1 Eylül 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 16

1 Eylül 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çünkü devletçi bir siyaset indinde milli sanayi demek, küçük bir zümrenin devlet kasasından ve millet kesesinden yapılan feda- kârlıklar he:abını küvvet bulması demek (!cğildîr. 'Türk dvletçiliği, bütün iktısadi fasliyetleri devlet inhisarına al- mak istiyen bir sistem olmamakla heraber, hususi teşebbüs er- babıma: «Ben sizin arkanızdayım. istediğiniz gibi çalışın, dile- diğiniz gibi kazanın» diyen bir kapitalistçe himayecilik te değildir. Türk devletçiliği, memleketi en hısa bir zamanda ileri ve yüksek bir iktisat bünyesine kavuşturmak için, ister hususi teşebbüs halinde, ister devlet teşebbüsü halinde olsun, bülün mevcut ve olacak tşebbüsleri yalnrız millet menfaati ve millet ihtısadiyatı- nın ahenigi bakımından bir kül halinde mütalea eder. Halbuki bugün, Türkiyede kurulan hususi sanayi teşebbüslerin- de hâkim olan prensip, sadece müteşebbislerin kâr hesaplarıdır. Ve devlet, sanki, bu kâr hesaplarının tahakkuku için tedbir al- makla mükellef bir müessese telâkki edilir. Memleketimizde en ziyade himaye ve tesvik gören zümre, sanayiciler zümresi oldu- ğu halde, bunlar sırf sermaye, teknik ve bilgi seviyelerinin geriliği ve yetersizliği yüzünden, hiç bir vakit memnun görünmezler ve daima daha fazla himaye isterler. Ve buna karşılık hiçbir taah- hüt altına girmeğe de yanaşmazlar. Devletçi bir sanayi siyaseti, bu birtar/lı zümre siyasetine, tabii- dir ki, nihayet verecektir. Teknik, sermaye, ihtisas bakımlarından geri ve kifayetsiz olan ve sırf devlet himayesile, yani millet fedakârlığı ile tutımabilen sanayi teşebbüslerine karşsı — ki bugünkü sanayi mücsseselerimi- zin büyük bir ekseriyeti bu kabildendir — devletçi bir siyaset, on para bile fedakârlıkta bulunamaz. Çünkü, milletin küçük — bir azlığı lehine işliyen böyle bir himayecilik siyaseti, inkılâbımızın halkçılık ve milliyetçilik prensiplerile texat teşkil eder. Ve gene çünkü, Türkiyenin sanayileşme davası, hiçbir vakit millet içinde -her ne pahasma olursa olsun- bir sanayici zümresi yaratmak degğil, millet iktısadiyatımızın bütünlüğü ve ahenk- liliği davasıdır. Bu davanın gerçekleşmesi için, devlet ve milletçe bir fedakârlık yapmak icap ediyorsa -hi eder- bundan, en ziyade yüksek teknikli, sağlam sermayeli ve ihtisaslı devlet teşebbüslerinin istifade et- 18

Bu sayıdan diğer sayfalar: