15 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

dilerinden m etmekte- dirler, perçi Amerika, met ola- rak, İşçileri ei bir şekilde des- teklemektedir. Ama İşçiler o Amerika- nın desteklemesiyle (o kapitalist çev- relerin güven duymasının aynl olma- dığını bilmektedirler. Onun için, ürkü- ten umacı olmadıklarını göstermek için Oo Iskandinavyadaki (o sosyalistler kadar uzun süre iktidarı ellerinde tut mayı şart görüyorlar. Yeni iktidarın iktisadi alanda bir ileri geleni "Sermaye ( Iskandinavya- dan kaçmıyor. Halbuki, orada da sos- yalist iktidar var" dedi. Gerçekten de ingiliz sosyalizmiyle ıskandinav sosyalizmi oOarasında ne prensip, ne de tatbikat itibariyle bir fark mevcutur. Bu iki sosyalizm bu- günkü batılı sosyalizmin çerçevesi için ve meselâ oralarda "dış ticareti devletleştirelim" o tarzında ifratlı ta- "—Attlee çok ağır bir yük dev- ralmıştı. Harpten çıkmış olan İngil- terenin, saracak çok yarası vardı. İş- çiler bunları başarıyla sarmışlar, fa- kat kendilerini yıpratmışlardır. . Mu- hafazakarlara ancak böyle, güzel bir İngilterenin sağlam temellerini | bi- rakmışlardır. İngiltere bugün de ya- ralıdır. Ancak bunların tedavisi oyeni İşçi iktidarına Attlee iktidarına mal olduğu kadar pahalıya malolmayacak- tır. Aksine, bunların doğru yola gir- diğini görmek ingiliz halkını İşçi Par- tisini daha fazla kuvvetle ve inançla desteklemeye itecektir." Bu sözlerdeki gerçek payını bugün İngilterede kimse inkâr etmemektedir. Gerçekten de İşçiler, kendilerini ağır surette yaralayacak icraat peşinde de- ğildirler. İktisadi ve mali sahada he- men aldıkları iki esaslı kararı şimdi hazmettirmekle meşguldürler. İktida- DIŞ GEZİLER Başka Silâhlar Muhafazakârlar, işte bu çeşit güç- lükleri yenmek içindir iki İşçile- rin bir takım kravat oyunlarına baş- vurdukları inancındadırlar. Bunların aristokrat lideri Sir Alec Douglas-Ho- me İngilterede "puiblic school" lula- rın bir avantaja malik obulundukları- nı inkâr etmemekte, hatta İngiltere- yi yıllar, asırlar boyu "public school" lulann idare ettiğini kabul etmekte- dir. Ama bunun sebebi, "public school" larda memleket idaresine daha ehli- yetli kimselerin yetiştirilmesidir. e Sir Alec: Public school'larda bu bir ne- vi öğretimdir" demektedir. Muhafazakâr Partinin lide- ri bu halin geçmişe ait bir husus ol- duğunu ilâveyi de ounutmamaktadır. Bir defa, İngilterede partiler | elbirli- giyle bir takım sosyal reformlar yan- İşçi Partisi liderleri Kravatsızlar birararda lepler yükseltmek hiç kimsenin hatı- rından geçmemektedir. İngiliz işçileri dünya bir defa ken- dilerini uzun, süre iktidarda (görür de ne olduklarını anlarsa büyük mali kaynakların düşmanlıktan vazgeçecek lerini ve "ingiliz realitesi" ni (kabul edeceklerini (o hesaplamaktadırlar. İyimserlik sebepleri Devlet Bakanı Padley iyimserliğinin hayalperestlik olmadığını — belirt- meyi unutmadı. Gerçi İşçiler İkinci Dünya Harbinden bu yana iktidarı ilk defa almamaktadırlar. oAttlee iktida- rı harbin hemen sonunda Churchillin elinden kapmıştır. Ama bu çok kısa bir zaman sürmüş ve Churchill'in mu hafazakârları 1951 seçimlerinde İşçi- leri yenmeye muvaffak (olmuşlardır. Devlet Bakanı şöyle dedi : AKİS, 15 OCAK 1965 ra geçer geçmez önce ithalât malların- dan alman vergiyi yüzde 15 nisbetin- de arttırmışlardır, sonra da reeskont haddini yükseltmişlerdir. . Amerikanın yeni ingiliz iktidarını ne kadar tuttu- ğu şuradan anlaşılmalıdır ki İngiltere- ye ithalât yapan bütün memleketler vergi artışından şikâyetçi (o oldukları halde Washington sesini çıkartmamış, hatta "İngilterenin. reeskont haddi- ni yükseltmesindense bu kararı al- ması daha iyidir" diye İşçi Hükümeti bir de savunmuştur. o Bundan sonra reeskont haddi de yükseltilince mesi ne ne bir ses çıkmıştır, ne bir nefes. Buna rağmen dünyanın büyük iz çevrelerinin Londraya karşı şüp eci bir tavır takınmaları bu çevrele- Ni Amerika demek olmadığını o her- kesin gözleri önüne çıkarmıştır. Brighton'da elele mışlardır. Bu refomlann neticesi ola- rak "imtiyazlı sınıf" dan olmayan ço- cuklar da aynı ötekilere verilen (o Öğ- retime eş değerde öğretim görmeye başlamışlardır. Sir Alec gülerek şunu ekledi : — Peki, "grammar school'dan çı- kanlar sonra nereye gidiyorlarmış? Public school'dan çıkanların gittikle- ri üniversitelere değil mi? Cambridge'e ve Oxforda?. Mr. Wilson bunlardan biri değil midir?" r. Wison'un bunlardan biri ol- duğu muhakkaktır. Bu, kravat savaşında İşçilerin de- magoji yaptıklarını ileri sürenlerin iddialarına hak verdirecek bir o nok- tadır. Ama İngilterede. Mr. Padley'in belirttiği gibi "demokrasinin (o beşiği" olan İngilterede ( imtiyazlı sınıfların bulunduğu ve bunların, bir nisbet da- hilinde memleketin idaresine hâkim 17