31 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

31 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Satıhın Altındaki Mücadele Türkiyenin 1965 seçimlerine bir fikir ve (siyasi görüş platformu üzerinde gideceği sanılıyordu. Bunun mut- la belirtileri varda. Ekonomik ve sosyal bakımdan orta- nın solunda bir CHP.'nin, kargısında ortanın sağında Ur A.P. bulması hayırlı bir yenilik gibi oOgörünüyordu. Toprak Reformu. Petrol Meselesi, Sosyal Adalet bu ölçü- lerle ele alındığı takdirde, iktidarı kim kazanırsa kazan- sın, elbette ki memlekete, millete fayda sağlayacaktı. Bunlar açıkça ve bir yüksek seviyede tartışılacaktı, halk doğru yolu bulacaktı. Konular aydınlanacaktı.İlerdeki senelerde zihinlere tam berraklık gelecekti. Bu ümit gerçekleşmemiştir. Bugün görünen, bir sağ- ol mücadelesinin seçimlere hakim olacağıdır. Fakat açık- ça söylemek lâzımdır ki artık bu bile hadisenin sadece dış görünüşüdür. Şimdi her şey açıkça belli etmektedir ki 1965 seçimlerinde C.H.P.'ye ve onun şahsında 27 Mayısın ge- tirdiklerine karşı Ur meydan savaşı verecek olan ne sağ- dır, hatta ne AP'dir. D.P. yüzünden maskesini atmış olarak ortadadır ve ikinci demir kırat, birinci demir kıratı nereye götürdüğü bilinen yolun üstüne çıkmıştır. Bir takım paravana liderlerin, bir takım paravana idare- cilerin Ooarkasında, isimleri Yassıada Sanıkları olarak ta- rihe geçmiş olan kimseler, son kozlanını oynayanların fütursuzluğuyla (o ortadadırlar ve kendi B takımları say- dıkları ekibe taktik vermekle (o meşguldürler. (Bunların taktiklerinin kendilerine ne hayrı olduğu düşünülecek olursa, ikinci demir kırattın âkibetini tahmin etmek kim- seye oZor gelmeyecektir. Süleyman Demirelin bir özelliğini takdir etmek lâ- zımdır. Ragıp Gümüşpala D.P.'nin dayandığı kuvvetleri A.P.'nin altında tam atarak toplayamamıştı. Belki buna, kendisinin ve A.P.'nin ilk kurucularının şahsiyeti gibi 1981'lerin havası da mâniydi. Yassıada (oSanıklarından mahküm edilmiş bulunanlar ohapishanedeydiler ve ilk hedefleri oradan kurtulmaktı. Hapishaneden akıl verme- ye çalışmıyor değillerdi ama işlerin bilfil içinde sayıl- mazlardı. "Mahalle milyonerleri-" gene A.P.'nin arkasın- daydılar, fakat bunu Ur Akidenin icabı olmaktan ziyade ihtiyatlı ve çekingen bir ümidin neticesi olarak yapı- yorlardı. D.P.'nin son zamanlarda hazırlığına giriştiği, ger- çekleştiremeden göçüp gittiği eli sopalı (omilis teşkilâtı Gümüşpalanın hevesleri arasına girmemişti. Gümüşpa- lanın, asker tarafını tamanile unuttuğu söylenemez. Bu. 1961'lerin A.P.'sinin kendisine (o sembol olarak Ur kırat değil, güneşle kitap almasının da sebebidir. Süleyman Demirel, D.P.'nin dayandığı kuvvetleri bir harçla birleştirmeye muvaffak (oolmuştur. İkinci demir kırat, aslında, bu muvaffakiyetin ilânıdır. Bugünkü A.P. eski D.P. kadrosunun elindedir. Bunlar 1965'in 10 Fil- minde bir Restorasyon denemesine ohazırlanmaktadırlar. Mahalle Milyonerleri çeşitli teşekküller halinde ikinci demir kıratın hizmetine girmişlerdir. Özel Sektörün derlenip toparlanması.Özel Sektöre karşı yapılan hü- cumları bizzat karşılayacak hale gelmesi, 1965 Türkiye- -ine lâyık bir seviyeye (oulaşması bu memlekette, karma ekonominin taraftarı herkesin halis arzusu (olmuştur. 31 Temmuz 1965 Metin TOKER Ama Özel Sektör başka bir istidat göstermiştir. Kendisi 1965 Türkiyesinin şartlarına uymaya çalışacak yerde, Türkiyenin şartlarını 1960 öncesi şartların esi halline ge- tirmeyi vaadeden siyaset felsefesinin destekleyicisi ol- muştur. Memlekette bir sol cereyan varmış da bu sek- tör ona karşı birleşmeliymiş! Laf., Sol cereyan elbette ki vardır. Ama akıllı bir Özel Sektör kendi güvenliğini 1969 ) öncesinin şartlarında aramaz. Sola karşı mücadelenin en kötüsü, en zararlısı budur. Bu. solu manen ve fikren bes- lemektedir. Aslında bu yolun öncülerinin umursamadıkları ne sağdır, ne sol. Sadece şahsi çıkarlarıdır. İçlerinden en şöhretlilerinin en aşın sola bile "maddi yardım" yap- maları, köpek besler gibi kiralık kalem besleyip onları onun, bunun paçasına saldırtmaları ve onlara ikinci de- mir kıratın savunmasını görev olarak vermeleri çoğu eski V.C saliki bu iş adamlarının burunlarından daha ileri- sini göremediklerinin delilidir. Bunlar, tıpkı Yassıadanın bazı sanıkları gibi, birinci demir kırat nallarını diktiğin- de işi ucuz atlatmış olmanın cüreti içinde hep aynı şan- sın kendilerini koruyacağı inancındadırlar. Bu hayalden ayıldıklarında vakit çok geç olursa kendilerinden başka- sında bir kusur aramamalıdırlar. Akıl hocaları ve para babalarından sonra Demirel, bir ara, eli sopalı milislerini de bulur gibi olmuştur. Fakat Komünizmle Mücadele Derneği balonunun ilk iğne dar- besinde söndürülüvermiş olması bu, akıllı devlet adamı elmasa bile akıllı iş adamı sıfatına ziyadesiyle lâyık B ta- kımı kaptanına her halde bazı gerçekler ve Türkiyedeki kuvvet dengesi hakkında bir fikir vermiştir. A.P. 1965 seçimlerine A.P.değil de bütün yönleri ta- mam D.P. olarak girmekte fayda görmüştür. Buyursun. Birinci demir kıratı yere seren kuvvetler, görülecektir ki ikinci demir kıratın burnuna dizgini takmakta hiç bir müşkilât oçekmeyeceklerdir. CH.P'nin talihsizliği 27 Ma- yısı doğuran havadan birbuçuk yıl sonra ve sırtında baş- kalarının kamburuyla seçim sandığının başına gidebilme- si olmuştur. Demir kıratı mezarında bırakmak herkesin faydasına olacaktı. Geçmişte mallarıyla fazla oynama- nın hayrı yoktur. Yassıada Sanıklarının umdukları Res- torasyon bu memlekette asla, ne olursa olsun gerçekleş- meyecektir. Almanyada eski naziler tekrar iktidarı alabi- birler mi? İtalyada eski faşistlerin, Arjantinde peronistle- rin bir başarı şansı var mıdır? Peronun memlekete dönüş hevesinin, daha kursağına gitmeden, boğazında takılı kal- dığı seslerini yükseltmeye başlamış Yassıada Sanıklarının hatırından hiç, ama hiç çıkmamalıdır. D.P. kapanmış bir t devirdir. O devrin sorumluları kendileri için bugünkün- den başka bir statüyü ancak zorlamayla sağlayabilirler. O devir gibi o insanlar da, artık hiç açılmayacak, açılması ancak uğursuzluk getirecek firavun mumyasıdırlar. "Ya devlet başa,- ya kuzgun leşe" macerasına atılacak olur- larsa, işin kuzguna düşeceğinden emin bulunmalıdırlar. Bu, bir boş tehdit sanılmamalıdır. Birinci demir kıratın başını, gerçeklerin hatırlatılmasını tehdit sanmak yemiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: