1 Ağustos 1934 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 41

1 Ağustos 1934 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 41
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

arı, ve- nI. Alk ren ığ- e y Kü in- tkr zalı ada işin bir azır den ak- sını &lni Kü - t ye eBİZ Kâzım B Viyanada İnz!lşar edan sAnbruch> adlı beynelmilel modern muz!kl meemuasında «Türkiyede bugünkü muzikl» başlıklı bir yazısı çıkmıştır. Genç besikkârın bu muvsu Üserindeki! makalesinl! noesrediyoruz Gazi Türkivyesinde kültür ve san'al inkılât yaşlar ve inkişal ederken tablidir ki iİnkılâp musikisi de bu düyuş cereyanı içinde kendi yolunu bulmuğua ve o hızla akış mecrasını derinleştirmeğe mrecburdur. Bu üöyle bir dönüm noktasıdır ki, ona, Avrupa san'at cereyanlarımda olduğu gibi za- hiren dün ile bugünü ancak ufak ayırıcı vasıfla ayırabilen, hakikuttle uzun senelerin geçird tahassüs farklarını ulak değişiklerle tespit eden büyük aralıklı dönüm noktaları gibi bakamavır. Bizlim bakiki inlailâp başlangıcımız on senc gibi kısa bir saman gçerisinde doğmuştur. Goncliğin duyguları bu on senelik Gazi Türkiyesinde doğru yolunu bulmuş ve yarımki milli kültür ve sawat vazifclerini açıkçu kav ramıştır. İnmkıdâbın yeni ruh ihtiyacından burçün, güzel san'atlar arasında Türkün İnkılâp edebiyalaı du doğüyor. Ru iht biyatla elele gidecek olan muşiki sahasında da kuvvetle yaşıyoruz. Fakat yalnız duymak değil, gaye hakikatlaşltırımııklır ı biz ede Türk musikisi nazariyatçılarının kuru münakaşaları Türk kütüphanesint eiltler verdi, fakat veni musiki yaratılamadı. Duğün inkılâp Türkiyesi garp kültürü jle nüâmsemiş bestekârlar yetiştirdi. enmiş ve garp bekniğini bhe- Eğer bunlar, Tertee ve hust musikisi zafere ulaşacaktır. alışmayı bırakarak elele yerirlersc inkıllp Biz gimdiye kadar bu bir kaç san'at unsuruna da malik bulunmadığımız İçin Avrupadan gideceğimiz yolu göslermesini bekledik. Fakat yanlış çal- dığımız kupıdların bize yerebildiği tavsive ve öğzüt ancak orta zaman Av- rupasına yakışabilirdi. yak$sa, ufkande inkılâp san'ntaının doğu kızıllıkları beliren inkılâp Türkiyesine değil. Memleketimizin musiki unsurları yetiştikten sonra bile, evyelce öğütleri istenmiş olan ve Avrupanın bugünkü musiki oLorileleri arasına, nasılta isimlerini sokabilen orta zaman softaları hâlâ küflenmiş san'at telâkki- lerini bise aşılamak ve şimdikl xumanı sultanlık devri zannederek b bu lunmaz (!) öğütlerine karşılık bir mecidiye nisanı koparmak istiyorlar. Turk inkıdübının munua ve büyüklüğünden haberleri olmıyan o efendileri afyonlu rüyalarında bırak . varsın onlar yeni gan'alta ülkü olarak filân salon bestekârının (Souvenir de Bosphore) hereyanlarını misal gös- tererek yeni Türk san'atkürlarından (Feraceli harem kudınları), (Fatâih camisi avlusunda bir serenat) gibi inkılâp gençliğinin tahassüsüne yakış- mıyncak, hayır, yakışmıyacak değil, anlıyamıyacağı mevzularda tasviri eserler islesinler. Bu akademik profesörler o kimselerdir ki, onları çoktan geride bırakıp ilerüyen kendi memleketlerinde sntarak malları olmadığı İçin köhne te- lâkkilerini sırtlıyarak Şarka koşarlar, Fakat, bu arada kapısını çaldıkları Türkiyenin orta yaman kaftanı giymefe ihtiyacı olmadıfını, fesi, sarıfı, Arap yazısını çoklanı ullığını bilmes veya bilmek islemezler,. t1

Bu sayıdan diğer sayfalar: