9 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

9 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİŞ — zaman memnuniyeti halinden belli olmaktadır. Rengi iyidir, sıh- hatli görünmektedir. Gürsel, daha önce, milletin parasına yazık olur diye yurt dışıma tedaviye gitmek istememiş, zamanını geçirmiştir. Ama madem ki yurda - dönmüştür, artık ıstırâbın çoğu gitmiştir." 28 Mart Pazartesi günü Pembe ee ayrılan Melâhat Gürsel, o- rada çalişan bütün görevlilere ayrı ayrı teşekkür etmiş, görevliler ise gözvaşlarını zaptedememişlerdir. Köşk, bir kere daha sahibesini değiştirmektedir. «Ve Atıfet Sunay Âttet Sunay o gün, ber zamanki gibi: sâat 6.30'da uyandı. Bir sü- re nerede olduğunu hatırlıvamadı. Ama, asker eşiyle paylaştığı otuz- sekiz yıllık hayatında bu, ilk defa başma gelen bir şey değildi. “Aske- rin karısı dul, parası pul” derler. Gerçi Atıfet Sunay, çok iyi anlaştı. ğı-eşinden pek az ayrılmış, en çetin ve en iyi günlerinde daima onun yanında bulunmuştu ama, işte, 30 ie sabahı bir kere daha, alışkan Imadığı bir yatakta gözlerini açı- ei Yerini biraz yadırgamıştı ya, çabuk alışacağından da emindi. Otuzsekiz yıllık bir alışkanlıkla, Cevdet Sunayın her sabah içtiği şe- kerli kahveyi hatırladı. Kapıyı ken- disi açtı, Fakat kapıya dokunur do- kunmaz birçok kapı birden - açıldı. Emirlerini bekliyorlardı. Atıfet Su- nây bir soluk durdu, sonra odaya kildi. O gün çocukları ve torun- izni ile.vemek yerken, eşine: >— Her kapıdan birisi çikıyör. Me bu kadar adama ihtiyacı varmı?” diye sordu. Hele çok vaşlı bir görevlinin kendisinden emir beklemesi ağırı- na gidiyordu. Eşinden, bu görevliye uvgun bir iş verilip verilemi- veceğini de tahkik etti; Atifet Sunayın, insanlara çok ça buk yaklaşan, sıcak bir mizaci var- dır. O gün akşama doğru; Pembe Köşk artık evi olmuştu. bir geçse, tebriklerin, çiçeklerin ar- dı arkası kesilse, herşey tabii sey- rine girecekti. , Atıfet Sunay, son yıllarda bunun gibi daha pek çok hevecanlı günler yaşamış, fakat hiç bir zaman se- ik her m yin birgün tabii haline dö r. Meselâ 21-22 Mayıs ie şebbüsünü- hiç o unutamamaktadır. 10 Cevdet Sunayı'yâveri o gece yarısı kaldırmış, berâber bir yere “gitmiş- lerdi. Biraz sonra kapı çalınmış ve eli Thomson'lu gençler evi dolduru- vermişler, Genel Kurmay Bâşkam- nı yatağın altında aramağa “koyul- müşlardı, Atıfet:Sunay büyük bir vekarla, yatağı başında: dimdik, oh- öm seyrediyordu. Gülere' “— Paşa burada olsa, oraya gi- rip. saklanacağını sanır misınız? O, sizlerden. kaçar, saklanır mi?”İster- seniz buzdolabına da bâkın”'dite sormuştu. ; Atıfet Sunayın en güç zamanda bile kaybetmediği şey, soğukkanlı- lık ve mizahtır. Höşsebleği olduğu kadar da şakacıdır.- Zevkli giyinir, şahsiyeti vardır, Tatlı dilliliğine rağ- men, oldukça ötoriterdir. Yalnız, bu otorite hiçbir zaman sert olmü- miş, ne istediğini bilen' ve yetkile- rini kullanarak görevini verine ge- tiren bir sorumluluktan öteye git- memiştir. Atıfet,Sunayın, hiçbir 0 lav Karşısında şaşırıp kalmadığını bilen ahbapları, onun, Pembe Köş- kü, en mükemmel bir şekilde idare edeceğine inanmaktadırlar. Çünkü enerjik ve hayat dolu, çok tabii bir insandır. Bu'tabiiliği, Kurban bay- ramında gazetecilerin de dikkatini çekmiş ve Pembe Köşkün veni <0- hiplerinin resimlerini, torunları ile beraber:çekmek İsteyen bir gazete- ci,'bu isteğinde, Atıfet e ikna ederek, bâşarı kazanmıştır. Cevdet Sunay ve eşi, büyük. bir'neşe için- de, merdivenlerden. inen torunları- nı beklerlerken, aralarında; şu mü Havam geçmiştir -— Dışarda ilen misafirler var, çocuklar. çok “gürültü “ediyorlar. — Birak Paşa, rica'edeyorum. Bugün Bavram,. koşsün yavrutak- lari” Atıfet Sunay bir döniz binbaşısı nın kızıdır. Otuzsekiz -yıl önce Cev det'Sünâay'ile evlenmiş, bu izdivat- tan üç çocukları olmüuştur. Kızı Ay- sel, işadamlarından “Şâdi Önel”ile evlidir. “Büyük oğlu Dr. Attilâ Su. nay. Hacettepe Hastahanesinin ikin vi “HariciveŞefidir've bir doktorla evlidir. Kücük oğlu Ergunise, de rüz- teğmenidir: Sunayların beş ta nede torunları vardır. Pembe “Köşkte havat, veniden başlamıştır. böylece, Hükümet Görülmemiş terakki Kısa sayılacak “bir zaman içinde mühendislikten müteahbhitliğe oradan “da Başbakan sıfatıyla “poli tikava' atlamış 'olan Süleyman De gazetecileri azarlıyor. “Jurndlizm” merakı 9 Nisan 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: