23 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

23 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER memleketi rahatsız etmeye başlıyan sebepleri sıralamadan önce, kendi- sini, hayat hikâyesi ve özellikleriy- le tanımakta Pa vardır. ereden nereye! Gükan, 1921: yılında, Hususi Muha- sebe Memuru Mahmut beyin beş çocuğundan biri olarak, Karaman- da dünyaya gelmiştir. - Babasının dar imkânları yüzünden öğrenim hayatı zor geçmiştir. 15 vaşindan itibaren tatillerde, fabrika “işçiliği de dahil olmak üzere, çeşitli işlerdö çalışarak, masraflarım karşılamak zorunda kaldığını kendisi anlat- maktadır Aile 1935 yılında Konya Ereğli» sine göçmüştür. Konya Lisesinde o- kuyan ve daha sonra Tibbiyeye ya- zilan: Sükan, bu Fakülteyi 1946'da malarını izler ve bu fikir hürriye- tini beğenir miydiniz?" sorusuna şöyle cevap vermiştir: “.- Evet, takip ederdim. Ve bu fikir hürriyetine tamamiyle tarafta- rım!” 15 yaşında çocukların “komünist diye yakâlandığı, klâsik müzik plâklarnın < Rusyada basıldı diye toplattırıldığı, sanatçıların durma dan kovalandığı bir ülkenin İçişleri Bakanı, bu sözünün tuhaf bir tesir uyandırdığını hissetmiş olacak ki, derhal eklertiştir: “— Yalnız, nizamları bozmamak şartiyle ve anarşiye yol açmadan...” Sükan, bu arada, okumayı da sevdiğini ifade etmiş, “sosyal ve ta- rihi eserleri” okuduğunu söylemiş- tir. Bununla ilgili olarak AKİS'çi- Dr. Sükan ve bekçileri “Yüksel ki yerin bu yer değildir!..” bitirmiştir. Tıbbiyede iken çeşitli öğrenci teşekküllerinde o çalışarak politikaya giren Faruk - Sükan, bu şıllarda sonradan faydasını görece- ği dostluklar kurmuş, Sait ve Saa- dettin Bilgiç kardeşlerle tanışmış» tır. 1947'de Tıbbiye bitmiş ve Sür kan, Ereğliye dönerek, serbest dok- torluğa başlamıştır. Bu arada as kerliği de tamamlamış 've 1950'de ih- tisas için Fransava gitmiştir. Fran- sada ikibuçuk vıl kalmıştır. Bu da ilgi çekici bir noktadır. Bugün Tür- kiyede fikir hürriyetine yönelen tehditkâr o hareketlerin sahibi olan İçişleri Bakanının ilk gençliğinde fikir hürriyetinin en gelişmiş oldir ğu ülkelerden birinde ikibuçuk vil geçirmiş olması bir çelişmedir. Sü. kan, kendisiyle yapılan görüşmede: — Fransada iken fikir tartış nin. ,sorduğu:: *- Peki, bu yasak edilen ze lâarr da okudunuz mu?” sorusun m verdiği cevap şü ünün — Onları da okudum. Çeşitli fikirleri lee bakımın- dan; Yalmz Sükan, aynı zamanda kendisini yetiştirirken uyguladığı bu metodun diğer türk vatandaşla- rı tarafından uygulanmasına engel olan adamdır. - Bu noktada ortaya e nizamlar ve huzur” çık- makta Sükan. fikir hürriyetini -herhalde aksini uygulamak için- iyice görüp tanıdığı Fransadan döndükten son- da İstanbulda ihtisasını tamamla. muş ve serbest hekimliğe devam et- mek üzere Ereğlive dönmüştür. Gayretin bu türlüsü AP liler arasında Sükan için “çok enerjiktir”, “gayretlidir” sıfatla- rı kullanılır. Bir bakıma bu, doğ rudur, Sükan durmadan, yorulma- dan bir şeyler yapmaya daima uğ- raşmıştır. Ama bu gayretinin “önü belli değildir. Hayat hikâyesine de- vam edildiği takdirde bu konuda fikir edinilecektir. Bugünün İçişleri Bakanı, “Dok- tor Faruk Bev” olarak döndüğü ba- ba ocağında serbest hekimliğe de- vam etmek istemiştir. Arma bu yol da pek büyük bir başarı kazanama- mış ve işi derhal politikaya dök- müştür. Kendini tanıtmak için ©- kul - aile birliklerinde, sosyal hiz- metlerde çalışmış, Köy Enstitüsü fahri doktorluğu yapmış ve netice de, 1955 yılında, Ereğli Belediye Meclisi üyesi seçilmeyi becermiştir. Büyük siyasi ihtiraslar besleyen Sii- kan 1957'de, derhal, milletvekili ol ma mücadelesine girmiştir. Kendin- den daha kuvvetli olan Sabahattin Sayının karşısında “mücadeleyi kay- bedip DP milletvekili oseçilemeyin ce, “gayret”ini bu defa Belediye Re- isi seçilmeye teksif etmiş ve bunda başarı kazanmıştır. Sükan, 1957'de Belediye Reisi se- çildikten sonra, 1959'da da DP İlçe Başkanı olmayı becermiştir. Artık, ilçe dahilinde-ele geçirilecek «daha üst bir politik makam kalmamış- tır! Bu andan itibaren Sükanın çeh- resi -gülümsemesi devam etmekle . beraber-.değişmeye başlamıştır. Ar- tk hedef, ilçeileri gelenlerinin sem- patisi değil, daha vukarıdakilerin teveccühüdür... Sükanın gözleri An- karaya dikilmiştir. O sıralarda F- reğliye yakın bir yerde yapılan CHP Kongresinde (CHP'lilerin Bayara küfür ettiği yolunda DP'liler tara- fından düzenlenen zaptı kayma- kamdan alıp, koştura koştura An- karaya götürmesi ve Bayara tak- dim etmesi bunun bir örneğidir. DP irileri, bu gayrıciddi zaptı mua- meleye koymayan. kaymakamı Sü- kanın bu “gayret”i yüzünden Ereğ- liden uzaklaştırmışlardır. Sükan bu arada, CHP'lilere ruh. sat vermemek kabilinden şiddetli icraatına devam etmiştir. Sükanın Ereğlide ikinci büyük olayı, Tahki- kat Komisvonu kurulduğunda, par- ti kanalı ile müracaat ederek, F- reğliye bir “naip Tahkikat Komis- vonu üyesi” çağırması olmuştur! Bu 'naip üye vasıtası ile Ereğlide ne 23 Nisan 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: