17 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

17 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER ğı tehlikeyi belirtmişti. Öktemin nurculuk konusunda “İnönü ağzını bir siyasi partiyi tutma- sı” ise hafif bir iddiadan ibaretti. Bir kere, daha birkaç gün önce, AP". nin, Diyanet İşlerinden sorumlu Devlet Bakanı Refet Sezgin de Kon- yada,n zararlı ve “suç” olduğunu, çok ogecikerek de olsa, söylemişti. Ama bizim gerici basın dan hiç bir kalem, Öktemi “Refet Sezgin ağzıyla” konuşmakla itham etmedi! Bizimkilerin öfkesinin, Yargıtay Başkanının tarafsız odavranmamış olması gibi bir sebepten doğmadığı ini belli oldu. Necip Fazıl, “mâ- üm nurculuk kelebeği”ne hücum ettiği için Ökteme sitemde bulunur- ken, Ali Fuat Başgil, milletvekili do- kunulmazlı cesaretle “Bence nurculuk v değildir” de di! Nurculuğu “sa £, kuvvetli bir is- lâmi —— ve ahlâk telkininden iba- ret” mlıyan Başgile pe Saidi Narsi, “ “ülkesinde, tanınmış büyük islâm âlimi ve mürşidi” di, Ökteme yöneltilen kampanya, a- yasar açığa bir nurculuk propagan- 1 halini almağa başlamıştı. DE salya bol Dini teşekküllerin bildirileri man- erde yayınlanıyor, hakaretle- Tin dozu gün geçtikçe artırılıyordu. Kadircan Kaflı, bir Ye e m ve letvekili dokunulmazlığına sahi in erin geride kaldığı İmran: Ökt “Adar o kadar sapıttı ki..” dedi, si Faruk Yücel, bir Hukuk olma» e verdiği ha yekkiyie, Ökte- min nurculuk hakkındaki açıklama- lârının olmadığı Ahmet Kabaklı, soyadına yakışır firaklı bir ifadeyle, Öktemin, ko- nuşmas , Nurculuğu filân karış- t öyle, ve “onun yerine bâri biz söyleyelim” diyerek, Şunu, söyledi: “Adalet yurs dun temelidir.” Bu kadar ai yine de Kabaklı için iyidir. Niha' yan- lışlık yapmamış, milin ği yerde, gepri merakı yüzünden “yurdun” deyivermiştir. > i rp kamlar tarafsız, saygı m Dikkat edilecek nokta "Çürkiyede öyle makam sahipleri vardır ki bunlar, bir gerekme mev- umumi i , Türki. fikirleri, isteyenler, kendi arala- yakışan, tam bir süküttur. Ona hücum kanunları ve Anayasayı çiğnemeden dokunma imkânı yoktu. Buna rağ men İktidar, bir şeyler yapmayı de- nedi. Adalet Bakanı Hasan Dinçer, bir takım yazışmalar yaptıktan son- e, emi Yüksek Hâkimler Kik sevkedildi” di ye açıklama yaptı Oysa Yüksek Hâkimler Kurulu. nun yetkisi, değil Yargıtay Başkanı, bir Yargıtay üyesi hakkında dahi ar açmaya yetmemektedir! ukukçular, Yargıtay Başkanı hak- Madde 39'u özleyenler Nurcu basındaki bu kanıpanya, ha- karetlerle beraber bir istek üze rinde de birleşiyordu: Tedbir alın- mal Meselâ, Adalet Bakanlığı tahkikat ve De Öktem görevinden caktı, vesaire gibi, Oysa Mia altından çok sin, bir kalemde 16 Sar yedi. ni meşhur 39. Maddeyle emekliye ayırdığı günler, darağaçlarının geri sinde kalmıştı, Şimdi oYargıtaya, kında sadece Anayasa Mahkemesi» nin işlem (yapabileceğini ifade-et mektedirler, Hasan Dinçer Ankarada uğraşır- ken, Başbakan Demirel de İzmirde nutuk veriyor ve, “— Şerefli türk hâkimlerinin, türk mahkemelerinin verdiği ka- varlar herkes için münakaşasız kâ- bul olunmak mecburiyetindedir. Şe- refli *ürk bâkiminin Kararlarının münakaşa edilebileceğini bi at mak ve bunlara uyulmaması kebileceğini iddia etmek arr da, 17 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: