1 Eylül 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 49

1 Eylül 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 49
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

reketini, HlAfeti kurtarmak yapılıyor zannedenler, İdu nm bir zaman böyle H olmasından dalayı, neticede fetin lâğvını inkılâp harcketine ay- kırı gibi bularak ayrılanlar ol - muştar, Bu hAâlse, kafanın içinde doğmuş İin güzel bir misal mahdut Jükkösine der Türk milli hareketini Yunan İstl- Nis an memleketi kurlarmak ga- yapılmış, ve bü netice alın- şrtik — memleketin normal yayama şartlarma hak ka- zanrmiş olduğumu zannedenler, hükümet kurma oesuslarını. temin ettikten sonra, İnkılübin biltiğine kani öl- muşlardır. Bunlur idrakleri — birin- siler kadar olmasa bile, gene kısa memlekette Hberal bir bir kudret içinde kalan, ve inkı - lâbı geziş kuvevilnden hiç olmazsa dörtte Üüç mahbrum olan kimseler- dir. Birinciler nasıl (ikinci gurup) ve hilâfetçiler ve salire şeklinde in- lalüptan ayrılarak gerlde ve arka- da kalmıslarsa, ikincller de (ser- best fırka) yapark ondan ayrıl - mişlur; ve arkada kalmışlardır. İnkılâp bitmemiştir Halbuki inkılâp, bunlarla da hit mivor; ve ilerliyor. Hilâfetçileri, serbestçileri kendi içinden — çıkar- makla iİnkılâp fırkası zarnri olan, tabli olan bir tasfiye — yapmıştır. Türk inkılâbı, ne hilâfeli kal- dırmak, ne yalnız tilâsından memleketi ne de bir demokrasi iİnkılâbı va parak ondan sonra İnkılâbın mnor- mal şartlara göre bittiğini kabul ve ilün etmek değildir. Bunlar İn- Yunan İ$- kurlarmak * yüörüyen safhâla- p ve safhâları geçmiş- tir: bu devirleri gectirdiklen sonra yeniden önları dönemer. İnkulibın nemiyeceginik nkılüp heyesanına 1emiç olân- lrrm he geçiyesine ve Inkılâp- lan ayrılı 4, Müşte rektir. Hilâfetçiler, İemir ve IFslan- bulan işgalini; serbesiçiler hilâfe - tda ve saltunlim yeniden gehmesini katiyen islemezler: ikinciler birin- cilere nazaran İnkaılâbiın düaha bir safhasımda ilerlemiş, İdakat orada kalmış kimselerdir. Türk inkılâbı, evvelâ harici düşmedlurik hesap görüp, kendi içinde dini, siyasi bir m istihalesini tabli hbir seyirle vaptıktan sonra, ileri plânına doğ- ru durmadan gidiyor. Bu plân, Türk milletini tarihin devresinde, mMmuayyen dünyanın muayyen gartlarına göre mütalea etmekten guyor. İnlalüpç geçtiği ve her safhasında bir kısını elemanlarını bırıkarak mülemadiyen yolun bir ilerleüdiği sumağında durarak, kendini yokladı; seziş ve heyecan kuvvetile harekele gelmiş olan in- kılâp kendi şurunu bulmak üzere- dir. Nerede, dünyünın hangi dü - nüm noktasında olduğunu, ve bü- tün dünya ile kendi vaziyetini he- yecan hislerinden uxak, bir lühza düşünmekten doğan, şaur ve his ile karısık yeni bir buluş ve seziş kudretile kendisne yeni bir salha açıyor; ve bunü tespit — edilerek #maddes haline konmuş bir İnkı- Bitmesinden sonra - Şimendifer (Sivas) a vasıl olduğu gün - bu madül eserin münteha - sında, inlulâbi idare eden şaflerden bhi, blu metrclik Türk yaylasında Garbin en müstevelli bir istismar lâp eserinin 41

Bu sayıdan diğer sayfalar: