18 Eylül 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

18 Eylül 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayati Hamzaoğlu ve Sezer Sezin : Filmcilik Türkiye: 1964-65 Türk sinemasında Mayıs ile Ekim an, hemen o yılın yeni sinema mevsimine yetiştirilecek filmlerin çe- kildikleri aylardır. Bu ayların dışın- la da Türkiyede yine film çekimi ya- pılmaktadır ama bu, dana çok fantezi- lir ve belirli ayların ötesinde hiç bir yapımcı, yeni filimler için yatırıma gi- . edir. kiyedeki, sinema salonları, sa. yısı bellidir. Yine Türkiyede bu belli sinema salonlarında bilinci vizyon film gösterme haftaları da bellidir. Bu iki bellilik arasında ortaya, sinemaya gi- den yerli film seyircisinin de yaklaşık sayısı rahatlıkla çıkarılabilir. Türk film yapımcıları bütün güçlerini İç pa zara vermişlerdir ve ne yaparlarsa İç pazara sürerek, hemen karşılığının ge- ri dönüp gelmesini beklemektedirler. AKİS/32 "Cehennem Bir "yıldız" yeniden doğuyor! Türk film yapımcısı için dış pazar di- ye bir gerçek yoktur. Ama böyle bir gerçeği bilmemesinde ve tanımamasın, da da onun herhangi bir suçu olduğu söylenemez. Bunun sebebi açık ve or- tadadır. Türk film yapımcıları, dış pa- zar isterlerinin neler olduğunu bugü- ne kadar bir türlü kestirememişlerdir Ve küçük çırpınmalar veya çıkışlar da yolun yarısına varmadan sönüp tü. kenmeye baştan mahküm olmuştur. Yapımcılar, dış pazara çıkmanın herşeyden önce ulusal bir sinema ile mümkün olabileceği ve ancak kendi gerçeklerimizi yansıtan filmlerle batı ülkelerinde ham seyirci ve hem de alı- cı bulabileceğimiz gerçeğini uzun süre kabul etmek istememişle; «endi bil- diklerini okumuşlardır. Ama bir Ulvi Doğan ve bir "Susuz Yaz" olayı, türki- yeli film yapımcılarının gözlerini dört açmıştır. anma ve uyarılma dönemin, de türk film yapımcıları, dış pazarlara Arkadaşları"n da açılma imkânını akıllıca o kullanabile- cekler midir? Yani "Susuz Yaz" örne- ğinden yola çıkıp, kendi gerçeklerimizi yansıtan filmler yaparak, böylece dış pazarlarda yeni bir alan daha kazan- mış olacaklardır ki, bu yeni elde edile, cek alan, eldeki mevcut eski iç pazara bakarak hem çok daha verimli, hem de büyük kazanç getiricidir. Bu, ya olur, ya olmaz. İstenilen, olması ve gerçekleşmesidir. Türk sine- masında bu yeni mevsim için hazırlık- lar - öyle sevindirici olmamakla bera- ber - bu yeni yola doğru yönelmeğe başlamıştır. Asıl büyük çoğunluk ise, yine bildiğini okumakta, kötü amerikan filmlerinden uyarlamalar ve kopyala- malarla vakit geçirmekte ve seyircisini oyalamamaktadır. Küçük umutlar Son siyasal olaylar, yurdun bütün dik atinin Kıbrıs üzerine dikilmesi ve, dolanlı bir yoldan da olsa, eskimiş

Bu sayıdan diğer sayfalar: