın elini sıkmağa baş lamıştı. Sonra Şeref salonuna alındı. Kirk Douglas İstanbulda Başbakan İsmet İnönüyle birlikte Gülegüle! Halbuki Şeref salonuna sinema oyun- cularından çok devlet ve hükümet baş kanlarının alındığı ve kabul edildiği sanılıyordu. Pek çok kimse, bu konu- da yanıldıklarını anladılar. Douglas, âdet olduğu üzere, hemen ayaküstü bir demeç verdi. Güzel yur- dumuzu görmeyi öteden beri arzuluyor du .Kennedy'nin "halktan halka" programı buna vesile olmuştu. Atatür- ke hayrandı. Kıbrıs dâvamıza inanıyor du ve bu dâvanın iki taraf için de uz- laşıcı bir yoldan çözümlenmesi baş di- leğiydi. AKİS, 20 KASIM 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: