5 Şubat 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

5 Şubat 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Lâfontenin Kargası Artık Biliyor Bugünkü Kpakanın, 1950 - 60 yağlar içinde önem- siz bir kimse olması, sudan bir görevde bulunma- sı ve hadiselerden hiç birinin için girmeyişi şimdi, belki de handikaplarının en büyüğü halinde sırtında görünüyor. Devlet adamlığı zi Tİ bundan dolayıdır ki bilgi, tecrübe, görgü isteyen bir özelliktir ve tarih, bunlardan mahrum halde sorumluluk mevkiine ge- len bir tek şahsın K başarısını e av ee Yaş, bunların edinilmesine mani değildir. Türkiyeni rihinde çok asker, Süleyman Demirelden de genç ken memleketin kaderini eline almıştır. Ama b rın hepsi, daha okul sıralarından siyasetle ilgilenmiş ve sonra, hemen bütün hadiselerin içinde bulunmuş, her şeyi yakından görmüş, pişmiş kimselerdir. Yük- sek siyasetle ilk ilgisinin başlamasından bir kaç ay sonra, alışılmamış bir va cilvesiyle kendisini devle- tin en sorumlu mevkilerinde bulan A.P. Genel Baş- kanı çoktan keşfedilmiş Mm gecikmiş kâşifi du- rumunda, hüzün vermekte Demirel, kendisinden çok bilgili, tecrübeli ve görgülü Menderesin on yıllık bir zaman parçası içine sığdırdığı bazı işleri bir kaç ayın içinde hazmettirme çabasındadır. Bir darbe yapıyor. Onun tepkilerini bir başka hadisenin içinde boğuyor. Yaptığıyla hiç bağdaşmayan bir demeç veriyor. Darbenin kabul edil- diği teşhisini koyuyor ve ikinci niyetinin gerçekleşti- rilmesi safhasına geçiyor. Gene, yapacağıyla ilgili bu- lunmayan bir vaziyeti sözle alıyor. Tatbikatta bunun tam aksini kararlaştırıyor. memurların de- ğiştirilmesinde öngörüleceğini söylediği ölçülerle ön- görülen ölçünün birbirini tutmaması, başka değişik- lik düşünülmediğini bildirirken gene müsteşar ve ge- nel müdür değişikliklerinin planlanması, imam eda- sıyla "Atatürk yolundan Türkiyeyi ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir" diyebilmesi ve 27 Mayısı savunacağı ümidini verip bunun tam tasfiyesine teşebbüs etmesi göze batan işaretlerdir. Memleketin, sanki hiç kimse farkında değilmiş gibi, İnönünün son hükümetinin soktuğu ye- ni dış politika anlayışından alınıp eski, Dulles Devri dış politikasına yöneltilmesi ameliyesi de bu usuller le yürütülmektedir. Demirel, 1950-60 devresinin istifadeli hatıraları- na ve tecrübesine sahip bulunsaydı böyle hallerdi maksat sahiplerinin, bütün arzularını gerçekleştir- diklerine inandıkları an, dönüp te arkalarına baktık larında hiç bir şeyin olmamış bulunduğunu gördük lerini bilirdi. Menderes, devlete tam hâkim olduğu- na karar verdiği sırada partisinden başka hiç bir şe- ye hâkim değildi. Kurduğu bütün mekanizma, aya- ğı kumda bir mamut gibiydi ve gerçekten de bu kof devin yerle bir edilmesi âdeta eziyetsiz olmuştur. 5 Şubat 1966 MetinTOKER Üstelik o, usüldeki yeniliğin de avantajına sahipti. Şimdi ise bayatlık, Demirelin handikapıdır. Fakat tarihin bütün devrelerinde çok kudret sa- hibinin felâketine yol açan bir "profesyonel defor- masyon"la Demirel de malül görünmektedir. Bunlar kendisinden iç yapılamayanı o işin yapılamaz ol- masına değil de teşebbüs edenin hatasına vermekte, “şu kusuru işlemeseydi bu neticeyi almazdı" demek- te ve kendilerinin onu işleyecek kadar gafil bulun- madıklarına inanmaktadırlar. Bu hayal içinde de, önlerinde açılmış başka çukuru görmemektedirler. Kral Faruk bir askeri ihtilâlde devrildiği zaman Nuri Sait Paşanın onun için "budala" dediğini bana anlatmışlardır. Nuri Sait Paşa, Kral Faruğun işlediği hatayı işlemediği takdirde duruma hâkim kalacağını sanmış, kendini kuvvetli bilmiştir. Nuri Salt Paşanın başına gelenlerde de Menderes, kurnaz bildiği dostu- nun bir ihtiyatsızlığını görmüştür. Bu zihniyettekiler pip olmakla suçlamışlardır. “püf noktası"nın bulunmadığı ve eş malzemenin eş akibet hazırladığıdır. A.P.'nin bir çevresinden yükselen ve Demireli git- tikçe tesiri altına aldığı anlaşılan inanç, Birinci De- mirkıratın bir kazaya kurban gittiği, şimdi şartların öyle olmadığı, tilkinin gözünü açtığı ve o zaman yap lamayanın bu sefer yapılabileceğidir. Demirel “Sizin kadar akıllı bir adam.." sözünün ne kadar kudret sa- hibini tehlikeli ihtiyatsızlıklara ittiğini belki de bil- memektedir. İki büyük başarı, A.P.'nin Genel Başkan- lığı ile bu partiye seçimin tam çoğunlukla kazandırıl- mış bulunması, sahiden, tecrübesi, bilgisi ve görgüsü kıt bir başı döndürmeyecek İn değildir. Bunlara "Sizin kadar akıllı bir adam zü eklenince bir ta- kım insanların yapmayacağı "kalmaz, Tâ, binilen da- im bizzat kesilmesine kadar.. Demirelin bugün keşfettiğini sandığı ve Mende- resin ondan çok evvel tatbik mevkiine koyduğu dav- anışlar, o günlerde "alaturka kurnazlık" olarak va- sıflandırılmıştır. Elbette ki devlet adamları, hedefle- rine adım adım İlerlerler ve hamleler yapmak istiyor- larsa bunlardan her birinin toplum tarafından kabu- lünü beklerler. Atatürk, Kurtuluş Hareketini öyle yapmıştır. Son devrede İnönü ihtilâl yapmış bir or- duyu kışlasına öyle sokmuştur. fark, yön farkıdır. Atatürk, İnönü adım- daki larını ileriye atmışlardır. Menderes, Demirel geriye dönüsü hazmettirme emelindedirler. k Bu fark, alınan neticeler arasındaki farkın da te- mel izahıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: