8 Ağustos 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 46

8 Ağustos 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 46
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Z mü N Z Deniz; kollarını ufuklara açmış, dudaklarını sahil- lere uzatmış. O, bazan kendine benziyen bir semayı kucağına alır, bazan köpüklü dalgalarının göğe düşen akislerile örülmüş bulut kümelerini göğsüne basar. Dalgalar ki denizin muhteris omuzlarıdır, gurur- la yükselir, yükselir, yalçın kayalar onun önünde boynu bükük birer esir gibidir. Köpük yığınlarının temasile aşınan sahiller onunla göğüsgöğse gelmek için heyecan geçirir ve denize dökülür. Diyorlar ki : Deniz, asırları sahil sahil dalgalarında gezdirmişti. Onu yemyeşil sırtlara uzandığı bir ilk bahar sabahı Parça parça olan bir kalp koynuma atıldı, dalgalar bu vücudu sürükledi, sürükledi. İşte o denize benziyen melikeyi getiren bu dalgalardır. Şimdi Adonis ilk defa olarak Afroditi görüyor ve tanıyor. Aradan asırlar hâlâ Afrodit o meçhul sahilde Adonis'le sevişmekte. Bugün unutuldu- lar mı? Unutulsalardı her sene aynı mevsim üç, dört ay tes'it edilmezdi. geçmişti; fakat Deniz, güzellik alihesinin gününü yadettiği zaman kollarını kadına açar. Şimdi dünyanın bütün sahillerinde kadın vücudu- nun çıplak güzelliğini doya doya seyreden deniz, aşıkları kıskandırıyor. Güzeller de denizden çıktığı için denize benzerler, UYANIŞ No. 1722—37 Onlarda her uzandıkları, sahili dudaklarile aşın- dırıyorlar. te Onlar da kollarımı ufuklara açmış, dudaklarını sahillere uzatmıştır. i , Onlar da bazan kendilerine benziyen bir $imayı kucaklarına alır, bazan köpüklü dalgalarının göğe düşen akislerini göğüslerine basarlar. i Onların muhteris omuzları da Zururla. yükselir, insanlar onların önünde boynu bükük birer esir gibi idi. Dudaklarının temasile aşıman dudaklar onlarla «öğüsgöğse gelmek için heyecan geçiriyorlar ve de- nize dökülüyorlar. Muammer Lütfi —ğ KASINDA Yanında oturmak için bir an olsun lutfunu isti- yorum. Elimdeki işleri sonra, bitiririm. Senin çehrenden uzakta kalırsam kalbim durup dinlenmek bilmiyor. Elimdeki işleri de kıyısı bulun- mıyan bir meşekkat denizinde, bir meşekkat haline geliyor. Bugün yaz; hıçkırıkları ve fışıltılarile penceremin önüne kadar geldi: arılar çiçeklenen korunun sara- yında mani &öylüyorlar. Şimdi huzur' içinde, seninle kayşı karşıya oturmak ve etrafı kaplıyan sessizlik ortasında hayatın sana ithaf ettiği şarkıları söylemek zamanıdır. : O Bu çiçeği koparda al, geçkalma ! Sonra o, kendi kendine kopup tozların içine düşmesin, korkuyörum. Belki elbisende onun için *yer yok lakin eline küçük bir zahmet vererek lutfet, uzat elini de kopar onu ... Korkuyorum, gün benim * haberim olmadan biter ve zaman geçer diye... ne kadar renkleri derin kokusu baygın da istifade et, daha zaman varken Her olsa, bu çiçekten kopar onu. Halit Fahri Beyin ŞİİR MECMUASI p>2 Tevzi merkezi : İstanbul Ankara caddesi, Suhulet kütüphanesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: