18 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa - —O LT Tariht Fıkra Perileşen İnsanlar Aldanmıyorsam Raşit tarihin- de yazılı olacak. İkiyüz yıl önce Süleymaniye taraflarında oturan bir Kazasker, gece yarısı karın ağrısına tutulur, mum filân yak- mıya eli deymeden aptesaneye koşar. Orası karanlık, Kazazasker de ötlek. Herifcağız bir taraftan sancılarını gidermiye savaşıyor, bir taraftan da cin ve peri hücu- muna uğramak korkusile ter döküyor. Vaziyet dua etmiye, onu bunu okumıya da elverişli değil. Yapılacak iş, birayak evvel karın ağrısından kurtulup oradan savuş- maktan ibaret. Kazezker bu düşlince İle kıv- ranıp durürken kuüvvetli bir elin baldırlarını okşadığını sermez mi?., Aman, zaman diyemez, can hav- lile sıçrar, dışarı fırlamak İster. Lâkin ne mümkün?.. O el, mem- gene gibi etlerine yapışık, kendini bırakmıyor. Zavallı adam, cinlerin eline düştüğüne kanaat getirir ve korkudan bayılarak taşların Üze- rine uzanıp kalır. Neden sonra evdekiler merak ederler, çifte mumlarla köşe bu- cak ararlar ve —abdesthanede adamcağızı bulurlar. Ayni zaman- da kuburdan bir kolun dışarı uzandığımı, - baygiın — kazaskeri mıncıkladığını — görürler. Meğer Süleymaniye timarhanesinden bir deli lâğım yolile kaçmış ve bu yolda yürüyerek ©o abdesthaneye kadar gelmiş, — yapacağını da yapmış! Tarih, kazaskerin bay- gınlıktan kurtulamıyarak öldüğünü yazıyor. Geçenlerde de Iskoçya köy- lerinden birinde böyle bir peri hâdisesi yüz göstermiş. Köylüler derin bir kuyu içinden mükem- mel bir saz ahengi yükseldiğini görerek bu İşin cinler ve periler tarafından yapıldığına Mmanmışlar, telâşa düşmüşler. Polis, kuyuya adam indirerek ahengin bataryalı bir radyo makinesinden çıktığını anlamış, köylülerin telâşını dermiş. — - Demek ki dün olduğu gibi bü- | gün de peri masalına inananlar var. Perilerin İnsanlaşamıyacağını ve fakat insanlaların arasıra perileş- tiğini Ööğrenmek acaba hangi asırda mümkün olacak 7?... M. T. Tan Bir Doktorun Günlük | Notlarından (*) Perşemhe Süpürgenin Zararları Evlerimizde bir temizlik vasıtasi olarak kullanılan süpürgenin bilâ- kis zarar veriei bir nesne olduğunu söylersem hayret etmeyiniz. Çün« kü süpürge yerdeki tozları havaya kaldırır. Birçok mikrop taşıyan bu tozların ağzımıza, burnumuza gitmesinden başka tekrar havadan yere inmelerile temizlendi zanne- dilen eşyanın üzerine konmaları, eski kirli vaziyeti aynen iade eder. Binmenaleyh: mümkün olan yer- lerde, döşemeyi parke yapmalı, olmiyan yerlerde ise döşemeyi müşamba ile örtmelidir. Hafif ıslak bezle kaba kiri almak, sonra esaslı sürette silmek, en sıhhi temizlik usulüdür. Bu usul, tahta döşemeli evlerde de kabilitatbik- tir.. Görüyorsunuz ki süpürge gerek evde olsun, gerek sokakta olsun, hem iptidat, hem de zararlı bir vasıtadır. * () Bu notları keslp saklayınız, yahut b'r albüme yapıştırıp kolleksiyon yapr- nız. Sıkiımlta. zamanımızda bu nollar bir doktor gibl imdadınıza yetişebilir. — - B -- ü — UU —KT — AY TC * SON POSTA Dünyada Olup Bitenler Almanyada İcat Edilen 5 Yeni Silâhın Hakiki Kıymeti Nedir? Çelik Duvarları Delip Geçen Kurşun, Zırhlıları Eritip Bitiren Elektrik İnsan- ları Kırıp Geçiren Mikrop... Telâş Etmeyiniz, Salâhiyettar Bir Mütehassıs Henüz O Za- Bu günler- de bütün Av- rupa, Anadolu ajansımızın Man- g* cister Guardi- — yan gazetesin- den alarak bize de verdiği ha- berin gerçek olup olmadığı- nı araşdırmakla meşguldür : — Denildiği gibi Almanya da karşısındakilere müdafaa İmkânı bırakmayan beş tane yeni silâh manaGelmediğimiziSöylüyor icat edilmiş midir, edilmemiş midir? Herkesin dilinde bu sual var- dır. Ve bu merak o dereceyi bul- muştur ki, Fransada en mütehassıs alimlerinin dillerinde —meselenin teşrihine lüzum görülmüştür. Verl- len cevabı kaydedelim: — Mançater Guardiyan gaze- tesi, ötedenberi harp sllâhları bahsinde en akla gelmiyecek ef | saneleri kaydet- mekle şöhret ka- zanmıştır. İddia- mı derhal İspat edeylmi İcat edildigi söylenen silâhların birin- cisi her maniayı delip geçen kur- şundur. Halgar Ultra adını taşır. Alman bilginle- rinden — daktor Maks Gehrlich tarafından yapıl- mıştır. Bu, yalan de- ğil sadece müba- lagalıdır, diğer taraftan Alman Dr. nun Almanyada silâh yapma imkânı bulunmadığı bir zamanda icat etti- ği bu — kurşun kendisi tarafın- dan bize de anla- tılmış, milli müda- fea — bakanlığı- mızda bütün tecrü- beleri yapılmıştır. — icat ettiği kurşunun kabiliyeti göze alın- ması iİcap edecek — derecede mühimdir. Bu kurşun söy'endiği gibi (1) metre (8) santım kalınlı- ğında bir çelik külçeyi delip öte- sine geçemez. Fakat 18, 20 mili- metre kalınlığında bir çelik lev- hayı delebilir ki bu da mühimdir. Size bir Ba'istigue dersi ver- mek iİstemem, yalnız şu kadarını söyleyeyim : (1) metre (80) santim kalınlığında çelik külçeyi delmek ' İçin portatif bir tüfenk değil (42) lik top lâzımdır. Devvar mitralyöz — İcat edildiği söylenen ikinci silâh devvar mitralyözdur. İngiliz gazetesinin bunu tayin A A o Her şeyi altüst eden elektrik cereyamı henüz insanların hayallerindedir için kulandığı kelimeyi biraz müphem - gördüm, beş namlulu mitralyöz, veya eski roververler şeklinde toplu mitralyöz manasına . gelebilir. Fakat şu o0'sun veya bu icadda yeniik görmedim. Bilakis kurşun şarjorlarını değiştirmekteki müşkülât meydandadır. Zaten bu büyük babalarımızın zamanında da malümdu, üçüncü Napolyonun 1870 de yaptığı tecrübeyi 1935 Almanyasının sanmam, Filhakika bu silâhın dakikada bin kurşun atacağı ilâve edilmek- tedir. Fakat bu münasebetle ben geçenlerde Ho'andada bu şekilde bir silâhiın bütün dünya erkânr- tekrarlıyacağını |harplerine gösterildiğini batırlıyo- Çelik lev« haları de- İlip geçen kurşun rum. ÂAlınan netice sıfırdır. Dünyanın Havasız Kısmına Çıkan Fişek.. Icatların en mühimmi dünyanın (Stratospher) İne çıkan havai fi- şektir. Bu fişeğin içine boğucu " gaz veya mikrop doldurulur. Ha- vasız yerde soyredebileceği İçin katedebileceği mesafe 320 kilo- metredir. Daha mühimmi de var. Bu fi- şek atan adamın arrusuna tâbi olarak istenilen yere düşürülebilir. Mucidi miralay Von Hasselbachtır. Evet amma, bu zat sırrını hiç bir veçhile ifşa etmemekle bera- ber İcadını Alman posta idaresi- nin havai sevkıyatında tecrübe edebiliyordu. Bilirsiniz ki Alman- yanın posta idaresi bir nevi haval balonla posta çantası sevkini tec- rübe etmektedir. Halbuki bu çan- ta hiç bir zaman istenilen yere varmamakta, yolundan 180 de1ece kadar inhiraf etmektedir. X Şusı Nihayet köprüleri yıkan, top- ları eriten, tayyare motörlerini durduran, herşeyi altüst eden X şuama geliyoruz. Evet efendim, eğer Almanya gerçekten böyle bir kuvvete sahip olsaydı şu veya bu mitralyözü düşünür midi? Biraz ciddi olalım. Almanyada olduğu gibi, Fransa, İngiltere ve Ame- rikada da elektirik cereyanı Üze- rinde tesir yapan muhtelif şualar tecrübe edilmektedir. Bu dakika- ya kadar bulunan şey gayet basit- tir: Çok kısa bir mesafe içinde çok kısa bir zamana munhasır kal- mak şartile, pek büyük masraf mukabilinde elektrik ceryamının intizamı bozulabilir. Fakat bu da gayet müsait ahval ve şeraltin istenilen dakikada birleşmesi müm- kün olursa... Bunun barcinda elimizde kala kala Dunikovski nin — oyuncağı kalır. Bilirsiniz! ki bu mühendis evinin mutbağında çocuğunun o- yuncak tayyaresimi uzaktan yak- maya muvaffak olmakdadır. Yani Kari Mektubları A Tuğla Harmanla- rına Dair Bir okuyucumuz Diyor kl! Kuruçeşmeliler kömür içinde boğulduklarını iddia ederek uzun müddet bağırmışlar, kömür şirket- leri aleyhine mahkemeye gitmiş- ler, hattâ açtıkları davaları dahl kazanmışlardı. Buna ilâveten şe- hircilik mütehhssısı da bu depola» rın kaldırılması lüzumunu bildirdi. Fakat vaziyetin eskisi kadar de- ğgilse bile " eski tas eski hamam,, kaldığı — görülüyor. — Şimdi de Eyüpten buna benzer bir şikâyet gelmiştir. Deniliyor ki: “ Eyüpte Defterdarda çömlek-« çiler caddesinde bir senedenberi açılan tuğla fabrikasının duma«- sından, kurumundan civar mahale lelerden Defterdar, Çömlekçiler, Cezrikasım, Sıraserviler, Kıralkızı halkı pencere açmaktan ve bah- çelerine çamaşır asmaktan mahs rum kalmışlardır. Çünkü fabrikas nın yaktığı kömürler gaz neşret- mektedir. Bir senedenberi civar halk nahiye müdürlüğüne müracaat | ettiler ve hiçbir müsbet netica alamadılar. Fabrika ise: “ Başka bir tarafa mnakledeceğiz ,, diye müracaat edenlere cevap verdi ve hâlâ yerinde duruyor. Akşamları yorgun argın evine gelerek bir pencere önünde oturmak, temiz hava almak, dinlenmek hakkı, bu semtin İnsanlarından sanki geri alınmıştır. Tuğla fırımı gece gündüz yanma ihtiyacındadır. Ve fabrika gazlı kömür yakmak mec- buriyetindedir. Fakat tuğlalar ya- nacak, pişecek, olacak diye biz burada gece gündüz zehirli gaz mı teneffüs edeceğiz, hava almı- | yacak mıyız, yaşamıyacak mıyız?, Bu gibi fabrikaların şehir ha- ricinde yapılması lâzımgelirken, Belediye böyle içimize sokulma- sına nasıl müsaade etmiştir ? Vali ve Belediye Reisimizin dikkat nazarını celbederiz. Defterdarda — Çömlekçiler — end 'evinde No. 47 - 49 da başmuallim Şevke! Ergin Antalyada Bayan M. N, Süaulpa: Istanbul Şehir tiyatrosu hak- kındaki düşüncelerinize hak verl- riz. Esasen birkaç gün evvel yazdığımız © yazıda da, mevzuu- bahs ettiğimiz şehirler, yolüstü olan şehirlerdir. Bu gibi şehir.erin tiyatroya karşı gösterdikleri iştiyak bu kadar fazla olursa, Diyarıbe- kir, Maraş, Van, Trabzon ve : Samsun gihi şehirler ne yapsın?. Bu meseleye dair, lüzum o.ursa yeniden — İstanbul Belediyesinin nazarı dikkatini celbe çalışacağız. * Aydında Denizlili Sacit oğlu Zihi Üner'e Mevzuubahs ettiğiniz mesele şayanı dikkattir, Lâkin mektubu- nuzda sarih adresiniz yok. Bir bu meseleyi Kültür Bakanlığına açarken, sarih bir adresi de bes- raber vermemiz lâzımdır. Binaena- leyh bulunduğunuz yeri, çalıştı- ğınız daire veya müesseseyi ay- rıca bir mektupla bildiriniz, yazalım. eğlenmektedir. Ö- el Hayale kapılmayalım, Alman: yanın mucize his kuvvetleri yok- | tur, sadece cesur askerleri vardır..n Görülüyor ki, hakiki fen ale- minde İngiliz gazetesinin verdi haber masal olarak telkaki &e miştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: