1 Mayıs 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 62

1 Mayıs 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 62
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

reketi, hareket ettiği yönde bulunan hava kütlesini iter ve yoğunlaştırır. Hareketin aksi yönünde bulunan ha- va kütlesi ise çekilir ve bunun sonu- cunda incelir. Ses dalgaları, hareket yönünün sü- rekli değişmesiyle oluşan yoğunlaşmış ve incelmiş hava dizileridir. Eğer bil- gisayar bir ses üretiyorsa, prensip ola- rak aynı süreç sözkonusudur. Bura- da ses kaynağı olarak çanın diş yü- zeyi yerine hoparlörün diyaframı tit- reşmektedir. Tüm sesler birbirinin aynısı değil- dir. Farklı olaylar, farklı titreşimler ve dolayısıyla farklı sesler yaratırlar. - Bu ilişkiyi bir sarkaçlı saat örneğin- de açıklamaya çalışalım: Bu tür saatlerde farklı boylarda olabilen bir sarkaç vardır. Varsaya- lhım ki, sarkaç, bir saniyede her iki ya- na doğru iki kez hareket etmektedir. Yine varsayalım ki, saatin arkasında bir kağıt şeridi saniyede bir metre hız- la yukarıya doğru hareket etmekte- dir. Sarkacın arka yüzünde de titre- şimin akışını görüntülemeye yarayan bir kalem ucu takılıdır (Resim 2). Resim 3'te bu çizginin bir kısmı gö- rülmektedir. Bu kısmın çizilmesi için gerekli süre bir saniyedir. Titreşim- ler, bir sarkaçtan mı ya da bir hopar- lörün diyaframından mı kaynaklanı- yor olmalarına bakılmaksızın, grafik olarak bu şekilde çizilirler. Elektro- nik alanında bu amaçla osiloskop adı verilen bir gereç kullanılır. Bir ekra- na sahip olan bu gereç, elektronik tit- reşimleri de bu şekilde görüntüler. Si- zi tekniker olarak yetiştirmek gibi bir iddiamız olmadığından elektronik tit- reşimin fiziksel biçimi konusuna pek girmeyeceğiz. Titreşimin grafik gös- terimi, tüm bağlantıların açıklanması için yeterli olabiliyor. Bu tür elektro- nik titreşimlerin bağlantı hatları üze- rinden nasıl aktarıldıkları ve hopar- lörde nasıl sese dönüştükleri, tekni- kerleri ilgilendiren bir konu. Bizim titreşimimiz aynı türden ke- sitlere bölünebiliyor. Resim 3'te bun- lardan ikisini görebilirsiniz. Aslında biraz ters ama, böyle bir kesit de ge- nellikle titreşim olarak adlandırılıyor. Herhangi bir karışıklığa meydan ver- memek için biz, bu kesit için periyod ya da dalga kavramlarını kullanma- yı tercih edeceğiz. Bir titreşimin bir saniyede meyda- na gelen periyodlarının sayısı için kul- lanılan ölçüye, frekans adı verilir. Frekansın ölçü birimi ise Heriz (Hz)'dir. “Ağırlık”” ölçülerinde oldu- Bu gibi burada da 1000 Hz için ek olarak Kilo (kısaltması:k) eki kulla- nılır. Yani bizim sarkacımız 2 Hz'lik bir frekansla salınmaktadır. Eğer bir hoparlör bu frekansla titreşiyor ol- saydı, hiç bir ses duyulmazdı. İnsan kulağı 20 ilâ 20.000 (20 kHz) arasın- daki sesleri algılar. Periyodların sa- yısı ne kadar az olursa, ses o kadar kalınlaşır. Yani ses kaynağı ne kadar hızlı titreşirse, ton o kadar yüksek olacaktır. Artık bir ses tonunun ne olduğu- nu biliyorsunuz. Şimdi bir ses tınısı- nı karakterize eden temel faktörlerle ilgilenelim. Yumuşak ve tiz, yüksek ve alçak, şiddetli ve kısık sesler var- dır. Bu özellikleri belirleyen üç fak- tör vardır: Ses rengi, ton yüksekliği ve ses yüksekliği (volüm). Şimdi bu üç faktörün nasıl meydana geldikle- rini inceleyelim. Farklı ton yüksekliklerinin nedeni- ni daha önce açıkladık. Aynı şekilde ton yüksekliği gibi önemli bir diğer faktör ise, ses yüksekliğidir. Yukarı- daki örnekte bahsettiğimiz çana çe- kiçle bir kez çok kuvvetli, bir kez de çok hafif vurduğunuzu varsayın. Ça- nın dış yüzeyi vuruş şiddetinizle doğ- ru orantılı olarak çok hızliı ya da çok yavaş titreşecek, bu da çok yüksek ya da çok alçak ses çıkmasına neden ola- caktır. Bunu sarkaç örneğimize ak- tardığımızda, sarkacın salınımı bir durumda çok geniş, diğer durumda ise dar olacaktır. Çizilmiş olan hare- ket yüksek seslerde yüksek, alçak ses- lerde ise yayvan dalgalar içerecektir (Resim 4). Dalga yüksekliğine genlik adı verilir. Temel esas ise şu: Genlik ne kadar büyükse, ses de o kadar Resim 1: Bir Sound Sampler'ın penceresinde bir patlamanın sayısallaştırılmış ses akışı MMHW f Hj

Bu sayıdan diğer sayfalar: