18 Eylül 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

18 Eylül 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

olması, reformların ve onlarla bera- ber gelen meselelerin enine (boyuna tartışılması, olumlu ve ışık tutucu ka- rarlara varılmasıdır. Bu yönde en bü. yük iş Hükümete düşmektedir. . CHP İktidarı CHP Kurultayına bir itici kuv vet olarak gitmek durumunda ve Z70- rundadır. Şimdi pek çok kimse şöyle düşün- mektedir : Kurultayın yapılacağı ta- rihe kadar-ki bu tarihe fazla bir şey kalmamıştır. . Hükümet Kıbrıs mese- lesi için sarfedeceği çaba kadar oyna- ması gerekli bu tarihi role uygun ça- baları göstermeli, yapacağı reformları belirlemeli, istikametini almalı ve e hakim olmalıdır... ncak bu takdirde, Önümüzdeki Gi kurultayı kısır çekişmelere gir- mekten kurtarılabilecek, kendine dü- şeni yapabilecektir. Dert! Bu derecede sıkı koşullar ve büyük sorumluluklar ,içinde bulunan "Re. form Hükümeti" nin en büyük dertle- rinden biri, bir kaç ay ewel (Meclis tatile girerken patlak veren bir olay- la kulislerden açığa çıkmıştır. O tarihte, Kıbrıs meselesinin alev- li anlarından biri yaşanırken Başbakan İnönü Grup Yönetim Kurullarının ani bir görüşme talebi ile (karşılaşmıştı, Tanına yardımcısını da alarak, Mec- lis binasının ikinci katındaki Grup Yönetim Kurulu salonuna giden İnönü biraz sinirliydi, İşlerin bu derecede sı. kısık, durumun vahim olduğu bir sıra- da acaba kendisi ile ne görüşmek isti yorlardı? İnönü ile Satır bu merak ve hafif tertip sinirlilik İçinde toplantı salonu- na girdiklerinde, karşılarında (o susan adamlar buldular. Grup (Yöneticileri Başbakan ile yardımcısının durumu- nu hissetmişlerdi. Fakat bu mağmum hava uzun sürmedi ve heyecanlı Saf. fet Emlnağaoğlunun: — Paşam ben ne Bakan olmak istiyorum, ne de bir art niyetim var!" diye konuşmağa başlaması ile sessizlik bozuldu. Eminagaoğlu kendine mahsus heyecanlı ve dolu dizgin konuşması ile "derdi" açığa döktü: Grup bazı Bakan ların hükümeti sarsan tutumlarından son derecede şikâyetçi idi. Kulislerde . söylentiler çok şiddetlenmişti. Reform Kabinesinin bazı Bakanları zayıf, a- ma çok zayıftılar, İnönü biraz evvel- ki sinirliliğini atmış, bu şiddetli ser- zenişi dikkatle dinliyordu. Eminagaoğlu ikna gayreti ve genç İlk heyecanı içinde kulisteki (o havayı tasvir etmek için": — Hatta Paşam, o hale geldik ki, bir gün sayın Kemal Satar için bir gerginliği ve sinirliliği içinde Kemal CHP. yi kim idare eder? Turhan Feyzioğlu Turhan Feyzioğlu, doğrusu istenilirse kendisinden pek az beklenilen bir pişkinlikle CHP"nin Genel Sekreter Yardımcılığına sarılmış görün- mektedir. Bu dergide, CHP'nin iş başındaki ekibiyle görüş ayrılığında bulunduğuna göre Genel Sekreter Yardımcılığını bırakması gerektiğinin yazılması üzerine sayın Prof. "CHP'yi bir dergi değil, yetkili organlar idare eder" tarzında demeçler vermektedir. Her halde bu derginin CHP'- yi idare gibi bir arzu taşımadığını herkesten çok ve herkese nazaran ya. kından bilen Turhan Feyzioğlunun kendisidir. Sayın Prof. kendi haksız, manasız ve zararlı tutumlarını şişlemek için bu dergideki tenkitlere "Vay efendim, bizi o dergi mi idare ediyor?" tarzında mukabele edenleri görmüştür, bunun pek basit bir demagoji oyunu olduğunu bizzat ifade etmiştir ve bu çeşit alaturka kurnazlıkların her hangi bir Hamseyi her hangi bir yere götürmediğini bilmektedir. Yol, şimdi o kimselerin du- rumuna düşmüş olan sayın Prof.'u da bir yere çıkarmayacaktır., Bu dergi ne CHP'yi idare eder, ne AP'yi idare eder, ne Hükümeti idare eder, ne de memleketi. Ama bu dergi CHP hakkında da, AP hak- kında da, Hükümet hakkında da, memleket hakkında da düşündüklerini serbestçe yazar. Geçenlerde bir hanımcağız "AKİS Go Home dedi, bü- tün millet Go Home diye sokağa fırladı" diyerek pek. şaşıyordu. Hattâ en aklı evwveller iki tutum anamda bir sebep-netice münasebeti bile kurmaya kalkışmışlardır. Halbuki AKİS sadece, bir milli ruh haletine başarılı teşhis koymuştur, O kadar,. Tıpkı bunun gibi, bir takım kim- selerin, başlarına gelenden AKİS'i suçlu tutmaları da haksız bir suçla- madır. AKİS daima, bir belirli yolun o yolu tutanları nereye götürece- ğini hulus ile haber vermiştir. Hem bugünkü hükümetin azınlık hükümeti olduğunu söyleyerek onul hiç bir şey yapamaz say, hem o hükümeti teşkil eden partinin Genel Sekreter Yardımcısı sıfatıyla teşkilâtına canlılık, dinamizm, inanç ve iyimserlik ver! İnsaf edilsin, bunun imkânı var mıdır? Sayın Prof., partisinin resmi görüşünün, tutumunun 180 derece karşısına geç. tikten, hele kendi görüşü tam bir hezimete uğradıktan sonra nasıl olur da büyük pişkinlikle parti mekanizmasının en önemli yerinde sükünetle oturabilir? Feyzioğlu "İnsanın fikrini söylemesi memleket hizmetidir" pındıkça battığım, saçmaladığını farkederek kendisine acımıştır. Mesele o değildir. Mesele, bir ekipten başka türlü düşünen, o ekibin çalışmala- rım güçlüğe uğratan bir kimsenin o ekipte göreve devam etmesinin si- yasetin kaideleriyle zerrece ilgisi bulunmamasıdır. Sayın Prof, partide istediği gibi çalışsın. Ama Genel Sekreter Yar- dımcısı olarak çalışmaması gerektiğini farketmeyecek kadar gözleri ka- panmışsa kendisine daha da yazıktır. AKİS/13

Bu sayıdan diğer sayfalar: