31 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

31 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DIŞ GEZİLER Bir Sovyetler Birliği (o vatandaşının nazarında Türkiye, klâsik bir polis devletidir. Orada herkes takip altın- dadır. Mektuplar kontrol edilir. Siyasi şubeler hep tetiktedir. Memlekete gir- mek isteyen yabancılara viza verilmez. Bunun sebebi .Türkiyenin bir emper- yalist, yani amerikan uşağı olmasıdır. Mili Emniyet, amerikanların hoş gör- hareketin karşısındadır. Sovyet diplomatlarının, tıpkı Ameri- kada olduğu gibi Türkiyede de Baş- kentten bir belirli mesafeden fazla u- zaklaşmaları yasaktır. Türkiye yasak- lar memleketidir. e Türkiyede her şey yasaktır ve herkes terör altında yaşa- maktadır. Gazeteciler (o Birliğindeki oOilk ye- mekte "Za vaşe zdoroviye — Şerefini- ze"ler çoğaldığında çoğalan bu tertip lâflar karşısında tepemin atmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. A- damlar Türkiyeyi sanki Sovyetler Bir- liği sanıyorlardı. o -Aslında, bizim de Sovyetler Birliği hakkında aynı cins yanlış hükümlere sahip bulunduğu- 24 wi si da bir bale temsili hârikası Bolşo Renle ve musiki muzu anlayacaktım ya..-. Alaycı bir tarzda kendilerine hayal gördüklerini söyledim. Üstelik elimde, bir de kuv- vetli koz vardı. Evet, tıpkı Amerikada olduğu gibi Türkiyede de rus diplo- matların Başkentten bir belirli mesa- feden fazla uzaklaşmaları yasaktı ama bunun sebebi neydi? Ruslar, tıpkı a- merikalılar gibi türk diplomatların da Moskovadan bir belirli mesafeden faz- la uzaklaşmalarını menetmişlerdi. Bu- nun üzerine Amerika, Türkiye ve di- ger batılı omemleketler o“"mukabele-i bilmisil" olarak aynı tahdidi kendi memleketlerindeki sovyet diplomatla- rına koymuşlardı. Yok, koymayacak- lar mıydı? Rusyadaki tahdit kalkınca bizim o tahditlerimiz de O kalkacaktı. Bunu bildirdim. Bozuldular. Hattâ biri "Yok öyle şey, bizde" bile dedi Ya yalan söylüyordu, ya sahiden bil- miyordu. Bilmemesi kabildir. Sovyet- ler Birliği vatandaşları dünyayı ye- ni yeni, meşhur Demir Perde aralan- dığından bu yana öğrenmektedirler. O zaman, karşı taraf bana bir baş- AKIS ka mesele çıkardı. Pravda ve İzvestiya Türkiyeye devamlı omuhabir gönder- mek istemişler. Bizimkiler müsaade etmemişler, itiraf ederim ki, göğsümü gere gere "Haydi oradan, budalalar! Böyle şey olur mu?" diyemedim. Bi- zim teşkilâtımızın ne budalalıklar yap- tığım bildikten sonra böyle bir açık vermek istemedim. Bizim O Sofyadaki evlere şenlik elçi, resmi davetli bul - gar gazetecilerine oOviza vermemişti! "Bunu ilk defa duyuyorum. Sorar, öğ- renir, cevap veririm. Ama, buna benim aklım ermez. Türkiyede temsilcilikle- riniz olacak. Türkiyede Tass muhabi- ri bulunacak. Sonra Pravdayla İzves- tiyaya muhabirlik için izin verilmeye- cek.. Olur mu, böyle şey?" dedim. Büyük Elçiliğimizden sordum ve öğrendim. Bu, bütün Sovyetler Birli- ğinde benim büyük silâhlarımdan biri oldu ve tâ Gromikoyla konuşurken ça- lumımı sattım: "Kim bize müracaat etmiş de biz viza vermemişiz? o İsim söyleyin, bakalım. Türkiyeye kimi göndermek ( istiyorsanız, o başvursun 31 Temmuz 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: