27 Kasım 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

27 Kasım 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hususlar esasen görüşmelerde belirli hale gelmiş olduğundan Betil, Çağla yangil ve Koçaş için metni ohazırla- mak pek zor olmadı. İlk beş maddesi 37 Mayısa bağlılık, bölücü ve aşırı cereyanlara, din istismarına, sorum- suz söz ve yazılara karşı (mücadele ve Orduya saygı gabi hususları ihtiva eden bildiri, hiç bir itiraza uğramadan bütün liderler tarafından imzalandı. Günün esprisini ise birkaç gün ön ce AP açısından bu bildiriye nisbetle çok daha hafif olan, Alt komisyon ra- porunu imzalamak istemiyen (Çağlayan gilin, bildiriyi basına açıklamakla gö revlendirilmesi teşkil etti! Bildirinin ilgi çekici bir tarafı 6. maddesinin bir tefsir ediliş (o şeklidir. Bu, aktüaliteye göre her önemli oko- nunun, Gürsel başkanlığında yapıla- cak liderler seviyesindeki toplantılar da ele alınması ve meselelerin, oÇan- kaya toplantısından sonra oyayınlan- mış olan bildirinin ışığı altında ince. lenmesidir. Buna göre ilk toplantının, Siyasi Partiler Kanunu veya doku- nulmazlıkların kaldırılması konusu ile ilgili olması gerekmektedir. o An- cak böyle bir yol ne pratiktir ve tabii ne de bir netice verecek niteliktedir. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Gür sel, haftanın ortalarında oÇarşamba sabahı, AP li yöneticileri Çankayaya davet ederek, ikinci Liderler toplan- tısının esasını teşkil edecek olan bu iki konu hakkında kendileriyle görüş tü. Gürsel daha sonra, diğer parti yö- neticileriyle de (ogörüşecektir, ikinci Liderler toplantısı ise partilerin ken- di bünyelerinde gerekli hazırlıkları ta marnlamalarından sonra (o yapılacak- tır. Tabii, yapılırsa... A. P. Ankarada şenlik var Haftanın ilk günü öğle üzeri, Resto- ran Washington'da bir masa. etra- fın dikkatini topluyordu. Restoranın, hali vakti yerinde müşterileri bir yan- dan sessiz sedasız yemeklerini yerler- ken, bir yandan da. görgü kurallarını ihlâl etmeyecek şekilde, tecessüsle bu masayı izliyorlardı. Dikkatleri üzerine toplıyan masanın I numaralı müşteri- si Saadettin Bilgiç, onun karşısında yer almış bulunan 2 numaralı ise Meh met Turgut idi. O gün bu masayı, restorandakiler Yine bir şeyler oluyor!" diye, müp- hem bir tahmin ile seyreylediler. Oy- sa görüşmenin mahiyetini (o bilselerdi ilgileri daha da artacaktı. | Mehmet Turgut bu masada, A.P. genel başkan- lık mücadelesinde Bilgiçin korkulu ra- AKİS, 27 KASIM 1964 kibi Süleyman Demirelin tam yetkili temsilcisi olarak bulunmaktaydı. Yapı- lan, bir "gizli pazarlık"tı. Ancak, pazarlığın huduttan Büyük Kongreye dört gün kala artık iyice da- ralmış, adaylardan herhangi birinin feragatinden ümit kesildiği için, tefer- ruata inmişti. Aynı hizbin içinden çık- mış olan Bilgiç ve Demirel, etrafında- kilerin gayretleriyle, hiç olmazsa Kon- YURTTA OLUP BİTENLER günü öğle yemeğinde Turgut ile Bilgiç en çok bu konu üzerinde durdular. A.P.'yi ele geçirmek mücadelesinde, bugüne kadar halk oyunun pek üzerin- de durmadığı son derecede önemli bir nokta, bu partinin 1964 yılının Aralık ayına nasıl bir yönetici kadro ile gi- receğidir. Bilgiç veya Demirelin, ya- hut başka bir adayın Genel Başkan- lığa seçilmesi halinde elbette ki par- greye bir tek genel idare kurulu listesi ile gitmek yolunda bazı mak zorunda Politika, için, "Mümkünler Sanatı" tinin yönetiminde bazı (değişiklikler görülecektir. Ancak değişiklik sadece lidere münhasır kalacak olursa, bunun adımlar at- kalmışlardı. (Pazartesi «Milli Koalisyon» Saçması derler. Bizim bazı politikacılarımız, artık anlaşılıyor ki, bunu "Gayrimümkünler Sanatı" olarak anlıyorlar, Bir takım liderciklerin her fırsatta ve bâlâ "Milli Koalisyon" diye feryat- lar yükseltmelerinden başka mâna çıkartmak imkânı yoktur. Su veya bu parti, bir Milli Koalisyonun içine girmekten kendisi için fayda umabilir. Ama, durum bu kadar aydınlandıktan sonra hep aynı noktada dönüp do- laşmak fazla akıllıca bir davranış sayılmasa gerektir. Milli Koalisyon, Mecliste temsil edilen bütün partilerin bir araya ge- lerek ortak bir hükümet kurmalarıdır. Bazı partilerin hüviyetleri, diğer bazı partilerin lider tabakasının şahsiyetleri göz önünde tutulacak olursa böyle bir hükümetin ancak Kel Hasanın tiyatrosuna uyacak nitelikte bu- lunacağı kolaylıkla görülebilir. Bugün C.H.P. ile A.P. arasında müşterek hiç bir nokta kalmamıştır. Hem C.H.P. ve hem ile A.P. tarafından çekile- cek bir araba ancak olduğu yerde durabilir, O da hemen ilk denemede devrilmezse» Liderlerin şahsiyetlerine gelince, bu işin başlıca şampiyonla- rından sayın Osman Bölükbaşıyı biraz tanımak fırsatını bulanlar memleke- in hangi ellere kaderini teslim edeceğini düşündüklerinde ancak ürpere- bilirler. Bölükbaşıyı hiç aratmayan bir başka şampiyon lider, M.P'nin düş- man kardeşi C,K,M,p.'nin Genel Başkanı Ahmet Oğuzdur. Memleket ida- resini çocuk oyuncağı sanıp ta. üstelik oy itibariyle de hiç bir şey temsil etmeyen teşekkül ve siyasilerden âdeta dernek kurar gibi hükümet kur- maya kalkışmak aklın kolay alabileceği bir hayal dahi değildir. C.H.P. Millli Koalisyon hakkındaki fikrini en açık şekilde söylemiştir: Eğer Mecliste bir hükümet kurmak için yeterli bir başka çoğunluk varsa, onlar iktidara gelirler, memleketin kaderine el korlar, C,H,P. de bunun karşısında muhalefet görevini hem de ne kadar- seve saye yapar. Ama fikri başka, telakkisi başka, dünya görüşü başka, idareci kadrosunun çapı başka, ideali başka bir C.H.P, böyle bir kumpanyanın içine girmeye razı değildir. Bunda kızılacak, alınacak hiç bir şey yoktur. Bugünkü hükümet Mecliste sağlam bir aklıselim çoğunluğuna dayanarak iktidardadır ve her halde CH.P, Başkente "iktidar Partisi" olarak bir takım faydalan kulla- nacak yurtta ise hiç sıkılmadan, mensubu bulunduğu iktidara karşı Mu- halefet Partisi görevini yapacak teşekküllere destek olmayı kabul etmeye- cektir. Düşünmek lâzımdır ki, Orgeneral Sunay bile meşhur mektubunda bir yandan Meclisi meşru olmamakla suçlarken diğer taraftan aynı Meclisin bir mensubu olarak kalmakta devam edenlerin samimiyetsizliğini bilhassa işaret etmek zorunda kalmıştır. Mecliste bunu yapan. Hükümette neler yapmaz ki? Her halde bilin- mesi gereken husus, bir Milli Koalisyon saçmasına başkanlık etmeye İnönü- yü kimsenin razı veremeyeceği, C.H.P'nin de böyle bir oyuna gelmeyi dal- ma reddedeceğidir. O halde, boşuna ısrar neye?

Bu sayıdan diğer sayfalar: