manlar üçleşmiştir. kadın kahraman araya girer (ove kahramanların sayısı dörde yükse- lir. Kadın kahraman, kasabanın siv- rilmiş (o kişilerindendir. £ Kasabalının, McOuown ve çetesi ile bir türlü başa çıkamayışına akıl erdirememekte ve kiralık kişilerle bu işin yürütülemiye- Derken beklenen ceği fikrini savunmaktadır. Fakat ya nıldığı anlaşılır. Eline çabuk ve iyi- nin ustası Blaisdell, çok geçmeden McOuown ve çetesini sindirir ve ka- saba rahat bir soluk alır. Çatışan kahramanlar Hikayenin içine başlangıçta (o zorla- a gibi girdirilen Gannon bir rakip çıkar- . Senaryonun örgüsü de bu- nu gerektirmektedir. Nitekim halkın seçtiği kanun koruyucusu (Blaisdeli ile, sonradan devletin seçtiği Sheriff olan Gannon çatışmaya doğru o hız- la yol alırlar. Araya denge ounsuru olarak iki kadın katılır. Biri kasaba- lı - Dolores Michaels : diğeri de ka- saba dışından - Dorothy Malone - o- lan bu iki kadın karşıkarşıya gelmez- ler ama, erkek kahramanlar üzerin- deki baskılarını sürekli oOolarak ode- vam ettirirler. Eski çetesinden kopan ve değişik bir kişiliğe bürünen Gannon, Blais- dell ile McOuown çetesinin karşıkar- şıya gelmesini o engellemek ister. Bu arada yapılan bir silâh düellosunda da Gannon'ın kardeşi (o Blaisdeli ta- rafından öldürülür ve gerilim daha da artar. Fakat başlangıçtan bu yana pasif bir "kahraman" olarak o seyir- ciye verilen Gannon için kardeşinin vurulması ve ölmesi de yeterli bir iti- ci kuvvet değildir. Senaryocu Aürthur'un kurduğu hikâye bu minval üzere sürüp gitmek tedir. Kahramanlar, yeri geldikçe ça taşmakta, birbirlerine karşı (oçıkmak- tadırlar. Sonunda öylesine bir değer- lendirme dengesi kurulmaktadır ki, adı ünlüye çıkm ri geçmekte, tadırlar. ne de geride bırakmak- Dmytryk'in "Warlock-Korkunc Mücadele" de herhangi bir iddiası ve- ya filmiyle birlikte getirdiği bir bil- dirisi yoktur. Yalnız, o"Warlock-Kor- kung Mücadele" de, western çerçeve- tılı eleştirmecilere göre Dmytryk, psi- AKİS, 22 OCAK 1965 kolojik bir western yapmıştır. Bu, ger ektir de.. Dmytryk, geçmiş günlerin dünyasında günümüz insanının prob lemlerini oOve davranışlarını ele al- makta ve onları işlemektedir. Meselâ Blaisdell ile Morgan'ın arkadaşlığı, güdülen kin, geçmişten kopup yeni- ye bağlanma gibi evrensel nitelik ta- şıyan duygular ve davranışlar, hikâ- yenin bütünlüğü içinde günümüz in- sanını işleyen filmlerden pek bir ay- --lık göstermemektedir. Dmytıryk'in osinema dili - yani anlatımı - ise öbür filmlerine baka- rak, biraz daha ağırdır. Film, ritm bakımından akıcı ve sürükleyici de- ğildir. Fakat Henry Fonda, John Ford filmlerinde olduğu gibi, çarpıcı bir kompozisyon çizmekte ve iyi oOoyunu ile de göz doldurmaktadır. Üstelik, Fonda için Blaisdell rolü aleyhte bir puvandır. Bugüne dek seyirciye o hep “olumlu adam" olarak verilen Fon- da, "Warlock-Korkunc O(oMücadele" de pek olumlu sayılmaz. Dmytrıyk'in ikinci başoyuncusu Richard Widmark ise, Fondanın karşısında - normal olarak - çizginin altına düşmekte ve SİNEMA: ancak senaryodaki rolün ve nin getirdiği avantajla ayakta dura- bilmektedir. Bir kere, tip olarak Gan non'a oturmamıştır. Aynı şey - otur- muşluğun dışında olarak -, daki Anthony Ouinn'den o ve benzer öylesine roller pan ki, Dmytryk için Ouinn'in 1g rolünü oynaması avantaj olmaktan çıkmakta, tam tersi, dezavantaj oOl- maktadır. oOuinn herşeye karşılık iyi oynamaktadır ama, "değişik" o değil- dir. Bunların yanısıra, meselâ bir va- kitlerin "jön" ü Tom Drake, "kötü adam" da gayet güzel bir tip çizmek- te ve ilgiyi üzerine çekmektedir. Ka- dınların ikisi de "göstermelik" ür ve erkek kahramanların zaman ama ayaklarına dolaşmakta, hikâyenin a- kışını durdurmaktadırlar. "Warlock- Korkunc Mücadele". Dmytıyk için, aslında bir (kazanç değildir. Duraklama çağına gelmiş bir ör için, batılılarca pek (omakbul tutulan psikolojik westem deneme- var- hikâye- lerinin filmografisinde ne yeri dır, ne de olmalıdır. 33