9 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

9 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER da üzerine düşen görevi yaptı, dev ka beraber, kadınını toplum hayatına yö- neltmek için Atatürkün giriştiği hileyi sosyal' faaliyetlerde öncülük tti, Mevhibe İnönü, Yardımsevenler Derneğinin kurucularındandır. 5 Aralık 1944'te, kadınların siyasi haklarına kavuşmasıyla ilgili cla telgrafta, devrin aydın Kadınları arasında onun da imzası bulunmaktadır. Hastabakıcılık kurs larına devam 'etmiş, gezilerde, kon- serlerde; iyi ve kötü günlerde hep eşinin yannda bulunmuştur, Mer- hibe İnönünün Pembe Köşke geli- şi, Köşkün hayatında büvük bir de- gişikliğe vol açmıştır. Pembe Köşk, sağ ve sol taraf ol mak üzere, iki bölümden ibarettir. Binanın ortasında, üzeri açık, bü- viik bir havuz vardır. Şehirden bü kılınca, sol tarafında esas yatak ©- dası, Cumhurbaşkanı dairesi ve kü- tüphane unmaktadır, Cepheyi altlı üstlü salonlar işgal etmekte- dir. Sağ tarafta ise, yatak odaları sıralanmıştır. Atatürk zamanında Köşkün bu kısmını Âfet hanım, Ük kü ve misafirler (kullanmışlardır. Böylece, Atatürkün içinde yaşadığı sol tarafla sağ taraf arasında mesa- feli, resmi, çekingen bir hava yerleş- miştir, Sol tarafa mütemadiyen yü- verler, resmi kimseler gelip gitmiş, Atatürk geç vakitlere kadar bura- da çalışmıştır. Atatürk bekâr oldu» ğu için eve daha çok bu hava hâkim olmuştur Oysa ki İnönüler gelince bu hava değişmiş, normal ve sıcak bir ev, bir yuva havası Pembe Köş. ke girmiştir. Çünkü İnönünün “aş- lıca özelliği, mükemmel bir “aile reisi” oluşudur. İnönüler tam mâ nasiyle anlaşmış bir çifttirler. Mev- hibe İnönünün derin, münis ve şef- katli sevgisi, eşine, herşeyden önce, evinde huzuru ve mutluluğu sağla- mıştır, Bu, ötedenberi böyle olmuş- tur. Mevhibe İnönü, eşine, resmi iş- lerine karışarak değil, ona özel ha- yatında her türlü huzuru ve anlayı- $ı sağlıvarak yardım eder. Siyaset- ten hemen hemen hiç konuşmaz. Paşanın, eve dönünce, bu konuları unutup dinlenmesini ön plâna alır, Zaten İsmet İnönü de eşiyle hemen hemen hiç sivaset konuşmaz. Çok râdiren, kafasını pek meşgul eden önemli bir mesele olursa, onu eşine açar. O zaman, Siyasetten hiç ko- nuşmayan Mevhibe İnönü, Paşayı o lında Mevhibe İnönü memleket iş- leriyle de yakından ilgilidir ama, bunları sadece izlemekle yetinir. İnönüler Pembe Köşke taşındık- ları zaman, en büyüğü henüz orta- okula devam eden üç çocukları var- dı. kların sesi, şarkıları ve gü- rültüleri, bir solukta Pembe Köş- kü dolduruverdi. Mevhibe ve İsmet İnönü “sol daireye, çocuklar ise ba- baanneleriyle sağ tarafa yerleştiler. Sol tarafa yine yâverler, resmi kim- seler gelip gidiyor, yine gece geç vakitlere kadar - çalışılıyordu ama, bü arada (merdivende veya holde bir cocuk kahkahası duyuluveriyor AKİS hibe İnönü ile Pembe Köşke, tam mânasiyle bir “kadın” girmiştir. Neredesin protokol? 950 yılında DP'nin iktidara gelme- siyle Pembe Köşk, özelliklerinden birçok şey kaybetti. Çok babıcan bir hanımefendi olan Reşide Bava- rın siyatiği ve romatizmal ağrıları yanında, eşinin İsmet İnönüye hiç behzemiyen aile reisi tutumu, Pem:- be Köşkteki sıcak havayı bir anda siliverdi. On yıl süren bu devirde, protokol memurları bir hayli sıkın. tı çektiler. Çünkü geleneklerin ak- sine, Bayar, kızına protokolda özel biryer verdirtmek istiyor, eşinin rahatsızlığı bunu bir derece müm- kün kılıyordu. Bu arada Reşide Ba- var, tanınmış nezaketi ve terbive- üni ii Cevdet v ve > Atıfet Sun ay Gesiikği Köşkünde Yuvam yapan dişi kuştur veya Mevhibe İnönünün evinden getirdiği bibloları, antika eşyaları tanzimle meş pa olduğu görülüyor- du. Mevhibe İnönü, eşi Cumhurbaş- kanı kaldığı sürece, Pembe Köşkte, önceki hayatını yaşamakta devam etti. Resmi davetler evin alt katın: da veriliyor, ancak o zaman çocuk- lardan ayrı yemek yeniliyordu. Mevhibe İnönü, oldukca mühafaza- kâr tabiatlıdır. Fakat eşinin istedi- ği her yeniliği seve yapmış, ©- nunla bütün gezilere çıkmış, Sanat hareketlerini izlemiş, ata binmiş, oyun oynamış, araba kullanmasını, iğne yapmasını öğrenmiştir. Şapka- yı ilk defa Lozana gittiği zaman giy- miştir. Büna, “görevi kadınca pav- laşmak” demek mümkündür. Mev- siyle kendine düşen görevi yerine getirmeye çalışıyor, Köşkte meselâ zaman zaman Yardımsevenler Der: neği yararına büyük çay toplantıla- rı yapıyor, uzaktan da olsa sosyal faaliyetlere katılmaya çalışıyordu. Tek zaafı, oldukça müfrit bir DP'li oluşu ve bunu belli edişiydi. Söv: lentilere göre, 1957 seçimlerinde Köşkteki sandıklardan CHP'ye cok fazla ov çıkması, Reşide Bayarı « şinden de çok rahatsız etmiş ve hattâ Reşide Bayar, şüphe ettiği a damlarının değiştirilmesini. istemiş- tir. Yukarıda sözü geçen Yardimse- venler çayında ise DP'nin propagan- dasımı yapan bir filmin üyelere gös- terilmesi, siyasetle o hiçbir surette ilgilenmiyen dernekçileri hayli şa- 9 Nisan 1986

Bu sayıdan diğer sayfalar: