31 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

31 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DIŞ GEZİLER lerin Sovyetler Birliği ile dostane mü- nasebet kurmaları zor olmuyor, Erlan- der'in Moskovada bulunduğu ( sırada meşhur rus casusu isveçli albayın du- ruşması ya bitmek üzereydi, ya bitmiş- ti. Ama böyle oyundur oyunun normal kaidesi sayılıyor, herkes kendine göre tedbirini alıyor, kaideleri tabii karşılı- yor ve dış politikasını milli menfaati üzerine bina ediyor. Ben, milli menfa- atleri birbirleriyle dost olmayı gerekti- ren iki memleket saymaya mecbur ol- sam İsveç ve Rusyadan önce Türkiye ve Rusya derim. Bilhassa Rusyanın bi- timle dostluk, samimi dostluk yapma- sında "sayılamayacak (okadar men- faat'i bulunduğunu görmemenin im- kânı yoktur. Bizim de öyle.. Kongreler Salonu yeni bir bina. piş görünüşü cam ve alüminyum. O- nun için Moskova halkı onunla pek iftihar ediyor. Bina 1961'de yapılmış. Tabii, mutad üzere bir sürü mimarın ortak eseri. Şimdi, kendinizi sıkı tu- tunuz. Binanın hacmi 400 bin metre küp. Kremlindeki öteki binalardan da- ha yüksek olmasın diye yerin onbeş metre altından başlatılmış. o İçinde 6002 koltuk var. Akustiği iyi olsun diye duvarlar tahta kaplama. Fakat tah- talar, keman tahtası. En üst katma kayan merdivenlerle çıkılıyor. e Burası bir nevi lokanta. Halk, aralarda bu- raya çıkıyor ve karnını sandviçlerle doyuruyor. Tabii, bir kalabalık oluyor. bir kalabalık oluyor.. Salonun tava- nında 4500 direkt aydınlatma âleti var. Her 12 dakikada bir salonun bü- tün havası temizleniyor. Kendinizi sı- la tutunuz dememin sebebi şu: Bu bi- na, tam bir yılda tamamlanmıştır. E- ğer bizim İstanbul Operası binası ha- tırlanırsa işlerin yürütülmesi konusun- da, sürat itibariyle bir fikir edinmek kabil hale kolaylıkla gelir. Don Karlosa a ei Halbuki, oy- nayanlar arasında bir "Narodniya Ar- tistka O.C.C.P." Ti sönme Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Halk Sanatkâ- rı" yoktu. Bunlar, Sovyetler Birliğinin en mümtaz simaları. Güzel evleri, ra- hat hayatları, mükemmel geçimleri var. Bir de, federatif cumhuriyetlerin halk sanatkârları (omevcut Bunların batılı ölçülerle vasatın çok üs- tünde. Zaten sanat hayatı Sovyetler Birliğinin belli başlı (o özelliklerinden biri Şimdi, bunun komünist rejimin de- gil, rus tabiatının icabı olduğunu söy- lersem fazla şaşmamak lâzımdır. Ko- münizm, mevcut rus hasletlerini ge- liştirmiştir. Ama yeni bir haslet ilâ- ve edemediğine kalıbımı basarım. Bel- 26 Bolşoy Tiyatrosunun içi Çarlığın yadigarı ki, milli hasletler yarım asırda değiş- miyor. Neyse. Benim söylemek istedi- gim o değildir. Benim söylemek iste- diğim, Moskovada tam otuz tiyatro- nun bulunduğu ve buralara günde 300 bin seyircinin gittiğidir. Güzel Sanat- lar Sovyetler Birliğinde bir hayat da- lıdır. Rus, ekmeksiz bir süre tutulabi- lir.Fakat Güzel Sanatsız, asla! Bun- dan dolayıdır ki İhtilâlden hemen sonra, kapılarını halka ilk açanlar ti- yatrolar olmuştur Bu diyarın en meşhuru ise, ta- bii. Bolşoy. "Bolşoy" ruscada sadece "Büyük" demek. Yani meşhur Bol- şoy "Büyük Tiyatro". Bir de "Küçük Tiyatro" var. Ruscada "küçük" "mali" demek; olduğu için onun adına "Mali 2 diyorlar. Rus sanata düşkün. Belki de sa- natta, kendi ıstıraplı hayatını hatırlı- yor ve ona çare arıyor. Büyük roman- cılar, büyük (omüzisyenler hep dertli kimseler. Rus neşeli değil. Çok gülmü- yor. Gülmeye başladığı zaman da kahkahayla hıçkırık arasındaki mesa- fe, bizim köylü tabiriyle "bir sigara menzili" bile değil. Don Karlosta o ışık, o e o dekor bizi gerçek- ten mestetti. Ve rus halkı sanat gös- terilerini öylesine huşu içinde seyre- iyor ki. Rusyanın bize nazaran batılı olduğu bir başka açıdan daha orta- dadır: Halk, sanatkâra alkış olarak, hakettiğine inandığı kadar veriyor. Nitekim bir akşam sonra, karım Bol- soyda "Giselle'i bir "Narodniya Ar- tistika C.C.C.P."dan seyrettiğinde öy- lesine bir alkış kopacaktır ki biz Don Karlosta bunu bulamayacağız. Rüyada tiyatrolar hem pahalı, hem ucuz. Meselâ Bolşoyda en pahalı yer 3,5 ruble. Yani 35 lira. Buna mukabil en ucuz yer 70 köpek. Yani 7 lira. -Bir orta memur, ayda 110 ruble civarında almaktadır-. Buna mukabil öteki ti- yatrolarda fiyatlar 30 köpek -3 lira- ile 15 ruble -15 lira- arasında değiş- mektedir. Otele döndüğümüzde saat akşamın civarındaydı. OB murtalı ği geldi. Benim biftek yerindeydi. Hattâ, yumurtanın beyazı da mevcuttu. Fa- kat sarı kısmı sanki uçup gitmişti. Yanımızda Andrey vardı. O, alışkın bir edayla güldü. Ama, bir defa daha benim tepem atmıştı. Garsonu çağır- dım ve yumurtanın sarısının nerede olduğunu sordum. Kem-küm etti. An- ladım ki fezaya roket atan Sovyetler Birliğinde oyumurtanın sarısı çalın- maktadır. Sahiden de rus lokantala- rının bir felâket olduğunu çok geçme- den renk ada yediğim en iyi rus ye- mekisii Ankarada, Süreyyada yedik- imdir. O blinileri, o kievskileri, leri, o boraları, Sovyetler Birliğinde oktur. Zira, bir bulmak kabil değildir. İkincisi,. ler Birliğinde ahçılar bizdeki tapu me- murunun statüsüne tâbidir. Siz hiç, bir tapu memurunun pilâ- vım yediniz mi? Fi o karski- 31 Temmuz 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: