Nokta 15 Ağustos 1983 sayfa 11 | Gaste Arşivi

15 Ağustos 1983 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 11

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarih 68 kilo 400 gr. geldi Bayar: Ne koyu devletçi ne de açık liberal olunmalıydı Y_ eşil Mercedes uzaktan gö- ründüğünde, içinde sadece şo- för varmış gibi görünüyordu. Oy- sa karşılamak için orada bulunan- lar, ““Geldi.. Geldi..”” diye koştur- muşlardı. Mercedes biraz daha yak- laşınca, şoförün yanında bir kişinin daha oturduğu görülebildi: Celal Bayar'dı bu. Arabadan inmesiyle birlikte, kendini iki kişinin kolları arasında buluverdi. Yavaş yordu: 14 bin metrekarelik bir alan- dı burası. Hepsini dolaşmak istese insanın bir günü bile yetmeyebilir- di! Bayar, bunu duyunca *“Yarım saate bile tahammülüm yok!” de- yip kestirip attı. Sıra, bir kat aşa- ğısının gezdirilmesine gelmişti, ama bu pek kolay olmayacaktı. Zira yo- rulmuştu Bayar, dinlenmek istiyor- du. İçecek birşey isteyip istemedi- yavaş ama dik durmaya çalışarak, kapıya kadar gelindi. Kapı bir hayli dar- dı. Koskoca bir “tarih”” nasıl geçecekti bu kapı- dan? Pek zor olmadı; bir ayağını kaldırdığı gibi, koltukaltlarındaki destek- lere yüklenerek geçiverdi. Onu ilk karşılayan bö- lüm ENKA Holding'in standıydı. Kollarında iki kişinin yardımlarıyla, baş- langıçta hızlı hızlı yürü- mekte pek güçlük çekme- di. OTİM'in ne olduğunu yüksek sesle anlatmaya çalışan mihmandarını da ilgiyle dinliyordu: Burası Türkiye'nin 400 büyük firmasının ürünlerinin ser- gilendiği ve Türkiye'ye ge- len bütün yabancı alıcıla- rın ürünleri görebilmesi için düzenlenmiş bir mer- kezdi.Balkanlar'da ve Or- tadoğu'da “bir benzeri yok”'tu! Bir benzerini da- ha bulabilmek için taa Ko- re'ye Japonya'ya kadar uzanmak gerekiyordu... teci sordu: “Sizin İktisat Bakanı ol- duğunuz dönem ile şimdiki dönem arasındaki mesafe bir arpa boyu mudur?” Bayar'ın soruya verdiği yanıt, belki desteklediği partilere bir ışık daha yakmak anlamına alı- nabilirdi: “Bütün milfetin dediği gi- bi, ekonomi ıslaha muhtaç. Bugü- ne gelişin ardındaki nedenler, 27 Mayıs'tan sonra atılan adımlardır. Milletin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde çalışmak gerekirken, işin içi- ne bir takım ideolojiler karıştırıldı. Demokrat Parti'nin takip ettiği po- litikanın takip edilmesi gerekirdi.”” Örneğin Paşabahçe'nin bugünkü duruma gelişinde bu yo- lun ve başta kendisinin 5 yıllık İktisat Bakanlığı'nın önemli rolü vardı: “Ne koyu devletçi, ne de açık liberal olunmalı””'ydı!.. Bayar bunları söyler- ken, damadı Ahmet Gür- soy sorunun doğru anla- şılmadığına hükmetmiş olmalıydı ki, yukarda ye- mek faslına geçilmeden önce, soruyu bir kez daha yineledi: ““Komünistler o zamandan beri bir arpa boyu yol alınmadığını söylüyorlar efendim.'' Bayar itiraz etti: ““Büyük- bir mesafe var başlangıç- tan bu yana. İşin temeli Atatürk dönemine ve be- nim İktisat Bakanlığıma rastlar.” Dr. Mükerrem Sarol, tarihin ağırlığını merak et- miş olmalıydı ki, Bayar'ı getirip bir baskülün üstü- ne çıkardılar ve tarttılar : Tarih, 68 kilo 400 gram çekiyordu!.. Bayar po- litikanın içinden çıkmıyor- du, ama ona yakınlığıyla Fransa'da da bulunduğu söyleniyordu, ama bu ger- çek değildi! Bu tür mer- kezlerin en büyüğü de New York - da kuruluydu. Celal Bayar söyle- nenlerin hepsini dinledi. Paşabahçe standının önune ge- lindiğinde ürünleri seyrederken Ba- yar sordu: “İş Bankası'nın yaptığı mı?” Hemen yanıtladılar soruyu : “Evet. Zatıalinizin eseri efen- dim...” Bayar, başını sallayarak ““evet evet” diyordu. Bazı düşün- celiler de, “Efendim, yorulduğunuz zaman haber verin...” demeyi unutmuyorlardı. Mihmandar anlatmayı sürdürü- Bayar : “Milliyetçi olmayanları desteklemiyorum ” ğini sordular: “Hayır” dedi. Ama bu hayır, hayırlı bir hayır oldu. Ba- yar konuşmaya başlamıştı: “Ben sağdaki bütün milliyetçileri destek- liyorum, aynı seviyede destekliyo- rum. Milliyetçi olmayanları destek- lemiyorum'”' dedi, ““dilediğiniz şe- kilde tefsir edersiniz”” demeyi de ih- mal etmedi. Ya birleşme konusunda ne derdi Celal Bayar? Uçarı çocuklarından bıkmış analar gibi, “Onlar benim sözümü dinlemezler”' diye yakındı. Sonra ekonomiye geçildi. Bir gaze- tanınanların günlük poli- tikaya atılmaları gibi bir istekleri voktu. Örneğin Dr.Mükerrem Sarol şöyle dedi: ““Biz siyasete atılsak bile siyaset ya pamayız.Ortada siyaset iklimı yok. Yaklaşık 45 dakika gazetecilerin yoğun ilgisini çeken Bayar, yorulup da yukarı kata yemeğe çıkınca çev-. resi bir anda boşaldı. Bir gazeteci “Belki bir daha yakalayıp çekeme- yiz diye iki kaset bitirdim” dedi. Ama bunlar Bayar'ı pek ilgilendir- miyordu. O, mantarlı çorba, soğuk ordövr, levrek buğulama ve meyva salatasından oluşan yemeği bekle- meye başlamıştı artık.© 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: