Irak'ın lideri Saddam Hüseyin | SADDAM HÜSEYİN 'addam Hüseyin'in tarih önünde sorumluluk duygusu- nu kendine güvenini, dahası me- galomani dozunu arttırmasında hangi urısurlar etkılı oluyor? Kim- bılır” : Ancak, şurası mutlak ki, 17 ya- şından beri hapıshanelerle haşır neşir olmuş Saddam Hüseyin, çok uzaklardan, yoksulluk çemberini kırarak gelmıştır ve bugün İrak” ın dizginlerini iyice elinde tutmak- ni'nin aksine gençtir, sadece 45 yaşındadır. Humeyni gibi “kariz- matiktir”, 1.85'i aşkın boyu ile yakışıklıdır, kitleleri avucunun ıçı— ne almayı bilmektedir. Üstelik, gi- derek karizmatik olmaktadır. Tüm İrak toprağı, Saddam'ın &portrelerı ile süslüdür. Kendisi “JTrak'ın Şövalyesi ve Arapların rı üstünde yaptığımız harekatta bı- çak kemiğe dayanmıştı. Olaylar böyle gelişince, Türkiye, anlaşarak, girer ve harekâtı yapar. Işler bu noktaya geldiğinde, Türkiye, *0 mu darılır? Bu mu darılır?” diye düşün- mez. Türkiye'nin tarafsızlığının da bir sınırı vardır.”” ! Bu “sınır”'ın ne olduğu, nerede çekildiği sorusuna Türk hükümeti 22 tadır. Kendisini ““Şeytan Sad- dam” olarak anan İmam Humey- Kılıcı”” olarak anılmaktadır. An- . Fırsatçı ve ınatçi | _cak giderek nalktan soyutlaşan,' giderek halk arasında az görülen bir karizmatik liderdir. Baas Par- tisi'nin 15'inci kuruluş yıldönü- münde Saddam'ı gören pek olma- dığı gibi, annesi öldüğünde de bit- mek bilmeyen ziyaretçi kuyrukları taziyetlerini Saddam'ın kardeşine ve amcasına sunmak zorunda kal- mışlardır. Humeyni'nin ölümüyle, Sad- dam'ın İran ile iyi ilişkiler içine gi- Teceğini sanmak safdillik olur, — çünkü İran'da mollalar iktidarı -sürecektir. Saddam “Halkın Mü- cahitleri''” örgütünün Paris'te sür- gündeki başı Mesut Recavi'yi İran'ın başında görmek istemek- tedir. Ancak Şah'ın son başbaka- nı olan, yine Paris'te surgundekı — Şahpur Bahtiyar ile de iyi ilişkiler içindedir. Bugün Saddam'ı göklere çıkar- tan İrak ulusu yarın onu belki ye- recektir. Şimdiden, Irak içinde bazı aydınlar karizmatik lideri ““savaşı başlatmak suretiyle Irak'ı modernleşme sürecinden saptır- makla”' suçlamaktadırlar. Ne var ki, bugün Saddam, Irak halkını savaşın zorunlu olcluguna ikna et- miştir. . 1 “AYETULLAH HUMEYNİ umeyni'nin Saddam'a karşı duyduğu kin, uzun yıllar Irak'ta sürgünde yaşarken, Baas Rejiminin Şah'la işbirliği yaparak Onu sınır dışı etmesinden mi kay- naklanıyor. Yoksa iki karizmatik lider arasında “iki — cambaz -— bir ipte oynamaz”' biçimindeki bu çekişme Sünni-Şii kavgası mı? Baas Partisi'nin milliyetçiliği ile şerıatçılık mı Saddam ve Humey- ni nezdinde çarpışıyor? Ya da Hu- meyni, Saddam'ı İran'ın zayıf dö- neminde savaşı başlattığı için mi daha önce kesin yanıtını vermişti: “Üçüncü ülkelerin, yani Türkiye” nin savaştan zarar görmesi... ' Hac-Ümran cephesi açılıyor. ““Türkiye savaşa mı itiliyor?”” İran birliklerince 22 Temmuz'da Hac- Ümran cephesinin açılıp kentin alınmasından sonra, Ankara siya- sal çevrelerinde herkesin sorduğu -bi görünen bu kinin kökeni bun- - yetkilerle donatmış durumda. suçluyor? Bugün anlaşılamaz gi- lara dayanabilir. , İran'daki Şah rejimine karşı öz- gürlük için uzun yıllar boyu mü- cadele veren, bu uğurda hapiste yatan ve sürgünde yaşamayı göze alan Ayetullah Humeyni, artık ül- kesindeki pek çok kişi için bir sim- ge olarak görülüyor. Bu yaşlı li- der, 1979 İran devriminin simge- si gibi görünmenin yanısıra, güç- lü karizmatik lider niteliğini de koruyor. Zaten, Şii mollalarının egemenliğini esas alan İran Ana- yasası, ““devletin velayetini'' ver- diği Ayetullah Humeyni'yi geniş Ayetullah Humeyni, İran'ın bir — çok mollasının,dini liderinin yetiş- tiği Kum kentinin bir ürünü. Kum kentinin yarattığı ve halen sürdür- düğü bu hareket içinde yoğrulmuş Humeyni, İran İslam Cumhuriye- - tini bugün başkent Tahran yerine Şiiliğin merkezi Kum kentinden yönetiyor. Ülkedeki belirtilerde mollalar_ rejiminin Humeyni ölse bile, de- - vam edeceğini gösteriyor. İran'ın lideri Ayetullah Humeyni soru buydu. Gerçekten de, Hac- Ümran'ın İran eline geçmesi, Tür- kiye'yi doğrudan ve yakından ilgi- lendiren bir gelişme, İran-Irak sa- vaşının ”üçüncü ülkelere zarar ve- rebilecek” önemli boyutlarından biriydi. Bir kere cephe, sarp Zagros dağ larının bulunduğu, Mesut Barzani yönetimindeki Sünni Kürtlerin ya-