27 Kasım 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

27 Kasım 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yapan gencin yemek, giyecek, giyim - kuşam ve kitap - kırtasiye masrafları da eklendiğinde, bu en azından bir 1000 lirayı kolayca bulmaktadır. Ayda 1000 lirayı -ki bu rakam milli gelirin oransız payı da gözönüne alınırsa- tek kalemde çocuğuna taksit tutarı olarak ayırabileceklerin (o sayısı, (obugün için belirli bir katın dışında hemen hemen yok denecek kadar azdır. Bu, şu ger- çeği de gün ışığına çıkarmaktadır: lisedeki fen dersleri veya benzeri ders lerden bir öğrencinin öyle yüksek ve parlak bir başarıya ulaşmasına lüzum oktur. Parası olan herkes çocuğunu devletin üniversitesi yerine rahatlıkla okullara verebilmekte ve yaptırtabilmektedir. da sıkboğaz etmek de lüzumsuzdur. Türkiyenin gelecekteki teknik ele- mana İhtiyacını bugünden sezinleyip hesabını yapan özel okul tüccarları kuvvetlerini bu tarafa vermişler ve tek nik okullara yüklenmişlerdir. . Fakat gelecekteki Türkiyenin ihtiyacı olan teknik elemanlar bu çeşit yüksek özel okullardan geleceklerine ve çoğunluğu bunlar teşkil edeceğine göre, "parayı veren düdüğü çalar" hesabı bir eğitim sonunda elde edilen bir diploma ve ye. tişme ilen dereceye kadar yurda faydalı (oolacaklardır? Bu, şimdiden tartışılması ve üzerinde önemle du- rulması gereken bir konudur. Öğrencilerin isyanı Okuyan üniversiteli gençlik buna karşı çıkmıştır. Öğretim üyelerinin, paralı okullara karşılık devletten ma- aş aldıkları üniversiteye karşı duyduk- ları ilgisizlik, öğrencileri çileden çı- karmıştır. Bakanlık ve ilgililer bunun- la asla ilgili değillerdir. £ Üniversite yetkilileri de bu başıboş gidişe bir "ha- yır" demeyi şimdiye kadar hiç düşün- memişlerdir. Ne gariptir ki işe, bu de- fa öğrnci vaziyet emek ve parmak basmak gereğini duymuş Özel okullar Li. Min Eği- tim Bakanlığının tek tepkisi, bir bildi- riden öteye geçmemiştir. Bu bildiri de, Bakanlıktaki gerçek eğitimcilerin, özel yüksek okul tacirlerinin emi azıya almaları karşısında son direnme gücü- nü harcamaları sonuca çıkarılabil- miştir. Bildiri, sözde özel yüksek okul kurmayı bir takım maddelerle kayıt- lamaya çalışmaktadır. Buna göre. özel yüksek okullar için kurucu, "tesis. der. nek veya bir anonim şirket olar. Eğitimciler kuruluşların daha uzun ö- mürlü olması ve halka inebilmesi "için anonim şirket olmasında direnmişler, fakat bilim tacirleri bunun güçlük de- gil, tam tersi, kolaylık olduğuna ispat- lamakta gecikmemişlerdir'. öğrenci kuruluşlarının, öğretim ü- yeleri hakkında ileri sürdükleri iddia- lar karşısında İstanbul O Üniversitesi Rektörü Ömer Celâl Sarç, “tazminat almayan öğretim üyelerinin, üzere dışarda iş tutmalarından" Üni- versite Kanununu sorumlu tutmakta ve öğretim üyelerinin bu yersiz davra- nışlarını âdeta kayırmaktadır, öğren, cilerin, "öğretim o üyeleri dışarda da görev aldıkları için, üniversite içi gö- revleri tam yerine getirilmemekte ve aksatılmaktadır" iddiasına karşı Rek- tör Sarç, "Bu hususta genel bir hü- küm vermenin kaabil olmadığı" kanı- SERİM Ama: Yalnız, diyebilirim ki profesör re doçentlerimizin bugün olduğundan daha büyük bir kısmının kendilerini ÜNİVERSİTE menfaatlerine aykırı kararlar alama- maktadırlar. Muhtar üniversitede bu- nun dışındaki çok iş de oyla ve bir ta- kım kombinezonlarla döndüğünden me selelere Üniversitenin kendisinin el at- ması büsbütün güçleşmektedir. . Bun- dan dolayı da ne şişin, ne de kebabın yanmasını sağlayacak geçici, çoğu mâ nasız tedbirlerden söz açılmakta, hat- tâ bunlar dahi tatbik mevkiine konu- lamamaktadır. Belki Rektör Sarç, ken- di kendine, bir Üniversite Meselesinin bulunduğunu görmektedir ve bunun t meldeki sebeplerini de bilmektedir. Fa- kat bugünkü sistem içinde, bir müdahale olmaksızın kaynayan üniversite kazanının den çıkarılması imkânı yoktur. Türki- yede Gençliğin nasıl önemli bir sos- yal, hattâ siyasi faktör olduğu göz ö- Üniversite öğrencileri çalışıyor Derdin bini bir para tamamiyle üniversiteye vermeleri çok arzuya değer.." demeyi de ihmal es- meyen Rektör Sarç, acı gerçeği kabul ettiğini göstermektedir. Bekleyen Üniversite Bir ordinaryüs profesör olan, muva- zenesiyle tanılan, 34 yıldır Üniver- sitede bulunduğu için meseleleri iyi bil- mesi gereken Rektör Sarçın bu tutu- mu Üniversiteyi idare edenlerdeki çe- kingenliği ortaya koymaktadır. Rektör ve Dekanlar bugün, o herkesin çok şi- kâyetçi olduğu politikacılardan farklı değillerdir. Bunlar işgal ettikleri mev- kilere öğretim üyelerinin oylarıyla ve belirli süreler için gelmektedirler, işe meselesi (o karıştığı için idareciler, seçmenleri durumundaki kimselerin nünde tutulursa Üniversitenin bir hu- zuruzluk kaynağı olarak muhafazası- nın tehlikesi daha kolay ortaya çıkar. Bir mesele, bugün üstü açık, ilgi tedbir ve kesin tedavi beklemektedir. Muhtar müesseselerin hiç kimse tara- fından kontrol edilmemesi gibi bir prensip dünyanın bir tarafında yok- tur. Bir ucu parlâmentoya o bağlı ko- misyonlar zaman zaman her memle- kette kurulmaktadır ve bunlar gerek- li mürakabeyi yapmaktadır. Türkiye- de Üniversite, son derece acele olarak böyle bir murakabenin ihtiyacı için- dedir. İtinayla hazırlanacak bir rapo- run yayınlanması kazanın subaplarını açacaktır. Aksi halde, karışıklıklar arttırarak devam edecektir- hızlarını

Bu sayıdan diğer sayfalar: