26 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

26 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 İNE M A Senih Orkan Filmler "Aşk ve Kin" Yerli o filmlerin yabancı .filmlerden aktarmalarla, dolup taştığı bugün- lerde. "Aşk ve Kin'"'in yapımcısı, fil- mini bundan "tenzih" için tutup ilân- lara, şu cümleyi eklemiş: "Bu filmde ecnebi filmlerden kopya edilen bir tek sahneye raslanmaz". Ama bir filmin yapımcısı Turgut N. Demirağ olsun da o filmde ecnebi"den aktarma bir şey olmasın, İşte bu olmaz! Ne yapımcı- lığı, ne de yönetmenliği bir özellik ta- şıyan Demirağın tek özelliği, hastalık derecesine varan "ecnebiperestiktir. Demirağ için bir sinema çalışmasının başarısı, içinde taşıdığı (o "ecnebi un- sur "larl a ölçülür. Ama bu unsurlar "ecnebiyye"nin odöküntüleriymiş, bu- nun önemi yok, ecnebi olmaları yeter de artar bile. Bunun içindir iki Demi- rağ, Hollyvraod'un bilmem kaçıncı de- receden oyuncusu Marl Blanchard'i "Karasu" filmi için "Amerikadan hu susi surette getirtmiştir. Bunun için Demirağ, aynı filmde Manfred Scbüs- ter adında tüysüz bir alman gencini "kalpaklı yağız türk" rolüne çıkarmış- tır. Bunun için Demirağ, "Karasu"da. "Bir Kadın Tuzağı"nda bizim en kö- tü görüntü yönetmenlerimizden daha iyi sonuç alamıyan, iyi görüntü yönet menlerimizden ise fersah fersah geri- 32 — Belgin Doruk — Beyazperdede de kalan Frederick B: Ford'u kullan- mıştır. Bunun içindir ki Demirağ, "Bir Kadın Tuzağı'nda cami o yıkılmakla birlikte mihrabı da yerinde olmayan bir Eva Palmer'i oynatmış, onun yanı- sıra, sinema heveslisi bir delikanlıdan başka birşey olamayan Isarco Ravai- oli admda bir italyanı da "jön" rolü- ne çıkarmıştır. Bunun- içindir ki' De- mirağ Marilyn Monroe'nun ünü her yanı sardığında, sahicisini sağlıyamı- yacağı için "benzeri" diye Ulla Darni adında Danimarkalı bir hatuncağızı ilk "turistik" filmimiz "Yabancı Kız" da oynatmıştır. Bu filmin yönetmeni diye kullandığı Ernest Roberts, eşi E- va Palmer'e iltimas geçmiye kalkışın- ca da yönetmenliği ondan alıp kendi "gedikli" yönetmeni Mehmet Muhtara aktarmıştır. Zehir gibi senaryo Demi "Cumbadan Rumbaya" fil- indeki yönetmenliğinden beş yıl sonra va yeniden bu işe dönerken işi sağ- lama bağlamak istemiş ve iyi bir fil- min her şeyden önce iyi bir senaryoya dayandığı düşüncesinden yola çıkarak “zehir gibi" bir senaryo aramağa ko- yulmuş. Reklâm - haberlere göre böy- le bir zehir gibi senaryo için bir ame- rikan, yazarına bilmem kaç bin dolar ödemiş Amerikalı, dolarları cebine at- tıktan sonra, kendi senaryosundan öy- lesine utanmış olmalı ki, adının kulla- Leylâ Sayar "Aşk ve Kin"de 'dış yardım" nılmasında ısrar bile etmemiş, Demirağ ise aynı senaryoyu kendi adının hi- mayesine alacak kadar sevmiş! Zehir gibi senaryo gerçekte bun- dan yirmibeş ,otuz yıl önce çevrilen en bayağı çeşitten o fransız italyan me- lodramlarında kullanılanlardan zerrece farksızdır. e Filmin ilânlarındaki de- yişle "evlendiği gece otomobil kaza- sında kocalık okaabiliyetini kaybeden meşhur bir yazarın genç karısına ka- bus yalısında oynadığı korkunç oyun"u anlatmaktadır. Ünlü yazar -tiyatro yasarı - Turgut Özataydır, da kalmamaktadır. Böyle filmler zaten hiçbir vakit bu kadarla kalmaz. Filmin baş kahramanı olan ünlü tiyatro yaza rının piyes anlayışı, filmde de senaryo anlayışına temel olmuş: Ünlü yazar, basit, dümdüz gördüğü bir olay için şöyle demektedir:"Çünkü içinde komp likasyon yok... Bu olayı eğmeli. ,bük- meli, girift bir hale getirmeli..." Öy leyse, gelsin komplikasyon!. o Nitekim "Aşk ve Kin"de, tamamlayıcı adıyla "Öldükten Sonra Bile"de de olaylar eğilip bükülmekte, girift bir duruma getirilmekte, daha başka kahramanlar ortaya sürülmektedir: o Dorukun "iyi bir doktor olmak için" Amerikaya gi- den eski sevgilisi (Cüneyt Arkın), Öza- tayın ayyaş kardeşi (Senih Orkan), Ö- zata'yın Dorukla evlenmeden önce met AKİS, 26 MART 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: