YAYIN Sabancılar kitaplaştı Hacı Ömer'in yaşam öyküsünü yazan Sadun Tanju ““Sabancıları yazılmaya değer bulduğum için yazdım'” 6 çB en görevlendirilmiş bir ya- zar değilim. Benim şahsiye- tim açıkça ortada. Hiç kimse **Pa- rasını verdik, Sadun Tanju'ya iste- diğimizi yazdırırız”” demedi. Diye- miez düş Sadun Tanju, Önsöz'ünde debirAnadolu insanının p_ortresım çizdiğini”” belirttiği Hacı Ömer ad- li kitabı hakkında Nokta'nın sordu- ğu soruyu böyle yanıtladı. Tanju'- nun iki yıllık çalışmasının ürünü olan Hacı Ömer ülkemizde örnek- leri yeni yeni görülmeye başlayan bir “biyografik roman”'. Edebiya- tımıza, daha çok büyük iş adamla- rımızın katkıları ile yerleşmeye baş- layan bu türün ilk örneklerinden bi- rini, Vehbi Koç'un yaşam öyküsün- de görmüştük. Daha sonra devre- ye Nejat Eczacıbaşı'nın kitabı gir- di. Her iki kitabın da yazarları açıkça belirtilmemişti. Bu yüzden Sadun Tanju imzası ile çıkan Hacı Ömer kitabı ayrı bir özellik taşıyor- du. Üç büyük işadamına ilişkin bu uç biyografinin arka arkaya gelmesi bir rastlantı mı? Yoksa ““sanayimi- zin kaptanları - kendilerine bir kök mü arıyorlardı? Sadun Tanju bu sorunun cavabını şöyle yanıtladı: “Sanayicilerimiz ileri teknolojileri kullanmaya alıştıkça, ailelerinin geçmişlerini de düşünmeye başladı- lar. Çünkü artık hiçbirinde ailele- rimiz dağılacak; yaptıklarımız, ya- tırımlarımız heba olacak, düşüncesi yok. Kurulan müesseseler artık öyle büyük hacimlere ulaştı ki onları bölmek veparçalamakmümkün de- ğil. Artık sanayicilerimiz batıda ol- duğu gibi kendi köklerini belgele- mek istiyorlar. Birinci elden, sağ- lam belgeler bırakmak istiyorlar..”” eç 2 yillik emek. Sadun Tanju'ya, Hacı Ömer'in öyküsünü yazma tek- lifi 1981 yılında Sakıp Sabancı'dan gelmiş. O güne kadar daha çok po- litikacı ve bürokratların öyküleri ile ilgilenen Sadun Tanju, bir iş ada- mının öyküsünü yazması istenince bir süre düşünmüş ve “çalışmala- 38 rında bağımsız bırakılmak”” koşu- luyla teklifi kabul etmiş. İki yıla ya- kın bir süre Sabancı ailesinin yaşa- yan kişileriyle, yakınlarıyla, olay- larla doğrudan ilgisi olanlarla söy- leşiler araştırmalar yapmış ve so- nunda Hacı Ömer yayına hazır du- ruma gelmiş. Kitabı Sabancı ailesinin finanse ettiği düşünülünce, Sadun Tanju'- 150 bin lira kalmadı. Ama yine de, sadece reklamları için 2 günde 3 milyon harcanan, maliyeti 10 mil- yonu bulan böyle bir kitaptan, ya- zar 2 milyon lira bile alsa, kendi- ni şanslı görmeli. Bu tip işlerde hiç bir zaman, üreticinin payı /o 10-15'i geçmiyor.” Söyleşinin burasında Nokta, Sa- dun Tanju'ya bir çeşit görevlendi- rilmiş yazar olarak Hacı Ömer'in geçmişini araştırırken ne derece ta- rafsız kalabildiğini sordu. Tanju, “görevlendirilmiş yazar”” deyimine kesinlikle karşı çıktı ve kitaba baş- larkenkoyduğuilk koşulunkendine ““karışılmaması” olduğunu belirt- ti. Ama kitapta genellikle ““olumlu bir tip” olarak gösterilen Hacı Sadun Tanju: Hacı Ömer'i idealize etmedim nun profesyonel bir yazar olarak iki yıllık emeğinin karşılığında ne ka- zandığı sorusu akla geliyor. ““Ben çalışmalarımı şöyle değerlendiri- rim”” diye yanıtına başlıyor Sadun Tanju, “Benim durumumdaki bir insan, bir gazetede yazı işleri mü- dürü ya da birinci dereceden bir memur, ayda ne kadar kazanıyor..? Ben de yaptığım işten en az bu ka- dar para almalıyım. Ama bu defa düşündüğüm gibi olmadı. 6-7 ayda bitiririm diye düşündüğüm iş iki yı- la yaklaşınca, bana da ayda 100, Ömer'in hiç mi olumsuz yanı yok- tü? Yaratıcı ve üretken.Sadun Tanju, bu soruyu “Benim olumsuz tipler- le zaten işim yoktur”' diye yanıtla- dı, “Hacı Ömer'i özellikle öyle çiz- dim. Yoksa ticarette olumsuz bin türlü iş vardır. Ben Hacı Ömer'in olumlu yanlarını ele aldım. Onun olumlu bir tip olduğuna inanıyo- rum çünkü.. Oçalışma hayatında çevresindeki imkanları değerlendir- meye çalışan yaratıcı ve üretken bir tip. Ona nasıl haksızlık edebilir-