17 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

17 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İma Soysalın kaçırılması olayı karşısında *&tida- tuhaf bir tepki göstermişlerdir. Hemen laser böyle bir davranışı tasvip etmediklerini söyle- mişler, bir hukuk nizamı yaşadığımızı belirt- mişler, bir tanesi, polisin ve Milli Emniyetin İladisey- le emin başları tarafından Ancak, bu beyanların biraz “dişi” oldukları ve Dek içten gelmedikleri kimsenin gözünden m « Zevahirin kurtarılması gayretinin Ma a meniden gayretinden fazla olmasından daha o zaman şüphelenilmiştir. Nitekim iki zabıta olayı nl Düz- cedeki esrarlı cinayet- kamuoyunu bu derece meşgul ederken İçişleri Bakanı Dr. Faruk: Sükan Başkenti Ege turnesine katıl za resimleri gazetelerde yayınlanmıştır . ,— Sükan izmirde Zeki Müreni dinliyor! — gang im gym nının istifa etmesi için yeter de artar bile, Bir İçiş- İĞ Maha voliz befiyem <dağillik ama, gelbde 4E si sorumluluğu onun üzerindedir, ki bu olay- da, polis bazı şüpheler altında kalmıştır. Faruk Sü Ankarada kalmak, büt kana düşen görev tün teşkilâtı- mek yakından takip etmek temin etmekti, Mae eereasie hic olayi ekilen çalkalanırken bir İ tten uzak bulun: Çok kimsenin, İlhami Soysalın başına gelenler karşısında, dilleri başka türlü söylese çar saka va hükümet adamlarına dü. zumunu hiç kimseye unutturamaz, Devlet adamı İs met İnönünün Başbakan bulunduğu yıllarda, İçişleri bundan çok daha az önemli hadiselerde is Sadece İlhami Soysal olayı, eğer failler bulun. Bakanları tifa etmeyi bir hükümet etme âdâbı bilmişlerdir. runlu, zayıf yapılı adam, “— Buyurun Ilhami bey, aşağı» va iniyorsunuz galiba.” dedi. Soysal, temiz giyimli adama mü- tebessim baktı ve, reddetmenin a- yıp kaçacağını düşünerek, açılan ön kapıdan, direksiyondaki adamın yanıma oturdu. Her sabah evinden, çalışan eşiyle birlikte çıkan Soy- sal o gün yalnızdı ve elinde bir pa- ketle bir dergi bulunuyordu. '' Her zamanki gibi günlük tıraşını olmuş, koyu renk bir elbise ve mavi bir naylon gömlek giymişti. Kırmızı de- senli kravatı itinayla bağlanmıştı. Şoför mahallindeki kül tablaları civarında iki adet “Buick” marka- sı bulunan, ön : kısmı boydanboya nikelâj, simetrik durumdaki kad- ta çok ve iç döşemeleri dar ilerlemişti ki şoför, yol kenarın- da bekleyen iki kişiyi görünce ya: vaşladı ve onları da arabaya aldı. Arka koltuğa oturan orta yaşlı, iri yapılı adamlar, direksiyondaki ada- ma “Günaydın. Nasılsın?” dediler. Yol boyunca, aralarında başka bir konuşma olmadı. Otomobil, normal süratle aya yokuşunu indi. Soysal bu sırada çevresiyle ilgilen- vermemeyi düşünüyordu. Otomobil Tarım Bakanlığı önü ne gelmişti. Kavşaktan sola döne > e direksiyonu kıran $0 e el dedi. Soysal teşekkür etti ve sağda İ- nebileceğini bildirdi. Amerikan tipi gangs Otomobil kavşağı Bindi ve yolun da açık olmasından rak, büyük bir Otomobilin Söy- sal önce ein bir anla 0 veremedi ve şaşkın şaşkın şoförün yüzüne Dai o a yy etmiyor ve ga- de tans ediyon Tam bu sırada Soy- eni yediği şiddetli bir ar © nın bir an kapandığını, gözlü karardığını hissetti, Fakat şaşkınlığı çok sürmedi, Arkada oturanlar ta- rafından ağır ve madeni bir şeyle başına vurulduğunu anladı, Bu — de uzun sürm , yarı gın halde, otomobilin arkasına doğ. Tu çekildiğini farketti. Durumu an cü kesilmişti, Bu saniyeler içinde otomobil, Emniyet Genel Müdürlü- ğü ve İçişleri Bakanlığının önünden süresi Arkadaki mütecavizlerden birisi in sırada öne geçti ve arkadaşının ardımıyla riskmn gövdesinin ya- tık carhıraş bir bal almıştı. Ölmek üzere olan Kimselere has sesler çi- karıyor, darbelere karşı koyamıyor- du. Ancak her yeni darbeyle irkili- yor ve bu sirada omütecavizlerin, ağza alınmıyacak küfürlerle birlik- te, “Sen bizim büyüklerimizin aley- hine yazar mısın! Sen komünist mi- sin, nesin? Biz milliyetçi insanlarız” dediklerini duyuyordu. Yerde bulu- ran başı kanlar içinde kalmıştı. Dö- şemede bir kan birikintisi hasıl ol muştu ve bu Soysalın midesini bu- landırıyordu. Soysal arada gözlük- lerini de kaybetmişti. Direksiyondaki adamın kılı > le a şaşılacak kla, gözünü yoldan pi madan siibe kullanıyordu. Aradan bir süre geçmiş ve Kon-

Bu sayıdan diğer sayfalar: