31 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

31 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS tir. Dopingli atların ve, bu atlar ta- rafından kazanılsa dahi, bu yarışların akıbeti is» kimsenin meçhulü değildir. Kıbrıs Sular bulanıyor Bir süredir eski şiddetini kaybetmiş olan Kıbrıs, anlaşmazlığı, geride bı- raktığımız hafta içinde yeniden su- yun yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Bunun en önemli nedeni, Kıbrıstaki rum yöneticilerin seçim kanununda Kıbrıs Anayasasına açıkça aykırı de- gişiklikler' o yaparak, türklerin ayrı liste ve ayrı seçimler düzenlemek hak. kını ortadan kaldırmalarıdır. Yapılan bu değişiklik sonunda türkler, kendi adaylarını kendileri seçmek imtiyazını kaybetmişlerdir. Başka bir deyişle. se- çimler artık tek liste usulüyle ve bir- leşik olarak yapılacağına göre, çoğun- luğu ellerinde tutan rumlar, Kıbrıs Meclisine, türkler tarafından tesbit e- dilen adayları değil, kendi istediklerini getireceklerdir. . Bundan başka, gene Kıbrıslı rum yöneticiler tarafından a- lınan bir kararla. Kıbrıs rum millet- vekillerinin görev süresi bir yıl daha uzatılmıştır". Bilindiği gibi (oMakarios, bu deği- şikliği yapacağını bundan çok uzun bir süre önce açıklamışta. Fakat on- dan kısa bir süre sonra başlayan ikili görüşmelerin yarattığı yenil hava için- de. Yunan hükümeti. Makariosu bu konuda daha dikkatli olmaya çağırmış ve Makarios da, Kıbrıs üzerindi> yeni bir buhran yaratacak nitelikteki bu değişikliği şimdiye kadar geciktirkmiş- tir. Anlaşılan, Atinada son günlerde olup bitenler, Kıbrıslı rum lidere ara- dığı fırsatı vermiş bulunuyor. Papand- reu hükümetinin baskısından kurtulur kurtulmaz ve Yunanistanda otorite buhranı belirir belirmez. Makarios is- tediğini yapıvermiştir. Seçim kanununda yapılan değişik- lik, milletlerarası andlaşmalarla çer- çevelenmiş Kıbrıs Anayasasına indi- rilmiş en önemli darbelerden biridir. Fakat Makarios bir kere milletlerarası andlaşmalara sırtını dönmüştür ve bundan sonra bu huyunu değiştirece- ğine dair en ufak bir belirti de yok- tur. İki önemli ihmal Makariosun geçen hafta yaptığı bu yeni oldu-bitti, Ürgüplü Hükümeti- ni seçim öncesinde çok zor bir durum- la bırakmıştır. Gerçi İnönü hükümet- lerini "daha aktif bir politika" izle- 31 Temmuz 1965 memekle suçlayan AP kanadı olayı bü- yük bir sessizlikte geçiştirmeye çalış- makta, Dışişleri Bakanlığı da ne oldu- gu pek iyi bilinmeyen bir takım "karşı tedbirter"den söz açmaktadır ama, bu arada türk dış politikasının son aylar- da iki önemli yanlış yaptığı da kimse- nin gözünden kaçmamaktadır. Bu yanlışların birincisi ve hiç şüp- hesiz en önemlisi, ikili (görüşmelere yanaşan Atinaya azla belbağlamak olmuştur. Gerçi Kıbrıs anlaşmazlığı- nın herşeyden çok bir türk - yunan Makarios İş başında! meselesi olduğu ortadadır ama anlaş- mazlığın düğümü Atinadan çok Lef- koşededir; Nitekim Türkiye de, meşru olduğunu kabul etmemekle beraber, Makarios hükümeti nezdinde bir tem- silci bulundurmakla bu gerçeği açıkça kabul etmektedir. Ankara. Lefkoşe ile münasebetlerini Atinanın aracılığıyla yürütmeye kalkışmakla hem Atinanın Lefkoşe üzerindeki etkisini fasla gö- zünde büyütmüş, hem de Yunanistan- da vuku bulacak bir hükümet değişik- liği ihtimalini gözönüne almamış de- mektir. Nitekim, bugün Atinada işbaşı na, açıkça. Zürih ve Londra antlaş- YURTTA OLUP BİTENLER malarını, "kötü bir miras” olarak nite- lendiren bir Dışişleri Bakanı gelmiştir. Eğer Novas hükümeti güven oyu al- mayı başarırsa, Türkiyenin başına da- ha hayli dertler açılacak demektir. Ürgüplü hükümetinin Kıbrıs konu- sundaki ikinci hatalı davranışı kay- nağını birincisinden almaktadır. Kıb- rıs anlaşmazlığının çözümünde Tür- kiye ile Yunanistan arasında (oyapı- lan ikili görüşmelere fazla ümit bağ- landığı için, başka yollar odenenme- miştir. Meselâ, Kibrisin Birleşmiş Mil- letlerin önünde olduğu, Plâza raporu- nun reddedilmesinden sonra, birden- bire unutulmuştur. Oysa, Türkiye bü- tün dikkatini ikili görüşmeler üzerin- de toplarken Makarios da gözlerini Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun yeni toplantılarına çevirmiştir. Nitekim New York'taki temsilcisi Rossides, ge- çen hafta. Kibrisin yeniden Genel Kurul gündemine alınmasını istemiş- tir. Bu olay türk dış politikasını yö- netenlerin nihayet gözünü açmış ol- malı ki, Türkiye de geçen hafta, aynı yolda, fakat geriden gelen bir müra- caatta bulunmuştur. C.H.P Büyük başın derdi Bu hafta Pazar günü, sıcak bir İs- tanbul gününde otomobiller daha ziyade şehirden sayfiye yerlerine gi- derken bir siyah Chevrolet Maltepeden İstanbula gidiyordu. Siyah Chevrolet- deki adamı hemen herkes tanıyor, saygıyla selâmlıyordu. o Araba vapu- runda, bilhassa kadınlar ve çocuklar elini öpmek için âdeta sıraya, girdi- ler, İsmet inönü, Parti Meclisinin o gün başlayacak toplantısına başkanlık etmek üzere şehire iniyordu. Parti Meclisi sahiden saat 10'da, salonu hem geniş, hem de serin olduğu için Beşik- taş İlçe Merkezi binasında seçim ön- cesinin en önemli toplantısına başla- dı. Toplantıya, iki üye Avrupada ol- duğu için 40 üye katıldı. Üyeler hemen yoğun bir çalışmaya giriştiler. Öğleden önceki celse, onikiyi geçe- rekten bitti.Öğleden sonra komisyon- lar çalışacak, akşamüstü tekrar umu- mi heyet toplanacaktı. İsmet İnönü- nün kabul etmesi gereken bazı kim- seler vardı. Onlarla görüştü, sonra ar- kadaşları ona izin verdiler. İnönü Maltepeye döndü, saat iki civarında denize girdi, yemeğini yedi, bir süre istirahattan sonra kendisine verilmiş 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: