5 Şubat 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

5 Şubat 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTAOLUPBİTENLER * görüşülmesini Öngören Adalet Ba- kanının önergesi, derginin piyasaya çıktığı gün Mecliste akn oya Ssu- nulacaktır. ümetin bu defa da- ha hazırlıklı olacağı ve AP'li millet- vekillerinin tamamını toplantıda hazır bulundurmak için de bazı ted- birler alacağı muhakkaktır. Bu du- rumda, muhalefet partileri diretse- ler bile, önerge AP'lilerin oylarıyla kabul edilecek ve bir an önce Genel Kurula gönderilmesi için bir Geçici Komisyon teşekkül ettirilecektir. Bu kuvvetli ihtimal karşısında, mu- halefet partilerine mensup millet- vekilleri arasında şu anda iki görüş belirmiştir. . Ya geçici okomisyon toplantılarına katılarak, Milli Baki- ye sistemini savunmak, ya ii e misyon çalışmalarına iştirak e yerek, iktidar partisini kaderiyle başbaşa bırakmak... Hükümet iflâs eden politika Olayların su yüzüne çıkışı, Kıbrıs- taki kıbrıslı mücahit oöğrencile- rin anavatana dönmekte oldukları- nın haber alınmasıyla başladı. Dış- işleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Cuma günü bir açıklama yaparak, öğrencilerin tatillerini (geçirmek maksadıyla anavatana gelmekte ol- duklarını bildirdi. Açıklama o ka- dar kısa ve sathi, şekilde hazırlan- mıştı ki, olayları günü gününe iz- lemeyenler, haberin önemini kavra makta hayli güçlük çektiler. Öğren- cilerin iki yıl kadar önce Kıbrısa ne maksatla gittiklerini hatırlayan- lar için ise bu haber endişe verici oldu. Türkiyede tahsilde bulunan kıb- rıslı öğrenciler, bir yolunu bulup gönüllü olarak Kıbrısa gitmişler ve Erenköy savaşları (o sırasında ram saldırılarına kahramanca karşı koy- muşlardı. Bu çarpışmalar turasında kimi şehit düşmüş, kimi gazi ol- muştu. Mücahitlerin hemen hepsi de üniversite öğrencisiydi. Başlan gıç böyle iken, şimdi toplu halde niçin Türkiyeye dönüyorlardı? Zihinlerde beliren soruların ce- vaplarını araştırıp bulmak gene ga- zetecilere düşüyordu. o Gazeteciler, Dışişleri o Bakanlığıma açıklaması üzerine derhal faaliyete geçtiler ve Dışişleri Bakanıyla Bakanlık Sözcü- sünü, olayın ayrıntılarını öğrenebil- mek için, sıkıştırmağa | başladılar. Olaya rutin bir haber süsü veren Çağlayangil, vakit ilerledikçe bunal- mağa başladı. Çünkü gazetecilerin çeşitli kaynaklardan öğrendikleri bir takım haberler, Hükümetin Kıb- rıs politikasının iflâs ettiğini ortaya koyuyordu. Meselâ, bir habere gö- re, nisab öğrenciler Komutanla- rına karşı ayaklanmışlardı. Ayak- lanma gerekçesi de, günlerin boş geçtiği, rumlarla çarpışılmadığıydı. ia yaneiı telâşı başka haber de, türk cemaati içinde dir darbe teşebbüsünün öğrenildiği, bu yüzden cemaat lide- ri Dr. Fazıl Küçüğün intihar ettiği Ça; Bir Dışişleri Bakanı Çağlayangil gazetecilerle Bozgun ama, ne bozgun!.. AKİS yolundaydı. Daha başka bir habere göre de, Türkiyenin Kıbrısa askeri bir müdahalede bulunmasının an- cak, türk cemaatinin Kıbrısta Cum- huriyet ilan etmesiyle ( başlayacak rum saldırıları neticesinde müm- kün olabileceği fikrini savunan li- derlerin bu yoldaki bir teşebbüsü- ne komutanlar engel olmuşlar ve öğrenciler de bu yüzden Türkiyeye dönmek istemişlerdi. Milli Cephenin çözülmeğe başla- dığı kanaatini yaygın hale getirme tehlikesi taşıyan bu çeşitli söylenti bi üzerine Çağlayangil, aynı günün akşamı Demirelle bir görüşme yap- tı. Demirel bu görüşmede, olayların basında büyütülmemesi için Çağla yangilden çare aramasını istedi. Bu- nun üzerine Çağlayangil gazete bü- rolarına telefon ettirterek, büro temsilcilerini, gizli bir görüşme İ- çin Bakanlığa çağırttı. Saat 18'de Bakanlık az da cereyan eden görüşmede Çağla- yangil, gazetecilerden şunu istedi; "— Lütfen, milli menfaatleri ze- deleyici, (o Kıbrıstaki (o mukavemet cephesini GT düşürücü yayınlar- dan kaçınınız!" Bunları söylerken Çağlayangilin hali görülmeğe değerdi. iri dan derin bir nefes çekiyor ve gaze: tecileri ayrı ayrı süzerek, "tepkileri. nin ne olacağını anlamağa çalışı- yordu. Gazetecilerin derdi ise daha başkaydı. Sabaha karşı Kıbrıstan hareket eden ve öğrencileri getiren gemi ne zaman ve nereye gelecek- ti? Öğrenilmek istenilen buydu. Çağlayangil, gazetecilerin bu so- rusuna kesin bir cevap veremedi ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oktav İşcene: "— Geminin ne zaman, nereye geleceğini siz biliyor musunuz?" di. ye sordu. Işcen "Bilmiyorum" diye cevap verince, Çağlayangil sözlerine şöy- le devam etti: eki, o zaman Refik Tulga- yı ir arayıp soralım Ne var ki, Çağlayangil Tül » görüşmeğe firs sat bulamadı. bu. a odaya giren Özel Kala rü, kendisinin, Başbakan ta- satilan Bakanlar Kurulu toplan- tısına çağırıldığını bildirdi. Bu, Çağ- layangil için bir cankurtaran simi- di yerine geçti. 5 Şubat 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: