23 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

23 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DUNYADA OLUP BiTENLER Irak Gitti Arif, geldi Arif Jraktaki 1958 Temmuz 'ihtilâlinden bu yana ülkede en çok adı duyu- lan insan, hiç şüphesiz, Abdüsselâm Arifti. Bilindiği - gibi, Arif,-14 Tem- muz (1958'de Krallık Sarayına yönel- tilen ve Kral . Faysal ile Veliahd Prens oAbdülillahın öldürüldüğü baskın hareketinin başında bulunu- yordu. Bu ibtilâlden 1963 Şubatına kadar Irakm kaderini elinde tutan General Abdülkerim Kasım komu- tasındaki yavas Bağdata gir kurulması için: kendiliğinden adım- lar atmava başlamıştır. İhtilâlden birkaç gün sonra o zamanlar Mısır ile birlik halinde olan Suriyenin başkenti Şama giden Nâsır ile gö- rüşmek üzere o da Şama gitmiş ve veni, kurulan Irak Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Cumhuriyeti arasın- da sıkı bir birliğin temellerini at- mak istemiştir. Mısır hava kuvvet- lerinden birkaç birliğin Iraka gele- rek Bağdat yakınlarındaki Habba- niyede bir üs kurması; bu görüş- melerderi sonradır. General Kasım, vardımcısı' Ari- Abdüsselâm Arif ve Kasım Yel üfürdü, su götürdü mesini 've' krallık “yönetimini 'devir- mesini, o zaman kırkına yeni yak- laşmaâkta olan genç albay Abdüsse- lâm Arifin ve birliğinin gösterdiği başarı sağlamıştır. © Nitekim Arit, gösterdiği bu başarının . karşılığın da, iktidarı, Başbakan yardımcısı sıfatıyla, General Kasım ile pavlaş mıştır. İbtilâlin ilk günlerinde Arif ko- vu bir Nâsır taraflısı olarak tanını- vordu. Gesçekten, General Kasım, Nâsır karşısında daha ihtiyâtl' bir politika izlerken, Arif, Birleşik A: rap Cumhuriyeti ile yakın ilişkiler fin teşebbüsü bu'şekilde ele alma sından büyük bir memnunsuzluk duymuştur. Abdüsselâm Arif Bağ- data döndükten sonra iki asker a- vasinda şiddetli bir tartışma geç miş ve Arif, bu tartışma sırasında, tabancasına davranıp Kasımı vur- mene istemiştir. Arifin elindeki ta banca Kasımın adamları in. dan alihi e Arif, Irakın Bonn Büyükelçiliği göreviyle ülkeden w- zaklaştırılmıştır. Arif Bonn'da fazla ki tır. Kısa bir süre sonra gizlice Bağdata dönmüş “ve Kasımı devirmek için çalışmaya başlamıştır. Fakat bu çalışmalar Kasım tarafından duvu- lunca yakalânıp meşhur Albay Fa. zl Eİ Mahdavinin başkanlık ettiği bir halk mahkemesinde “halkın sa- dık lideri Abdülkerim Kasıma si ikast. hazırlamak” suçuyla gizli o- larak yargılanmıştır. Ondan daha beş ay öncesinde Saraya karşı giri: şilen hücumun kahramanı, 1958 A ralığında, Bağdat hapishanesindeki hücresinde, hakkındaki yargının uygulanmasını bekleyen bir idam mahkümundan başka birşev değil- di. Yardımcılıktan Başkanlığa rası muhakkak ki, 1958 Temmu- zunda Albay Arif kendisini Baş- yan yardımcılığından çok ' Başkan- lığa uygun görüyor, General Kasr- mı, kuvvetin büyük kısmını elinde tutan insan olarak, işine geldiği sü- rece kullanmak istiyordu. Fakat ih tilâlden sonra attığı yanlış adımlar, işlerin tersine (gelişmesiyle, Kası- ının Arifi harcaması şeklinde sonuç- larımıştır. Arifin bu olup bitenler- den büyük dersler aldığına şüphe yoktur. Çünkü, 1963 yılında iktidar yolu kendisine yeniden açıldıktan sonra, eskisinden daha ibtiyatlı dav ranmaya, ülkedeki çeşitli siyasal kuvvetleri yoklamadan çabuk ka- rarlar almamaya başlamıştır. Eğer General Kasım Arifin gü- nün birinde kendisini iktidardan in- direceğini bilseydi, hiç şüphesiz, E| Mahdavi omahkemesinin ölüm ce- zasina çarptırdığı yardımcısını alf- tetmeden önce çok düşünürdü. Fa- kat geleceği sezemeyen Kasım, bir- kaç ay sonra Arifi affetmiş ve ceza- sını müebbet hapse çevirmiştir. Üç yıl sonra da, yeni bir af kararıyla, eski arkadaşı ve yardımcısı Arifi hapishaneden çıkarmış ve Bağdat- taki evinde göz hapsi altında otur- maâsma karar vermiştir. Kasımı 1963 Şubatında deviren Arif değil, Baas Partisidir. Fakat 1- rak halkına kabul ettirebilecekleri bir lider bulmak gerektiğinden Ari- fin adını kullanmak zorunda kal mışlar ve ihtilâlin başkanlığını ona Memenin Nitekim, geçen hafta bir kum fırtınasına tutulan uçağı- nın Basra Körfezine düşmesi so- nunda KE e aimeri Gi de hayata gözlerini yumunca, iktidarı birden- bire ae bulan geridekiler, gene onun adını kullanmak zorunda kal 2 23 Nisan 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: