1 Şubat 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 16

1 Şubat 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lotus başka bir perspektiften videoscape'in avantajlarını açığa vuruyor. Eğer bir obje bir defa verilmişse onu düşünülebilecek bütün bakış açılarından gözlemlemek mümkün oluyor. maşık bir program için hiçbir pazar şansı görmediler”' diyor Allen ve de- vam ediyor: “Electronics Arts'a gö- re videoscape çok profesyonel bir programdı. Programın geri çevrilişi bir süredir işin içinde olan Deluxe Vi- deo'dan kaynaklanmaktaydı muhte- melen. Bu durumda Electronics Arts iki masaüstü-video programını sun- muş olacaktı. Electronics Arts'ın olumsuz yanıtından sonra ise her şey çok çabuk olup bitti. Videoscape'ten söz edildiğini duymuş olan Aegis iyi bir sözleşme önerisinde bulundu ba- na.!! Sözleşme Allen için bazı değişiklik- leri gündeme getirmişti. Hobisi ikin- ci bir mesleğe dönüşmeye başladı. Programın teslimi için öngörülen süre ve Allen'in kendi hırsı onu program- lama yapmaya daha çok zaman ayır- ma konusunda zorlamaktaydı. Ama Allen Lockheed'deki mesleğini bırak- mak istememekteydi. Bu konuda var- dığı kararı şu sözlerle temsillendiri- yor: “Bu benim için kesinliği olma- yan bir durumdu, bugün de öyledir.” Yapmış olduğu sözleşmenin pürüzlü yönü Allen'in, Aegis tarafından de- vamlı olarak istihdam edilmiş olma- masıydı. Aegis yalnızca videoscape'in satılmasını üstüne almakta ve Allen'e satıştan belli bir yüzde ödemekte, Bu durumda Allen'in hiçbir sabit ücreti yok. Eğer videoscape'in satışı her- hangi bir zaman kötüye gidecek olur- sa Allen de gelirden yoksun kalacak. İşin mali yönü Allen'in yaşamını serbest programcı olarak sürdürme- mesinin nedenlerinden sadece biri. Allen şöyle diyor: “Benim şimdiki işim çok ilginç. Gizli projeler üzerin- de duruyoruz. Ama bunları anlatma- ya ne yazık ki izinli değilim. Şu sıra- lar uydular-tasarımıyla (Design) uğ- raşıyorum. Pek çok bilgisayarla ça- lışıyoruz, örneğin Workstation'lar, PC'ler, AT'ler ve...” Allen burada sözüne yalancıktan bir ara veriyor ve yaramazca gülümsüyor... ve bir AMIĞA 1000. Tahmin et bakalım, bunu kim kullanıyor?”** Bir programcı olarak yaşamak Al- len'in bugüne kadar oldukça hoşuna gitti. Videoscape'e çok zaman ve enerji harcadı. Bundan gurur duydu- Bu ise açıkça belli oluyor. Kendisi de videoscape ile çalışmakta ve bunu yetkin bir animasyon programı hali- ne getirmeyi arzulamakta: “Videos- cape benim yaşamımı değiştirdi. Her zaman hayalini kurduğum filmler ya- pabilirim şimdi. Kamera çevrinmele- riyle ve uçuş sahneleriyle ilgili pek çok deney yaptım. Videoscape ile ça- lışırken beni rahatsız eden ve değiş- Masa-üstü Videosu Nedir? Masa-üstü videosu ilkin AMI- GA ile bağlantılı olarak ortaya çı- kan bir teknik terimdir. Bu terim video ile bilgisayar arasındaki iliş- kiyi tanımlamaktadır. Videolar için trüklü filmler bilgisayar üze- rinde üretilmektedir. Kavramın kökeni yetmişli yılla- rın başlarına, bilgisayarların henüz büyük ve pahalı oldukları bir za- mana uzanir. İlk verim yeteneği yüksek bilgisayarlar yazı masası üzerinde yerlerini aldıklarında bunları büyük bilgisayarlardan ayırmak için “Desktop-Compu- ter” (Masa-üstü bilgisayarları) olarak adlandırmışlardı. Bu kav- ram bugün eskimiş olup yerini “Kişisel bilgisayar” terimine bı- rakmıştır. Bu düşünceye seksehli yılların ortalarında yeniden el atılmıştır. “Desktop Publishing”” (Masa-üstü Yayıncılığı)'nda, bir basımevinin görevlerini kişinin kendi bilgisaya- rında yerine getirmesi öngörül- mekteydi. Masa-üstü video bun- dan doğmuştur. Trüklü filmlerin pahalı malzemeli bir stüdyoda çe- kilmesi yerine aynı şeyin bilgisa- yarda gerçekleştirilmesi sözkonu- sudur. Masa-üstü videonun hedeflerin- de ise bir belirsizlik göze çarpmak- tadır. Kimileri sinemada gösteri- lenlerle aynı kalitede olan bilgi- sayar -filmlerinin hayalini kurar- larken, örneğin Allen Hastings gi- bi kimileri ise böylesi bir iddia ile ortaya çıkmıyorlar. Allen Has- tings şöyle diyor: “Masa-üstü vi- deo video-kameranın enfes bir ta- mamlayıcısıdır. Benim dostlarım- dan pek çoğu, ki bunlar bir hobi olarak film yapıyorlar, şimdi bil- gisayarda örneğin film-önkılavuz- ları (intro) hazırlıyorlar. Öncele- riyse bir kara tahta alırlar ve üze- rine tebeşirle neyin nerede çekimi- nin yapılacağını yazarlardı. Filmin en cansıkıcı bölümü buydu. Şim- di metin küçük bir hileli sahne eş- liğinde ekran üzerinde akıp git- mektedir. Bu tür sahnelerin kalitesi sine- madakilerle elbette karşılaştırıla- maz. Ayrıca, neden karşılaştırıl- sınlar ki? Adaylar tarafından biz- zat çekilmiş videolar '*Rüzgar Gi- bi Geçti” gibi film klasikleri ka- dar iyi olmamıştır hiçbir zaman. Aynı şekilde, videoscape ile çeki- len uzay savaşları da “Yıldızlar Savaşı''ndaki sahneler kadar iyi olmayacaklardır. Önemli de değil- dir bu. İlginç olan şey insanın bu- nu kendisinin gerçekleştirmesi ve kendi Düşüncelerini gerçekliğe ka- vuşturmasıdır, mutlak yetkinliği değil.””

Bu sayıdan diğer sayfalar: