12 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

12 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS AP Teşkilâtı yaşamakta ve herhal- de Demirelin adını şükran ile an- mamaktadır. Fakat buna, türk ka- muoyu ve özellikle AP'liler alışma- lıdırlar. Hem bu, Demirelin ilk bü- yük zigzağı da değildir! Keskin sirke ve küp Demireli bu neticeye getiren se- bepler çeşitlidir. Bilgisizliği, tec- rübesizliği, kendisine akıl öğreten- lerin zayıflığı ve Parti içindeki zaa- fiyeti bu sebepler arasındadır. AP İktidarının Başı, geçen haftanın so- nunda Cumartesi günü infilâk eden ve en çok kendisini yaralayan sert politikaya, 10 Ekim seçimlerinden hemen sonra başlamıştı. Ama bu- nun dozajı, ilk günlerde bu derece- yi bulmuyordu. Demirel hata yap- tıkça, bu batağa daha çok saplan- mıştır. Kamuoyu önünde yaralan- dıkça, kendi partisi içinde de yara almağa başlamış, iktidarının sallan- maya başladığını gördükçe de en iptidai ve en tehlikeli istikamete yö- C.H.P. nelmiştir. Bu, politikayı sertleştire- rek, Muhalefete karşı haşin bir tu- tuma girerek, hiç olmazsa, Partisi içindeki durumunu kuvvetlendirme yoludur. İlk bakışta AP'nin bünye- si buna müsait görünmekteydi. Da- ha önce de bu yol denenmiş ve kısa vadede başarı sağlıyabilmişti. Men- deresin DP içindeki dalgalanmala- rı önleyebilmek için CHP'ye yaptı- $ı huruç hareketleri unutulmamış- tır. İşte Demirel, kendisinin Grup- ta düşürüleceğinin, en azından, Ka- binesini revizyona tâbi tutması için zorlanacağının anlaşıldığı Bütçe gö- rüşmelerinin başında bu yola gir- miştir. Yaptığı sert m kavga çıkaran OAP'lileri tebrik et- mekle Bütçe görüşmelerinin sonu- na doğru Demirel sahiden amacına ulaşacağa benziyordu. AP Grupu içindeki çalkantılar azalmağa ve AP'lilerin öfkeleri "her şeyin sebebi olan Muhalefet"e doğru döndürül- meğe başlanmıştı. YURTTA OLUP BİTENLER Bu yolun Demirel için sakladığı büyük tehlikenin ilk işareti (Bütçe oylamasında kendini gösterdi. Büt- çenin kabulünde verilen 200 aleyhte oy, akıllı bir Başbakan için önemli bir sinyaldi. Bu sonuç, Güven O- yundan bu yana geçen kısa süre içinde Hükümetin Meclis içinde bü- yük ölçüde gerilediğini göstermek- teydi. Üstelik, iş bununla da kalmı- Bütün EE ma partileri YTP'si de dahil- AP'nin karşısına geçmişler Mei Bu durumun İktidar için yaratacağı problemleri takdir edemeyen, ne yazık ki, sade- ce Demireldi. Yoksa bu noktalar te- nine boyuna yazılmış, çizilmiştir, Demirel, Seçim Kanunu ile ilgili hücum emrini bu işaretlerin enine boyuna belirdiği böyle bir anda yer- di. Hem de herkesin bildiği bir nok- tada komik şekilde yanılarak. Bağcıoğlunun atlatma haberi Kemal Bağcıoğlu, AP Grupunun hukuk ve içtüzük otoritesidir! Coşunca Muhalefetin C.H.P.'yi, bir futbol (o tabiriyle forma soktuğu artık kesin bir gerçek. Bilinmez bunun sebebi, iktidarın da karşı takımı, D.P.'yi veya A.P''yi formsuz mu bırakması. Zira, C.H.P. Muhalefetinin kuvveti, genellikle İktidar partisinin hiç lüzumsuz, ba- sit, iptidai ve kaba tasarruflarından doğuyor. İhtimal ki sandıktan çıkmak, bu "Siyasi Hudini"lere bütün ölçü ve izanı kaybettiriyor. Menderesin bir iktidar süresinin sonunda sertlik yoluna gitmesinin, kendi idaresinin devamım partiler* arası huzursuzlukta görmesinin izah kaldırır bir tara- fı vardı. D.P.nin iktisat politikası 1957lerde tama- mile iflâs etmişti. Halbuki Demirel, henüz iflâs da et- memiştir ve netameli kanunlarla uğraşacak yerde ra- hat ve faydalı şekilde meşgul olacağı dünya kadar iş vardır. Bunların hepsini. bırakıp ta C.H.P.'nin en kuv- vetli olduğu sahada, rejim meselelerinde bu tecrübe- li ve bilgili partinin MM çıkmak inanılmaz bir gaflet, bir taktik hatasıdır Nitekim C.H.P. ve onun taktisyenleri meharetle- rini, üstünlüklerini derhal göstermişler, başta Turhan Feyzioğlu olduğu halde Coşkun Kurcalarla diğer Ana- yasa, İçtüzük, usul üstadları daha ilk elensede AP.'- n beceriksiz oyunbazlarını tuşa getirivermişlerdir. AP, için rejimi geriye ogötürebileceğini, kelle bakı- mından çokluk olduklarından her şeyi yapabilecekle- rini sanmak hataların en büyüğüdür. Zorun oyunu bozduğu, aslında o kadar sık görülen bir hal değildir. Eğer Demirel talihsiz konulara, seçim kanunları- na, af tertiplerine girişecek yerde iktisadi meselelere el atsaydı Türkiyenin kalkınmasına yardım eder miy- di, etmez miydi, bu, şüphesiz biraz akideye bağlıdır. Demirelin iktisat felsefesiyle şahısların zengin olduğu 12 Mart 1966 görülmüştür ama bu felsefe bugünkü dünyada, mem- leketlerin o zenginleştirilmesi için fazla (o kullanılma- makta, çok iltifat görmemektedir. Ama Demirelin o takdirde, Mecliste bütün mu- halefeti karşısına eğ gibi bir mesele olmayacaktı. C.H.P.ve T.İ.P., i C.K.M.P. bir cephe teşkil ede- cekler, A.P. ise TP: yi ve M.P.'yi yanına alacaktı. Çok lâf konuşup az fikir söylemenin gerçek bir temsilcisi olan Demirel ikide bir demokrasilerde tar- tışmaların esas olduğunu belirtmektedir. Başbakanın bunda da bilgisi kulaktan dolma bulunduğu için te- melde bir hata vardır. Demokrasilerde tabii olan tar- tışmalar "Meclisi dikensiz gül bahçesi yapalım mı, yapmayalım mı?" yahut "Aramızdaki çeşitli sanıkla- rı kendi kendimize bir kanun çıkarıp affedelim mi, affetmeyelim mi?" konularında olmaz. Bunlar, ağıza bile alınmaz. Alınmaması tabii olduğu içindir ki C.H.P., rakibini şimdi tutup tutup yere vurmaktadır ve ikinci kırat bir güreşin şaşkın devesi gibi ne yapa- cağını bilmez haldedir, kızgın kızgın dört bir tarafa dönüp durmaktadır Bu, sonu tanımdan belli bir mücadeledir. CHP. bütün bir 1954-57 ve 1957-6) devrelerinin tecrübeleriy- le mücehhez olarak rejimi savunmaktadır. AP. ise aynı devrelerin hatalarından katiyen ibret dersi al- mamış olarak uçuruma çıkan yolda atını dört nala sürmektedir. Düelloda bile insan, silâh olarak, rakibinin değil, kendinin iyi kullandığını seçer. Kılıç hünerbazı A.P. tabancayla sineği gözünden vuran CHP.'nin karşısı- na çıkmış, ona, "Al tabancanı, geç bakalım karşıma" diyor. Hani boşuna, kılavuzu karga olanın... dememişler. 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: