4 Aralık 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

4 Aralık 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İlk Mülakatı " — Bu şekilde büyük ölçüde bir yardım sağlanabile- ceğine inanıyor musunuz? Meselâ konsorsiyum bile bu ko- nuda pek heveskâr davranmıyor." Demirlin buna cevabı hazırdı: "— Sağlanabilir" "— Amerikadan mı?" Lider sustu, Gazeteci üsteledi: "— Fakat Amerika, dış yardımlarında genel bir kı- sıntı yapıyor. Bu konuda Amerikanın Türkiyeye özel bir muamele yapmasını bekler misiniz?" Demirelin tereddüdü nihayet zail oldu ve fikrini açık- ladı: "— Bu, Amerika nezdinde yapacağımız demarşa bağ lı!" Bir süre düşündü ve ekledi: "— Ayrıca bu mesele, Türkiyenin o tarihteki şartları na bağlı, Amerikanın şartlarına bağlı, sonra bizim projeler yapmamıza bağlı.,." "— Yâni programa değil, projeye yardım?" "— Evet!" Böylece Demirelin, Türkiye tarafından Amerikaya yapılmasını düşündüğü "demarş"ın özeliklerinden biri or- taya çıkmış oluyordu: "Projeye yardım" fikrini peşinen ka bullenmek... Konuşma, yeni Genel Başkanın, taşra illerinden biri ile yaptığı ve "Bizim liste kazandı" haberini verdiği tele- fon mükalemesinden sonra iç politikaya kaydı. Demirel, eski Genel Başkan Vekili Saadettin Bilgiçle, "tekrar Ge- nel Başkan Vekilliğine seçildiği takdirde", beraber çalış- mayı istiyordu. Kendisi için çıkarılan söylentiler o yersiz ve yalandı. Bu arada AKİS'çi, Demirel hakkındaki bazı iddiaları bizzat Demirciden sormayı düşündü: ey fendi, sizin Ortadoğu Teknik Üniversitesinde yaptığınız bir ilede yolsuzluk olduğu söylentileri var. iddiaya göre, beş milyonluk bir ihaleyi Ortadoğu Teknik Üniversitesinde boca oluşunuzun sağladığı nüfuz ile almış- sınız. Halbuki şimdi sizin yaptığınız tesisler işlemiyor, su boruları patlıyormuş, CHP Edirne milletvekili Fahir Gi- ritlioğlu, bu konu ile ilgili olarak bugün CHP Grup Baş- kanlığına bir sözlü soru verdi, durumu ilgili Bakanlardan soruyor. Bu konuda cevabınız nedir?" Genel Başkan hiddetlenmişti: "— Böyle O ihalenin kat'i kabulü yaprtah üç ay oldu. İki yıl evvelki bir iş” cevabını verdi. — Yâni kat'i kabul yapılınca hukuken sizin sorumlu- luğunuz kalmıyor mu?" — Gayet tabii!.." Süleyman Demirel, bu konu açılınca sakin halini epey kaybetmişti. Dayanamadı, tekrar konuşmağa başladı: "— Bana bu taraftan bir şey yapamazlar. Eğer böyle mücadele etmek istiyorlarsa, hodri meydan! Fakat doğ- ru değil, doğru değil!.." İç politika hakkındaki son soru: "— Siyasi Partiler Kanununa taraftar mısınız?" oldu. Demirelin bunu bir parti meselesi olarak kabul ettiği anlaşılıyordu. Kelimelere dikkat ederek cevap verdi: AKİS, 4 ARALIK 1964 eyler yapmasınlar! Zararı kendilerine otur. " — Ben, çok partili demokrasinin fazla limite edil- mesi taraftarı değilim... 20 yılda mucize Demirelin konuşma içi nayırdığı vakit sona ermişti. Fa- kat lider, odanın köşesindeki koltukta oturuyor, za- manı hatırlatmıyordu. o AKİS'çi, iyice dağılan konuları toparlamak niyetiyle: Netice olarak iddianız nedir? Türkiyeyi ne kadar zamanda kalkındırabilirsiniz?" diye sordu. Demirel soruya hazırlıklı olmalıydı ki, "— 20 yılda!" diye cevap verdi. Düşündü ve devam etti: — Evet, Türkiyenin bugünkü şartları 1920 Japonya- sının şartlarına benziyor. Aynı şekilde Türkiyede de ge- rekli tedbirler dikkatle alındığı takdirde, Japonya gibi kal kınabiliriz." AKIŞ ŞI itiraz etti: Yalnız, zannedersem, Japonların iktisadi kalkın- ması çiftçiye ve işçiye çok düşük ücret ödeyerek yaratılan e terakümü ile sağlanmıştır. Bu, mahzurlu değil hemen: Cevap tereddütsüz oldu: — Çiftçi Türkiyede de az ücret alır!" Anlaşılıyordu ki Demirel, bu konuda gelir dağılımı- nın adil ölçülere göre yapılacağı dengeli kalkınma fikrine pek itibar etmiyordu Gazeteci ısrar etti: — Fakat, geçenlerde yayınlanan bir incelemeye göre, japon ve türk çiftçisinin nitelikleri birbirine benzemiyor- muş. Japon çiftçisi son derece muhafazakâr ve kanaatkar olduğu için üretimi arttırdığı halde, fazla ücret talep et- memiş." Süleyman Demirel ise bu konuda ille de bir paralel ve benzerlik kurma eğilimindeydi. Cevap verdi: — Türk çiftçisi de muhafazakardır. Fakat istihsali arttırmamız şarttır." Japonya modelini benimseyen Demirel gazetecinin, — Bu şekilde 20 yıl sonra Türkiye hangi seviyeye ge- lebilir?" sorusuna ise şu cevabı verdi; Avrupanın bugünkü seviyesine Avrupânın bugün kü seviyesi az değildir. Hem, 80 yıl milletlerin hayatında uzun bir müddet sayılmaz. O tarihte tarımını kalkındır- mış, önemli denecek bir sanayi kurmuş bir Türkiye yaratı- labilir." " .. Konuşma burada sona erdi. Veda eden gazeteciye De- mirel, tekrar görüşme temennisinde bulundu. Kendisinden ve mucize yaratacağından emin görünüyordu. emirel bu mülakat sırasında bir balama iyi bir im- tihan vermiş, açıklıktan ve tartışmadan kaçmıyan bir li- der intibaıı uyandırmıştır. Benimsediği fikirleri sakla- mak eğiliminde değildir. Bu AP için bir ilerleme sayılma- lıdır. Demirelin fikirlerinin doğruluğu veya yanlışlığı tar- tışılabilir. Çok kimse, bu tip bir kalkınmayı beniınsemiye- eek. "Nerede kaldı sosyal adalet fikri?" sorusunu soracak. "Yardım almak için tekrar Amerikanın uydusu mu ola- cağız?" diye itiraz edecektir. Fakat bir partinin ayrı fi- kirlere sahip olması ve bunları savunması en azından de- mokratik bir davranıştır

Bu sayıdan diğer sayfalar: