17 Eylül 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

17 Eylül 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS YURTTA OLUP BİTENLER meden kurtarmak mümkün değildi. Operatör Dr. Selçuk Çağatay, çok âcil bir olay karşısında bulunduğu- görüyor, ama kanı nereden bur- lacağını bilemiyordu. O saalte, kan grupunu bilmediği bir yaralıya müdahale etmek zorunluğunda. idi. Ama kanı nereden bulacaktı? Ka- ramsarlığa düşeceği bir sırada, an- sızın, bir gün önce bir başka hasta için gelen, fakat hasta öldüğü için kullanılmıyan bir miktar kanı hü tirladı. Kan grupu uyuyordu. Der: hal verilen bu kan, vücudundan 5 kurşun çıkarılan 27 yaşındaki yakı- şıklı genci ikinci defa ölümden kur- tarmış' bulünuyordu. baylığını yapan-bir üsteğmendi. Bi- rolla birbuçuk aydanberi nişanlıydı. Birol, Ankara Amerikan Kulübünde saksafonist olarak çalışıyordu. Bu kulüpte Brenda'yı. görmüş, tanımış ve sevmişti Bir wi sonra yüzbaşı olacak Brenda da Birola gönlünü kaptırmıştı. Çılgınlar gibi sevişiyor- lardı. Hafta sonu tatilinden fayda- lanarak, sevgilisini « İstanbuldaki ailesine gösteren Birol, Ankarâdaki işine *dönmek “için, “Brenda ile Pa- zartesi akşamı saat 1940'da Tarlâ- başındaki “polis: karakolunun “önün- den 55 AH. 835 plâkalı taksiye' bin- mişti. Arabanın arka tarafında te- miz giyimli iki" müşteri daha vardı. Öldürülen şoför Muharrem Çelik Kim vurdu? Bomba patlıyo Yakışıklı gi ölümden böylece tekrar kurtulup, erkekler koğu- şunun İ numaralı vatağina yatırı! masıyla olayın üzerinde katmerleş- miş esrar perdesi biraz aralanmış öldü: Kanlar içinde sürünerek fun- dalıktan asfalta kadar çıkan bu gehn- cin adı, Birol Soyulgandı. İradesine oldukça hâkim görünen gencin, Sü bahın erken saatlerinde başucunda toplanan ilgililere ilk sorduğu soru, “Brenda vaşıyor mu?” oldu. Çok geçmeden, olay yerinde > üç kurşunla öldürülen: genç ve güzel kadının Brenda ismini taşıdığı an laşıldı. Brenda L, Howard, Anka rada Tuslog 37. Müfreze idare su- 2030'da Kabataş iskelesinden » Us- küdara geçerek, Ankaraya doğru vol almaya başlamışlardı. Kaatille- rin sekiz kurşunuyla can veren, bir çocuk babası, Vakfıkebirli taksi Şo- (örünün ismi ise Muharrem: Çelikti. Bövleve, olayın tek görgü tanığı Birolun ifadesivle, öldürülen “kö dınla şoförün kimliği daha ilgililer işe el koymadan tespit edilmiş olu- vordu. Ancak, bu olavın, yurdun dört see sözellikle Doğuda: he men hergün rastlanan âdi soygun, yol kesme olaylarından biri gibi ele alınmasına imkân yoktur. Zira öl dürülen kadın bir amerikan subayı, mücize kabilinden kurtulan da ge ne' bir amerikan * kulübünde - çalış- makta olan bir e Zehir hafiyeler işbaşını Geçtiğimiz hafta senli en çok durulan, en fazla tahmin vürü- tülen bu olay, denilebilir ki, Türk Polisinin ne kadar güçsüz, ne kadar beceriksiz olduğunu, ne derece ilkel metodlarla çalıştığını göstermesi ba kımmndan çok ilginçtir. Bolu Enr niyet Müdürü başta olmak üzere, Genel Müdürlükten takviye olarak gönderilen kriminolojist Yusuf Av- dın başkanlığındaki ekibin, bütün çabasına rağmen, ilk gün tek ipucu bulamayışı bunun açık delilidir, Zâ- man, devamlı sıkı emniyet tertiba- tı altnda tutulan Birol Soyulganın ölavı anlatmasını, ipucu vermesi» ni beklemekle geçmiştir. — Çünkü, tipleri tarifle belli iki kaatil, cina- veti niçin işlediklerini belirtecek tek bir iz dahi bırakmamışlardır. Buna rağmen, başlangıçta Polis, gene de “Bu bir soygundu” demiş.. fakat bu, tutmamıştır. Çünkü, Kaatiller ne Brenda'nın dölarlarına, ne de şoförle Birolun parasma dokufhmuş» lardır. Ardından, “Genç kadına teca- vüz edilmek istenmiştir de, cinayet işlenmiştir” denilmiş, künse yapılmıştır. Aradan tam bir hafta geçmiş olmasına rağmen, Z€- hir hafiyeler, amerikalı kadın su- bayla şoförü öldüren, varalıyan ski o da öldü samlarak bırakılmıştır. kaatillerin kimler ol- duğunu, cinayeti niçin işlediklerini ve nereye gittiklerini öğrenememiş- lerdir. Karanlık noktalar pek görgü tanığı saksafonist Bi- rolun sık sık ifade değiştirme- si vüzünden gün geçtikçe “esraren- giz” hal alan olavın NE sarkan için, üzerinde durulması en | başlica noktalar şöyle sıralanabilir rine rağmen, arabadaki üçüncü şa hıs kimdir? Yolculuktan neden cay- mıştır? Öldürülen o Brenda L; Ho ward'ın özel bayati ve temasları hakkında amerikalılar neden ketum davranmaktadırlar? Birol, birbirini tumaz ifadeler vermek 70 runluğunu hissetmektedir? Araba Düzceve en geç sanat 23'te girebile- cekken, neden 1,5-2 saat bir gecik- me olmuştur? Bu 15-2 saatlik süre “nerede, nasıl geçmiştir? 17 Eylül 1966 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: