1 Mayıs 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 63

1 Mayıs 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 63
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yüksek olur. Ses yüksekliğinin fizik- sel ölçü birimi desibel'dir (dB). Bu bi- rim, burada fazla açıklanması gerek- meyen bir logaritmik ilişkiden kay- naklanmaktadır. 10 dB'lik bir düzey artışı, ses yüksekliğinin ikiye katlan- ması olarak algılanacaktır. Temel faktörlerin en sonuncusu ama diğerlerinden daha önemsiz ol- mayanı ise ses rengidir. Bu, esas ola- rak dalga biçimiyle belirtilir. En ba- sit dalga biçimi sinüs dalgasıdır (Re- sim 5). Bu dalgada oluşan ses rengi en iyi biçimde kuru ve yumuşak ola- rak tanımlanabilir ve sesi blok flüt ya da normal flüt gibi duyulur. Testere dişi dalga ise çok daha parlak ve tiz olur ve keman ya da trompet sesini andırır. Kabaca ifade edilecek olur- sa, yumuşak sesler çoğunlukla yuvar- lak dalga biçimlerinden, sert ve par- lak sesler ise çoğunlukla sivri dalga biçimlerinden oluşur. Son olarak bu noktada önemli bir farklılığın netleştirilmesi gerekiyor: Bir tını (ses) aslında nedir? Bir ses mi, yoksa bir gürültü mü? Bir tını, sinüs biçimli bir ses titreşimi tarafından oluşturulan bir işitim algılamasıdır (saf tını). Müzik enstrümanları ya da insan taralından oluşturulan ses ise artık saf bir tını değil, birden fazla si- nüs titreşiminin bileşiminden oluşan bir sestir. Yani ses, birden fazla ba- sit tınının birarada tınlamasıdır. Bun- ların aksine gürültünün ne belirli bir 1 Saniye çizim 1 Metrelik -İlo İ OÇD0D00D000D90D0000009090900000000 Resim 2: Bir sarkaç hareketinin grafik görünümü. frekansı, ne de standart bir ses ya da ton yüksekliği vardır. Gürültü için belirli bir dalga biçiminden de söz edilemez. Gürültü, çoğunlukla birden fazla raslansal dalganın birbirini iz- lemesi ya da üstüste binmesiyle olu- şur. Yukarıda anlattığımız bu üç temel faktör ile ses olgusunu tam olarak ta- nımlayabiliriz. Ses yüksekliği akışın- da meydana gelen bir değişiklik ses renginin bir diğer varyantını etkiler. Bu ögenin anlamı, bir flütten elde edilen sesin gitarınkiyle karşılaştırıl- ması ile çok daha kolay anlaşılabilir. Birbirinden çok farklı dalga biçimleri ve olabildiğince farklı frekansları gözardı edildiğinde, her iki sesin çok farklı volüm akışları vardır. Çalan ki- şi üflemeyi kestiği anda flütün sesi de kesilir, gitarda ise tel vuruştan sonra titremesi duruncaya kadar giderek azalan bir ses çıkarmaya devam eder. Bu volüm akışı da bir dalga biçimi- ne sahiptir ve grafik olarak görüntü- lenebilir. Uzmanlık jargonunda bir dalga tipine “sönümlü dalga” adı ve- rilir. Bu dalga tipini daha yakından tanıyabilmek için bir piyano sesinin dalgasını inceleyelim (Resim 6). Pi- yanoda tuşa vurulduktan sonra kar- şılık gelen teller titreşime başlar. Bu, oldukça hızlı bir biçimde gerçekleşir. Sönümlü dalga dik bir biçimde yük- selir. Tuş basılı kaldıkça teller titre- meye devam eder. Resimdeki grafikte bu aşama eğrinin hafif bir düşüşü olarak görüntüleniyor. Müzisyen tu- şu bıraktığında enstrüman telleri dur- durur ve ses bu noktanın hemen ar- dında kesilir. Bu aşamayı grafikte eğ- rinin sıfır noktasına neredeyse dim- dik inişinde görüyoruz. Artık yavaş yavaş bu kadar teari- nin AMIĞA ile ilgisini sorgulamaya başlamışsınızdır sanırız. Commoda- re 64 gibi bilgisayarlarda ses üretimini sağlayan elemanların işlev çeşitliliği oldukça pürüzlere neden oluyordu. Aslında dört dalga tipi de kullanıla- biliyordu, ama sönümlü dalganın et- kilenebilmesi olanakları oldukça kı- 63

Bu sayıdan diğer sayfalar: