9 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

9 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şırtmıştır. Reşide Bayara âit başka bir hikâyeyi de, Köşke bi Mn tesa- düfen giden koyu bir CHP'li hanım, sonradan arkadaşlarına anlatmış» tır: CHPli hanım, arkadaşıyla bu- luşup bir yere gidecektir. Bu arka- daşı, daha.önce Köşke uğrayıp, ar- kadaşı olan Nilüfer Gürsoya kısa bir ziyaret yapmak mecburiyetinde olduğunu söyler ei beraber gitme» lerini teklif eder. CHP'li hanım ön- ce çekinir, e e karşısında da be Köşkte, Baya- rın kızı ve eşi, Si aleelirleri beraber- ce kabul ederler. Başkaları da vâar- dır. Şuradan buradan konuşulurken, Reşide Bayar, CHP'li hanımın nasıl- sa CHP'li olduğunu keşfeder ve bir- denbire, onu getirene, “Hanımefen- di hangi partiden?” diye sorar. Bir- den, odada buz gibi bir hava eser. Misafirler o yutkunurlar, cevap ve- remezler, biraz sonra da müsaade istiverek, oradan ayrılırlar, Bu küçük zaafı dışında DP'lile- rih,“başkent- halkına hiç de sevimli gelmiyen on yıllık icraatları sira- sında Reşide Bayardan, kimsenin antipati ile söz ettiği duyulmamış- tır. Ama bu devir zaten, Cumhur- başkanından, Başbakandan başla- mak üzere, bütün ileri; gelen sorum- lu şahıslarm, eşlerini ikinci plâna attıkları bir devirdir. İşte bu, Pem- be Köşkte-de, Reşide Bavarın değil ama, devrin Cumhurbaşkanının '©- seri olarak kendisini göstermiş, Re- side Bavar, evindeki bu eksikliği to- runlarına verdiği * sevgiyle telâfiye çalışmıştır. : Melâhat Gürsel 98 Mart Pazartesi günü, Türkiye “Cumhuriyetinin beşinci başkanı Cevdet Sunay için Meclisin. önünde Cumhurbaşkanlığı forsu çe kilirken, aynı anda Gülhane Askeri Tıp Akademisi önünde asılı duran fors da indiriliyordu. Yeni Başkan “ şerefine yurdun dört bir köşesinde 101 pare top atılırken, gerek T dir Büyük Millet Meclisinde, gerek- memleketin herhangi bir pe de ie sevince em Türk yem sl ör) yolculuktan son- sed kore ve eli Endir de yeli, lunan 27 Mavıs devriminin başi ve bili miyen tek ise t di. En acılı günlerinden birini vaşı yan Pembe Köşk, e bu $ 5 fakat hır. çın ve otoriter kadını hazırlanmaktaydı Melâhat Gürsel, Pembe Köşkte daima iğreti oturmuş, onu hiçbir ce . . - ; Komünisilik-derken::.- Demirel İktidarının “Komünistlikle Mücadele” paravanası altıda Muhalefeti susturma gayretine düştüğü kimsenin gözünden kaç- mıyordu -zira, komünistlikle mücadele o Kadar saçma şekilde yürü- tülmez- ve maskenin ne zaman Si merak ediliyordu. Maske yüzden, de çabuk sıyrıldı. Her halde komü- nistlikle ilgisi kolay söylenemeyecek olan C.H.P. orgam Ulus hak kında Ankara Savcılığının yıldırımları venlığı suplarının yabancısı değildir. -D.P. İktidarı süresince Ulus, hakkın- da en fazla takibat yapilan gazete olmuştur. Şimdi Ulusa bulunan suç da, o günlerde bulunan suçlara pek benzemektedir: Hükümetin . ve A.P.'nin manevi şahsiyetini tahkir etmek! Bu “manevi şahsiyet” belirli devirlerde pek hassas bir varlık haline gelmektedir ve sav- cılar nedense onlara dokundurmamanın cezbesine kendilerini kaptır- maktadırlar, Her tenkidin ister istemez bu nazlı varlığın canını acıi- tığı düşünülürse tutulan yolun istikâmeti ortaya kolay çıkacaktır. Adalet mekanizması işleyecektir ve neticeyi omemlekötçe gö- receğiz, Burada bir noktanın hatırlatılması faydalı bulunmuştur. Menderes İktidarını, ekonomik politikası kadar, yaptığı zulmün yü- reklerde bıraktığı iğbirar Yassıadaya göndermiştir. Menderesin zul- mü ise Basına zulümle başlamıştır. Bir defa o usuller vakit geldiğinde iktidardan normal ve zahmetsiz gidilmesi güçleşir. Korku, insana başka çareler aratır. Halbuki ecele çare yoktur. Akıl, eceli yaklaştıran hastalığa yakalanmamanm basiretini göstermek- tir. 1961 ile 1966 arasında hiç bir Basın mensubu İnönü veya Ürgüp- lü Hükümetinin, C.HLP.'nin manevi şahsiyetini tahkir etti diye hapis- hanenin yolunu tutmamıştır. Bu, o devrede tenkidin bulunmaması» nın değil -hem de ne ağır kelimeler kullanarak-, İktidarda batılı müsa- ve basın hürriyeti anlayışının bulunmasının neticesidir. Barı işlerden yol yakınken dönenler hep kazanmışlardır. Yolu Bizden dostça hatırlatması! uzatanlar hiç dönememişlerdir. Ta, hazin âkibetlerine kadar. “zaman benimsememiş ve dâima İz- mirde, Karşıyakada banka borcu ile satın aldıkları mütevazi evin hasretini duymuştur. Bu, Melâhat Gürselin, Pembe Köşkteki insanları ve çevreyi sevmemesinden ileri ge len bir şey değildir. Melâhat Gürsel a Anka- raya ve Köşke “çok az gelmiş, eşi seçilince de, hasta gile e “çünkü astmı var- dır. Ankarava gelip, Pembe Köşk- teki görevini yerine getirmiş, çok faal bir sosyal hayatın içine “ivrme- inekle beraber, dernek toplantıları na, sanat hareketlerine katılmıştır. Melâhat Gürselin az dostu vardir ama, mevcut.dostları kendisini se verler, Ağırbaşlıdır. Son yıllara ka- dar dikişlerini hep kendisi dikmiş- tir. Yemeğini de daima kendisi, bü- yük bir titizlikle pişirmiştir. Melâ- hat Gürselde yemek pişirme Zevki o kadar fazladır ki, Pembe Köşkte de bunu denemiş, yukarıdaki özel ofiste, kendisine ve dostlarına, bâzı spesiyalitelerini yapmaktan vazgeç- memiştir. Ama, hastalığı yüzünden eşine, Amerika seyahatinde bile re- EA edememiş ve eşinin son yıllar» ki ağır yükünü de, istediği gibi, e zaman paylaşamamıştır. Gürselin Amerikada komaya gir- mesi, Melâhat Gürselin de Ankara- da bir astm nöbeti ile oksijen çadı- rına girdiği bir zamana Rs, ondan sonra. Gürsel . Am yurda getirilinceye (okadar büyük bir üzüntü ve ıstırap içinde kalmış: tır. Ancak, Gürsel yurda döndükteri sonradır ki bü huzura kavuş- muştur. . Bugün, oğlu ve geliniyle er ÖOrduevinde Ünen clan AP dostlarına, eşi için Mi apillek £ iyi olacak” demekte, umu dunu hiç khetnemiktedir. Bayan 3 Nisan 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: