8 Ağustos 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 37

8 Ağustos 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 37
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

592 UYANIŞ ———m. No. 1722—37 sokulmuştu. Kalplerimiz birbirinin elektirikli tesiri için- de tek bir kalp olmuş. Genç adamın kahkahası birden kulaklarımıza çarptı. Ne saygısız, ne çirkin gülüş bu... Ah buYadam! İçki kadehlerimiz yeniden geldi. Birer yudum iç- tik ve iskemlelerimize yaslandık. Bir iskemle boş... Karşımdaki anlatıyor : — Badem ağaçlarınm çiçek açtıkları zamanı ha- tırlayın. Yemyeşil bir cayır. Sarı, kırmızı, penbe, beyaz kır çiçekleri. Ve çiçeğim, Badem çiçeklerinin gölgesinde idik, süneş yal- dızlı bir ağla etrafımızı sarmıştı. Çayıra uzanmış böy- le dakikalare; a yanak yanağa. Bu sefer kadın gülüyor. Bu müterennim bir kah- kahadır, Güzel bir hava çalındı. Genç adam, kadının bütün hüviyetini gıcıklıyan, bütün gülme damarlarını gevşeten bir şey söyledi, bir şey yaptı. Ah, o'adam!, İçki kadehlerimiz yeniden geldi. Birer yudum iç- tik ve iskemlelerimize yaslandık. Bir iskemle boş... — Kar bizi o küçük, o loş, o ılık havalı odadan bir daha çıkarmamak için durmamacasına yağıyordu. Penceremiz dünyaya karşı bembeyaz bir örtü ile kapanmış ve bizi ondan uzaklaştırmıştı. O ocağın önündeki hayvan derisinin üstüne uzan- mıştı. Alevi in gölgeleri vücudunda kıvrılıp buküldük- çe gerinip kıvranıyordu. Ben yanında başım göğsünün üstünde onun, derin derin nefes aldığını seyrederek.. Bir kahkaha yağmuru boşandı. İkisi birden gülüyor. Genç adamın kahkahaları kulaklarımıza çarpıyor. Genç kadının kahkahaları kalbimize çarpıyor. Bu adam ne fena gülüyor. Bu kadın ne güzel gülüyor. İçki kadehlerimiz yeniden geldi. Birer yudum iç- tik ve iskemlelerimize yaslandık. Bir iskemle boş.. Kapı açıldı. İhtiyar, çirkin, çirkin değil iğrenç bir adam içeri girdi. Şapkasını çıkardı. Kadın selâmladı. Genç adamı da.. Bir kaç masa öteye oturdu. Genç adam gülerek yanına gitti. Bir şeyler konuştular. Genç adam kalktı sırıtarak kadının yanına geldi. Bir şey konuştular, O sırada ihtiyar, çirkin, çirkin değil iğrenç adam ayağa kalktı. Onların masasına gitti. Oturdu. Kadı- nın elini öptü. Sonra avucunda tuttu, Kadın gülüyor, genç adam sırıtıyor, iğrenç adam sırıtıyor.. Kadın elini kurtardı, Gene adamın elini sık Kı lm ve ihtiyar, çirkin, çirkin değil iğrenç adam yürüdüler, Kapıdan çıkıp gittiler. ; Genç adam yerine oturdu Garson kadının kadehini kaldırdı, Genç adam bakıyor. Garson elindeki peşkiri: masanın üstüne bir iki defa çarptı. Genç adam düşünüyor. Garson genç adamın kadehini biraz daha önüne itti, Kadının oturduğu iskemleyi düzeltti, ileri sürdü ve gitti Karşıdaki masada genç adam oturuyor.. Yalnız. Bizim gibi yalnız ve karşısında Bir iskemle boş... w elat Mlitat Ciçek tak / Bana bak, Yakana bir çiçek tak! Şaşırma delikanlı , Bu akşam bütün yalı Kadınlarla dolacak. Çiçek tak! Onların göğüsleri Bütün süsleri Taşıyacak... Çiçek tak, Tak diyorum sana; Sonradan yana yana Dinlemem dert: «Bir tâcivert Göze vuruldum..» diye. Hem, kuzum, niye Kadınlar, o çiçekler, Kelebekler Gibi güzel kadınlar, Birer çiçek taksınlar; Senin yaka deliğin Çirkin Dursun böyle? Söyle! Köyün yosma kızının Yemenesinde oya, Sinema yudızının Dudaklarında boya Varken niye Sen de «güzelleneyim!/» diye Yakana bir gül değil, Bir küçücük karanfil Takmayı düşünmedin? Mehmet Nurettin

Bu sayıdan diğer sayfalar: