11 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

11 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halk Adamı Milletvekili listeleri ilân edilince, bu listelerde çoğunlukta olan ya- bancı isimler, herkesin dikkatini çe- ken başlıca şeylerden biri olmuştur. Ama bize yabancı gelen bu isimler, çevrelerinde bulunanlara hiç de ya- ancı gelmemektedir. Çünkü bunlar o delege çevresinde, halkın arasında yaşıyan kimselerdir. Demek ki halli artık, tanınmış isimlerden çok, bil- diğini, tanıdığını seçmek istemekte- dir. Ancak, bunun ciddi mahzurları olabilir ve milletvekili olmayı iş edi- nen birçok kimseler delegelerle sathi bir' temas kurarak, el sıkarak, ufak tefek iş takip edip, hattâ para fak- törünü de kuşanarak, o kendilerine "halk adamı" süsü verebilirler. Ger- çi yeni Siyasi Partiler Kanunu, bü- tün partililerin ön seçimlere katılma- larını sağlıyarak. bu mahzuru az - çok önlemeye çalışmıştır ama. gine de partililer, belirli kişilerdir. Halk, ön seçici olabilmek için, akın halin- de siyasi partilere kaydedilmedikçe de mahdut sayıdaki delege'eri yöne- tecek gruplar ve kişilerle (o başetmek mümkün olamıyacaktır. Bu durumda oparlâmentoya de- gerli kimseleri oOsokmanın tek yolu, demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olan gerçek "halk adamı" tipini ye- tiştirmektir. o İleri (o demokrasilerde siyasi partnerin, özellikle üzerinde durdukları bir mesele, aday yetiştir- mek, her bakımdan değerli kişileri halkın arasına sokarak, bunların halkla temasını sağlamaktır.İyi bir mek ister vs saçlarını biraz değişik tarayan, biraz daha başka türlü olma- ya çalışan çocuklara âdeta kanca ta- karlar. Bu meselelerin bu kadar taas- supla ele alınmaması, aksine, çocuk- ların okula şık ve sevimli gitmeye ça- lışmalarının teşvik edilmesi zorunluğu vardır. Sevildiğini, beğenildiğini his- seden çocuk, okula daha büyük zevk- le gider ve bu psikolojik ortam onun daha iyi çalışmasına yol açar. Okul başlarken ,ailelerin, ellerindeki im- kânlar oranında çocuklarına, bayram kıyafetleri hazırlar gibi okul kıyafet- leri hazırlamaları, bu konularda okul idarecileriyle anlaşmaları çok fayda- lıdır. 32 parlamento adamınım halk adamı o- lamıyacağı inancı, bizdeki yanlış bir görüşten Geri gelmektedir. e Büyük halk kitlelerinin seçme kabiliyeti ve bu işi yaparken kullandığı sağduyu, bence, parlâmento adamına ve ger- çek değere zannedildiğinden çok da- ha fazla şans vermektedir. Çünkü bu büyük toplulukların küçük hesapları yoktur, İstedikleri tek şey, seçtikle- rinin kendilerine yakın, kendilerin- den olmasıdır. Kısacası, seçeceklerini yalnız Meclislerdeki konuşmaları ile değil, kası ile, gözü ile tanımak iste- mektedirler. Amerikada çok sevilen bir Kennedy bile bundan muaf değil- di. Seçildiği yıl, memleketi karış ka- rış dolaşmış, el sıkmış, eşiyle, ço- cuğu ile halkın arasına girmiş, bü- tün özelliklerini tanıtmış, kuru bir po- litikacı olarak katmamağa çalışmıştı. Gazeteler onun söylediği sözler ka- dar giyindiği elbiseleriyle, ev hayatı ile ilgileniyor ye onu insan tarafı ile, tanıtmağa çalışıyorlardı. Gerçek "halk adamı" memleketin büyük meselelerini içinde duyan, bu mesele- lere cevap verebilecek olan çalışma- ları yapan, fakat aynı zamanda bunu halk kitlelerine duyuran, ona umut veren, onun hayatına birşeyler götü- ren kimsedir. Köylü, kimin kendisinden yana olduğunu: işçi. kimin kendisinden yana olduğunu bilmiyor, der duru- ruz. Bunun başlıca sebebi, köylünün de, işçinin de yanında olanları uzak- tan izliyememesi, uzun vadeli reform Moda Yün takımlar Yün takımlar, sonbaharın gine yıldız kıyafeti olmakta devam etmekte- dir. Tığla örülmüş, astarlanmış, ke- narları biye ile çevrilmiş çok sade yün döpiyesler bir iğne veya çiçekle en şık bir yere gidebileceği gibi, büro kıyafe- ti da olabilmektedir .Sveterler iki tipte örülmektedir. Birinci tip vücuda ya- pışıktır, evaze eteklerin içine veya kı- sa bitmek şartiyle, dışına da giyilmek- tedir. İkinci tip kalın, uzunca, spor sveterlerdir Bunlar düz eteklerin üze- rine ,spor olarak, spor ayakkabılarla ları, yaşadığı hayat icabı, kavrıyama- masıdır. Bir parlâmento adamının, bir icraatçının. İyi çalışan bir mil- letvekilinin, o elbette ki, mütemadi- yen halk arasında olması, el sıkmak la, gönül avlamakla vakit geçirmesi mümkün değildir. Bunu yapacak, be- lirli toplantıları odüzenleyecek, par- lamentoda yapılan işi halka götüre- cek ve bu işin gündelik hayata getir- diklerini anlatacak, duyuracak olan, yarın için umut verecek.bugüne i- nandıracak olan siyasi partilerin teş- kilâtlarıdır. Bunlar, kademe kademe halka inmekle görevli olmalıdırlar. Demokrasinin şartlarından biri de, bilinçli bir teşkilatlanmalıdır.Ön se- çimler için çok önemli olan bu hu- sus, hiç şüphe yok ki, genel seçimler için de büyük önem taşıyacaktır. Gerçekten halkın yanında olmıyan fakat giyinişi ,davranışları ve yaşa- dığı gündelik hayatla onun yanında görünen, bu sempatiden faydalana- rak onu sömürmek, onu kandırmak isteyenin basan kazanmaması, her- şeyden önce halktan yana olanların, bu büyük dâvalarını, nutuklar halin den çıkarıp hissedilir, anlaşılır, yaşa- nılır hale getirerek gerçekten halka götürebilmelerine bağlıdır. Halktan ya- na olma yetmiyor. Halkın bunu mu- hakkak bilmesi ve oylarıyla halktan yana olanlara yardımcı olması gereki- yor. Reformları tasarı halinde kal- maktan kurtarmanın tek yolu da za- ten budur. Jale CANDAN giyilmektedir ve çoğunlukla yol yol çizgilidir. Bu iki tip svetsrin yanında gine tığla örülmüş, vücudu saran, fan- tezi sveterler de çok gözdedir. Bunlar daha çok yeni tip, evaze, fantezi etek- lerle giyilmektedir. İyi örgü ören bir ev kadınının son. bahar için kendisine hazırlayacağı en şık kıyafet ise vücuda yakın, yakasız bir örgü mantodur.Örgüden yapılmış bereler .şapkalar, küçük eşarplar, yün elbiseler için yaka vs kol takımları, tığ işi çantalar, yakaya takmak için çiçek, sonbahar modasının yeni özel- liklerini yapmaktadır. 11 Eylül 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: