8 Ağustos 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

8 Ağustos 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1721—36 UYANIŞ 569 nkâr Bizde edebiyat muharebelerinin müşterek manza- rası şudur: Her devirde birer mızrak olup yaşlıların göğüslerine saplanan genç kalemler, —daima — yarala- yıp devirdikleri liyakatlerin mezarlığında tenebbüt ederler. Her şöhret abidesinin kendisinden kaidesini evelkilerin cesetleri teşkil ediyor Bizim neslimizin ayırıcı irinli biri bu köhne yolun aksini iltizam edişimizdir: İnkâr etmiyoruz. Biz, nebbaş değiliz, yız. Hayatın ebedi bir istifa ve tekâmül gıdamızı makberelerde arama- olgunlaşma, mütemadi. bir olduğunu biliriz. Bizden evelkiler, daha evelkiler, daha evelkiler bir halkalarıdır ki el ele verip ebediyete gidiyorlar. Bizden evelki, daha evelki, na bir merhaledir. demek zencirin san'at yolunda başlı başı- Kimi bize Avrupa zevkini getirdi, kimi edebiyatımızın dışını düzeltti. bunları kimisi dilimizi Bunların her biri ayrı bir hizmettir ve onlar yaptıkları içindir ki biz bugün artık kalıp- larla meşgul olmuyor, edebiyatımızın içini yenileştir- miye çalışabiliyor,ona bir yanardağ halindeki genç ve ateşli ruhlarımızı katıp yoğurmıya ve yeni bir san'at hamuruna şekil vermiye imkân buluyoruz. Maziye hürmetimiz vardır. Eserlerini okurken bir müzeyi dolaşmanın insana verdiği geniş dalgalı huşu ve tahassüsle dolup taşıyoruz . Üstatlar tarihi birer Her kıymet, kendi zamanına göre ölçülür. biyatçıların yaptıkları işse zamanlarına küçük görülebilecek gibi değildir. değiştirdi, edebiyatımızda kıymettir. dizim ede- göre hiç te Başlarında birer beyaz şeref tacile ve Ss “armış balmumu rengindeki solgun yüzlerile, ağır ağır mu- kaddes azizler gibi ilâhi bir revişle sine girdiklerini görüyorum. tarihin loş galeri- Bir çoğu sağlığında kitaplarının tozlu yaprakları arasına defnedilmiş bulunuyorsa kabahati onlarda aramak doğru değildir; zira tarihin bir dönüm yerinde dünyaya geldiler, eskiyen bir medeniyetin çürüyüp dökülmesini gördüler. Diktikleri edebiyat ağacı usa- resini bu köhne medeniyetten almıştı. Asırlar yıpranıp yıkılırken bu kurumuş ağaç ayakta duramazdı. Osmanlı medeniyetinin inbidamile değişen yalnız hükümet şekli değildir. Yaşama, duyma, düşünme, ve söyleme tarzı zaruri bir tebeddül karşısındadır. etmiyoruz Bu sahalardaki değişiklik tamam olduğu sündür ki inkilâp vaki demektir. Genç nesil, bu ideal inkilâbın ümitli. işçileridir. Yeni doğan güneşin altında çalışmak için dimağların tarlalarına Etrafa etek tohumlar elbette yetişip yeşerecek ve yeni medeniye- gidiyoruz. saçılan dolusu tin yeni san'atı cemiyetin kalbinde müşterek bir çarpıntı vücuda getirmek kudretini ergeç kazana- caktı Ruhların karanlık şehirlerinde yeni medeniyetin binasını kurmıya çıktık. Çekiç seslerimiz Ku bir musiki gibi geliyor. Vurduğumuz her darbe irili le atılmış sağlam bir adımdı Gideceğimiz yolu görüyoruz, o basacağımız yeri biliyoruz, yapacağımız işin lüzumuna kaniiz, ehemmi- yetinden o haberdarız; bunun içindir ki üstünü bizden evelkilerin cesetlerile değil, lerimizle örtülmüş görmek istiyoruz. yolumuzun fakat eser Biz nebbaş değiliz, gıdamızı makberelerde arama- yız. Bizden evelkileri inkâr etmiyoruz. Mefik Amets Sütunlar etrafında : Bir münkir Bazı çelebiler vardır, her akşamı kullanmayı itiyat edindikleri içkilerin tesirile ağızlarından kaçırdıklarının farkına varmazlar, işte Babialinin akşamdan akşama kurulan sütun sofrasında gö- zümüze çarpan mili da si al Enderon ağasının keyif çatarken ağzında gevelediği mez:ler or. Uyanış'in yeni şekilde sün sinhüse bu nev'i şahsına mahsus sefa ehlinin «HMamei tiğâsâ» Eğin har iy dee cektik xa re beklen miyn bir tarzda çattı.. sahlanmı ya ga oldu çelebi balikimde en yakın dostunun bize söylediği sözler ka- siMGRMLER takviye edecek mahiyettedir. Bu eskiye düşman, va aşıktır. Bir dalda fikir ve zevk del Muhatabının lal rabiğesine göre kâh şöyle, takılmasaydı — şakkı şefeye zin- Bizde uyanıp dosta nazaran O, durmaz, mütemadiyen kâh böyle düşü» b meddahl ğini yaptığı yeni rus edibi (Zosçenko) ce- nür napları g bi et dizinde menfaatı icabı zamanı hale muvafık nükteler savurupta takdirler toplayabilirse onun için ne devlet ? Kanaatle- rini içinde saklar; ekseriyete, ekseriyetin istediği renkte şekilde görünür. Hiçbir insan vakaların ve zamanın zaruri tahavvülle- kadar intibak etmemiştir. Sütunlarda (Pişekâr| lığa — Devamı (579) uncu sahifede rine onun

Bu sayıdan diğer sayfalar: