9 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

anlatılanları bana bir güzel nakledip o'görüşü savundu. Bununla da kalmadı, meselenin Grup- ta görüşülmesini isteyen Melih Kemal'Küçükte- pepınara mâni oldu, buna lüzum : görmediğini bildirdi. Hiç yüzünden milletvekillerinin.birbir- lerine girmelerini istemiyordu. Halbuki'mesele, aldığı çap itibariyle bir “hiç” olmaktan çoktan çıkmıştı. ismet Paşayla çok akşam bu işin kavgası- nı yaptık. “Madem ki bu milletvekilleri arabala- rını seçimde kullanmak için getiriyorlar, o hal- de neden jeep getirtmezler de en lüks ve göste- rişli Mercedes'leri tercih ederler?” diye soru- yordum. Teşkilâtın, umumi . efkârın tepkisini söylüyordum. Benim gibi, aynı. tezi savunan daha çok kimse Vardı. Meselâ Feyzioğlu, Ece- vit bunların başında geliyorlardı. Buna muka- bil. otoseverlerin “savunmasını Çelikbaş - Yet- kin ikilisi yapıyordu. Otoseverler Türhana ““Ta- bii, onun otomobili var da..” diye, Bülente ise “Tabii, onun parası yok da..” diye hücum edi- yorlardı. Ama İsmet Paşa; tepkinin önemini ve iş- teki dalavereyi en sonda anlâdı. Bir gün İsmail Rüştü Aksal -o'da usulün şiddetle karşısınday- dı- eve telefon efti ve partinin-en yüksek iki ka- demesinin, Merkez idare Kuruluyla Grup İdare Kurulunun Genel Merkezde o toplanacaklarını bildirdi, İsmet Paşanın gelmesini rica etti, Oto- mobil işi görüşülecekti. İsmet Paşa “Peki” dedi. Toplantıda lehte konuşanlar, aleyhte konu- şanlar olmuş, İsmet Paşa son konuşmuş. O 'za- man arkadaşları anlamışlar ki Genel 'Başkan- da bir değişme vardır ve işin esasına nüfuz et- miştir, İsmet Paşa o vaziyeti alınca karar ko- lay çıkmış. Parti, bedelsiz ithalâttan otomobil getirenleri takbih etmedi: Fakat bu arabaların teşkilât emrinde olduklarını © bildirdi. Bir de, bundan sonra, C.H.P. milletvekilleri bu haktan faydalanamayacaklardı. Biz o akşam İstanbula hareket ettik. İsmet Paşa yılbaşını Taşlıkta geçirecekti, oradan va» purla Bursaya gidecektik. İstasyonda bir gaze- teci otomobil işini sorunca İsmet Paşa şu ceva- bı verdi: > “e Otomobil işine ne olmuş? Onlardan da getirtmişler, bizden de., Biz artık getirtmeye- ceğiz, onlar daha çok getirtecekler. İşte, iki partinin farkı!” Mesele tatlıya bağlandı. Ama bu mesele- den ben, bir koca liderin bazen nasıl kandırı!- dığımı -isterseniz, ii edildiğini deyiniz- göz- lerimle gördüm. Allahtan İsmet Paşa yanılmaz- lık-iddiasında değildir, “Ben hata yaparım ama. bir defa hata yaparım”'der ve sahiden de öyle- dir. İsmet “Paşa Ankaradan ayrılirken aklında yeni bir kampanyayı açmak vardı. Bunun yeri olarak Bur- sanım seçilmiş bulunması da sebepsiz değildir. Bu rsa seyahati, D.P. İktidarı için kelimenin tam müâ- nasıyla “sonun başlangıcı” oldu. Bursada sarsılan ağaç, beş ay sonra, 27 Mayısta yerle bir edildi. Halbuki Menderes - Bayar çifti bu beş ay içihde akıllarım pek âlâ başlarma toplavabilirler ve ger- çek kuvvet dengesine doğru bir teşhis koyabilirlerdi,