renin bu konuda yetkisiz olduklarını söylemektedir. Gromikonun bu sözleri, İngiliz baş- kentinde, Sovyetlerin Kuzey Vietna- ma söz geçirecek durumda olmadığı biçiminde yorumlanmıştır. Gerçekten, ortalıktaki bütün belirtiler Sovyetler Birliğinin Vietnam savaşının birgün içine kendisinin de katılmak zorunda kalacağı ölçüde büyümesinden büyük bir endişe duyduğunu (o göstermekte- dir. Bu bakımdan, Sovyetler Birliği Vietnam anlaşmazlığının bir görüşme masası başında çözülmesinden büyük ferahlık duyacaktır. Fakat Hanol ile Pekin şu sırada durumun kendileri için elverişli olduğuna, her geçen gü- nün kendi lehlerine işlediğine inanmış olmalılar ki görüşme masası başına oturmaktan ısrarla kaçınmaktadırlar. Asyadaki ipler de çoktan Sovyetler Birliğinin Ooelinden Oo çıktığına göre, Moskovanın Hanol ile Pekinin tutu- muna ayak uydurmaktan başka ça- resi kalmamıştır. Mesele bir değil ki.. Dünyanın Oo başına olarak çöken Oo Vietnam meselesi, geçen Oo hafta Londrada yapılan Gromiko-Stewart o görüşmelerinin en önemli konusu olduktan sonra, bu hafta da Washingtonda yapılacak Stewart-Dean Rusk görüşmelerinde ele alınmaktadır. Dışişleri Bakanı nite- büyük bir deri liğiyle (o Birleşik Amerlkayı ilk odefa ziyaret eden Michael Stewart, Was- hington havaalanına varışında basına verdiği (o demeçte bu konuda fazla ümitli (o görünmemiştir. e Stewart'ın Washington'da yapacağı görüşmelerde Vietnam anlaşmazlığına yeni bir gö- rüş getirmesi beklenmemektedir, ilgi- li oOçevrelerde o belirtildiğine (o göre Stewart'ın bu ziyaretinin sebebi, Sov- yet Dışişleri Bakanı Gromiko ve Fe- deral Almanya hükümeti yetkilileriy- le yaptığı son görüşmeler hakkında amerikan sorumlu şahsiyetlerine bilgi vermektir. Bununla beraber, İşçi Par- tisinin sol (okanadının ağır baskıları sonunda, Wilson hükümetinin Birle- şik Amerikanın karşısına hava akın- larının durdurulması ve görüşme ma- sası başına oturmakta fazla inatçı davranılmaması oyönünde isteklerle çıkacağı bildirilmektedir. Stewart-Dean Rusk görüşmelerin- de ele alınacak başka önemli mese- leler de vardır. Bunların başında, İşçi hükümetinin üzerinde ısrarla durdu- gu Orta ve Uzak Doğu durumu gel- mektedir. Bildirildiğine göre, Orta Do- ğu konusundaki görüşmeler, daha çok Yemen durumu, arap devletlerile İs- rail arasındaki silah dengesi, gene bu devletlerle Federal Almanya ilişkileri ve Şeria nehri sularının saptırılması DÜNYADA OLUP BİTENLER konularında ingiliz ve amerikan po- litikaları arasında bir ahenk sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bunların ya- nısıra, ingiliz ve amerikan yöneticile- ri Kıbrıs konusunda izleyecekleri po- litikada da bir görüş birliği kurmak istemektedirler. Stewart-Rusk görüş- melerinin birinci günü sonunda açık- landığına göre, iki Dışişleri (O Bakanı Kıbrıs durumunda kötüye doğru bir gidiş görüldüğü, fakat Doğu Akdeniz- de bir çatışmanın önlenebileceğini ümit etmek için henüz bazı sebeple- rin mevcut olduğu hususunda muta- bık kalmışlardır. İngiliz ve Amerikan Dışişleri Ba- kanlarının önündeki önemli meseleler- den bir başkası da, Endonezya-Malay- sia anlaşmazlığıdır. Bu konudaki ame- rikan ve ingiliz görüşlerini birleştir- mek. İşçi hükümetine Endonezya kar- şısında büyük bir destek kazandıra- caktır. Bundan başka, Dean Rusk ile Michael Stewart'ın Batı birliği üze- rinde de önemle duracakları bilinmek- tedir. Gerçekten, Batı dünyası şu sı- rada bir sürü siyâsi ve iktisadi görüş ayrılıkları içindedir. Ancak bu ayrı- lıkları giderecek sihirli değnek de her- kesten çok De Gaulle'ün elinde bu- lunduğuna göre Rusk ile Stevvart'ın bu konuda fazla birşey yapabilecek- leri sanılmamalıdır. AKİS, 26 MART 1965 (AKİS: 201) 19