17 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

17 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p Fransız başbi başbakanlarından Herriot, “Atatürk devri, Türkiyenin demokrasiye ohazırlanış devri olmuş- tur” demektedir. Gerçekten, daha 1925 yılında Ata- türk, Terakkiperver Cumhuriyt Partisi ile ilk dene- meye geçmiş, iyey bilindiği gibi, hilâfetin, şer'iye mahkemel, kal medreselerin cehalet ve gericilikle yapılan savaştan, çıkarcılığın V istismarcılığın önlenmesinden müteessir olanlar & partiye o atmışlar ve nihayet Şeyh Sait isyanı- na kadar dayanan tahrikler, bü ka sıyla sonuçlanmıştır. hayatımda her çeşit oyun görülür, fakat kutsal bir idealin tecellisi olan Cumhuriyet idaresine, modem harekete karşı cehil, taassup ve her türlü di ayağa kalktığı zaman herşey durur” demektedir. Serbest Fırkanın kurulmasiyla girişilen ikinci denemenin şeriat isteyenleri o biraraya getirmesi ve e. bir ilkokul öğretmeni olan Kubilâyın Mene- hunharca öldürülmesi bu defa da, yine aynı gerekçe ile, Serbest Fırkanın kapatılmasına yol aç Mai dan sonradır — sai Paşa, Atatürkle çeri leri bu denemeleri aşma yenilemiş 5 i leşmesini genç Türkiye Cak bir garantisi olarak kabul Mi 1945 yılından itibaren girişilen üçüncü deneme, 1960'da 27 Mayıs devrimiyle son bulmuştur. , ikti. dardaki kurucusu C.H.P. değil dir. Müdahaleyi bu defa, Cumhuriyetin bekçisi Ordu yapmıştır. Fakat gerekçe, Te Partisinin tılmasındaki riciler, cehalet istismarcıları miyle, “modern hareket”e karşı birleşmişlerdir. Cum- Cum- huriyet Anayasası o Meclisteki DP çoğunluğu tarafın- Tün Dördüncü Deneme dan çiğnenmiş, devrin Başbakanı, bu çoğunluğa, “Siz isterseniz, hilâfeti bile geri getirirsiniz” demiştir. Bugün Türkiye, dördüncü denemeyi yapmaktadır. Bu denemenin en büyük e. hiç şüphe yok ki, 9 Temmuz 1961 Anayasası bu Ana 27 vriminin Mayıs 1960 de amacı olan, teminatlı demok- ratik rejimin temel ilke ve kurumlarını hemen he- men, eksiksiz olarak Solgileketi getirmiştir. Ne var ki, oner parti, memleketin züm bekle; bütün ekonomik ve sosyal dâvalarımı bir kenara İ kuşa yandan da, tıpkı birinci, ikinci v emelerinde sibel gibi, bütün irtica yuvalarına, a RİK din sömürücülerine ku- cak açmış, gericiliği ile tanınmış bir zatı Diyanet Iş- leri Başkanlığına ge. yeni bayraklı, yeşil tak- keli törenleri müsamaha ile karşılamakla kalmamış, birçok yerde bu gibi im âdeta teşvikçisi ok muştur, Adli yılım açılışı dolayısiyle kanı sayın İmran Öktemin bütün aydınlara f veren gerçekci konuşmasının İktidarı tutan gazeteler ve İktidar çevresi tarafından olumsuz karşılanışı, Ali Fuat Başgil gibi, fikirleri, kanaatleri artık herkes- çe bilinen bir kimsenin sözlerinin bu gazeteler tara- fından büyük manşetler halinde verilmesi, memleket gerçeklerine cesaretle ve bilimsel açıdan parmak ba san bir aydın gazetecinin İM kaldırılıp, meç hul $ tarafmdan dövülmesi ve özellikle Anaya- çoğu zaman işlemeyip, Danıştay , onları türk tarihinin ortaya koyduğu bir gerçektir. Jale CANDAN 65-santim kısa olup, dümdüz ve vi- cuda yakın olarak kesilmiştir. Bun larla şık ve uzun çizmeler giyilmek» tedir. Bu mevsim gene çok moda olan jesse, birçok reiğin yanyana gelme: siyle kullanılmaktadır. Bu çok renkli elbiseler, genel olarak, bü. yük bir buluşun ve sanatın eseridir. yeşil ve siyah dalga birbirini izle- mekte, bir diğerinde ise eflâtunla kırmızı yanyana getirilerek, sanatlı bir şekilde, çalışılmaktadır. Siyah tayyörler, genel olarak, beyaz Ama düz çoğu belden dikişsizdir, eteğe doğru açılarak bollaşmaktadır. Pe uzun kollu olup, dekolteleri alışık mamış yerlerde ve şekillerdedir. Meşelâ, kapalı bir yaka yanında yırtmaçlı bir regiân kol göze çarp- maktadır. Terziler bu mevsim buluşlarla mak ine Gizçok ellik e , ve. mamış şey getirmeyi tercih etmiş- ; 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: