22 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

22 Ocak 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Yaralı Kaymakam vekili hastahanede Gerinin /epmesi böyle olur! tarmaya bağlandığını ifade etti. Dev- let Bakanı, dinin bir realite olarak kabul edilmesi ve zararlı ( fikirleri yenmek için islâmiyetin esaslarını doğ ru şekilde öğretecek din adamları ye- tiştirmek gerektiği fikrindedir. Bu tarla buna yetiştirir Gerçekten bugün, Türkiyedeki din adamı kadrosu tam anlam ile bir faciadır. Diyanet | İşleri (kadrolarını dolduran 13 bin din adamının o bü- yük bir kısmı gerekli kültür seviye- sinden uzaktır. Üstelik (o Türkiyenin ihtiyacını karşılamak için bu teşkilât. ta en azından 50 bine yakın din a- damı bulunması gerekmektedir. 40 bini aşkın köyde omüftülerden (aldıkları "buyrultu" larla iş tutan hocalara ge lince, bunlar ders verdikleri, nasihat verdikleri, "dünya görüşü" verdikleri köylülerden daha bilgili (o değildirler Üstelik çoğu, Karakurt köyündeki i- mam ve Vaiz gibi, karanlık cereyan- lara kapılabilmekte ve bu karanlık cereyanların (opropagandacısı o olabil- mektedir. 1950'de bir tâviz olarak a- çılmasına müsaade edilen ve güya rakamında dondurulacak olan kuran kursları da ayrı bir derttir. Bu kursların a bugün, resmi - gayri resmi, İZİ izinsiz, 3000 rakamını aşmıştır. Bu Kurlar da ehliyetsiz ho- caların elinde birer taassup ve irtica yuvası haline gelmiştir. Memleketimizin, gerici akımlara son derecede açık ve uygun bir "tar- 10 " la" olduğunu gösterecek ogüzel bir örnek, Türkiyede belirli (devrelerde, belirli gerici akımların hâkimiyet kur muş olmasıdır. Geriye doğru (o bakıl- dığında şu sonuca varılmaktadır: 1950 yıllarına kadar memlekete hâkim ve organize gerici akım, makşibediliktir. 1950 yıllarında Kuzey Afrika şeli ticanilik gelişmeye başlamış ve ibendiciliği ikinci oplâna itmiştir. Ticaniler Türkiye tarlasından 1957-58'e kadar müstefit olmuşlar ve yerlerini nurculuğa terketmişlerdir. Bu (tarla bugün de nurculuğu beslemektedir. Fakat bu işin sonu yoktur. Bugün Hükümet nurculukla mücadele o et- mektedir. Nurcular yenilirse one ola- caktır? Eğer Türkiye "tarla" o duru- mundan kurtarılamazsa, bu defa me- selâ, özellikleri (o biberli yemekleri ter cih olan biberiyyeciler veya (o Süley- mancılar ağlarını okuracaklar, kök- lerini atacaklardır. Bu işin sonu sa- dece, cahil halkı eğitip uyandırmak- la, Türkiyeyi "tarla" durumundan kurtarmakla alınabilecektir. Yoksa, dün Reyhanlıda, ewelsi gün Bitliste, bugün Karakurtta cereyan eden olay lar birbirini kovalayacak, o tahribat devam edecektir. Hem, tepkilerin bü- yüklüğüne bakıp, Karakurt o Olayının tek" ve uzun zamandanberi ogörül- memiş bir olay olduğunu sanmak da yanlıştır. Anadolunun her yerinde, Allanın günü devrimci öğretmen ir- ticadan kötek yemekte ve ttirk halk oyu maalesef artık bu duruma alış- mış bulunmaktadır. Eğer (Karakurt köyünde (o öğretmenlerden başka bir de Kaymakam Vekilinin kafasına o- dun vurulmamış olsaydı, ne bu ilgi uyanır, ne de bu tepki gösterilirdi Seçimler Su dövücüler ve gerçekçiler Millet Meclisi Başkanı Fuat Sir- — Şimdi maddenin tümü üzerin- deki konuşmalara geçiyoruz" o dediği zaman saatler tam 16,25i gösteriyor du. Haftanın ortalarında o Çarşamba Millet birleşiminde Milli Bakiyeler sistemini kame ede- cek olan Kanun Tasarısı görüşülecek ti. Ancak Tasarıyı kendi partileri açı- sından son derece tehlikeli bulan AP li militanlar oturumun açılış saatin- den itibaren çeşitli, obstrüksiyonlarla Meclisi birbuçuk saat o oyalamışlardı. Fakat bu husus daha önceden bilindi- ği için, gerek CHP ve gerekse Tasarı- nın kanunlaşması yolunda CHP ile ay nı paralelde olan küçük partiler işi sı- kı tutunca, AP'nin gayretleri bir so- nuç vermedi, Tasarı ile ilgili görüşme- ler başladı. Ü unun ilk taktiği, yoktamaya katılmamak oldu. Yokla- ma sonucu salonda nisabın bulunduğu anlaşılınca bu sefer de ikinci bir tak tiğe başvuruldu. 5 AP'li, Adalet Ba- kanı Sırn Atalayın, Tasarının ogün- demdeki maddelere takdimen, önce- likle görüşülmesi yolundaki önergesi- nin açık oya sunulmasını Böylece saatler geçecek, sıkılan mil- letvekilleri (osalonu o terkedecekler ve nisap kalmayınca da oturum ertesi güne bırakılacaktı. e Ancak birleşimin başlarında oturuma katılmamak şek linde tezahür eden ilk obstrüksiyon- da olduğu gibi bu ikinci taktik de bir sonuç vermedi, oylamada Atalayın ö- nergesi 130a karşı 220 oyla kabul edildi Böylece hem Tasarının öncelik le ve takdimen görüşülmesi mümkün oluyor ve hem de görüşmeler için ge- renkli nisabın mevcut olduğu anlaşıl- mış bulunuyordu. Fakat, birkaç saat içinde iki örne- ği görülen bu obstrüksiyonlar, AP'nin Milk Bakiyeler Kanununu önleme yo lundakl gayretlerinin ne ilkidir, ne de sonuncusu. Nitekim haftanın ortaların mekte bir mahzur görmemiştir: " —Mili Bakiyeler sistemini geti- ren Tasarının Millet Meclisindeki gö rüsmeleri sırasında AP obstrüksiyon AKİS, 22 OCAK 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: