January 1, 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 28

January 1, 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİLGİSAYARLAR İNSANLA Pek çok kişi bilgisayarı yalnızca yararlı bir aygıt olarak görüyor. Ama kişisel bilgisayar bundan daha fazla bir şey aslında. Bilgisayar bizim düşünmemizi, duygularımızı ve davranışlarımızı etkilemekte. Aşağıdaki yazıda, insan ile “zeki makine”'nin karşılaşması durumunda neler olup bittiği anlatılıyor. Bilgisayarlar ve insanlar temelden farklı varlıklardır. İnsan yavaştır, davranışlarında açık-seçiklik ender olarak görülür onun, güvenilmez bir varlıktır, ama son derece yaratıcıdır. Buna karşılık bilgisayar hızlıdır, onun tepkileri hesap edilebilir, mut- lak bir güvenirlilik içinde çalışır, ya- ratıcılık yeteneğinden ise bütünüyle yoksundur. Bu karşıtlıkları mükem- mel bir ortak-yaşam (sembioz)'da olağanüstü bir tarzda birleştirmek ne- den mümkün olmasın ki? İnsanın ve makinenin anlaşabilmeleri koşuluyla bunlar birbirini enfes bir biçimde ta- mamlamış olmazlar mıydı? Ama birbirine bu denli yabancı olan varlıkların anlaşmaları nasıl ola- cak? insanlar birbirleriyle yüz yüze ilişki kurarlar. Bilgisayar ve insan ise aralarındaki ilişkinin kurulmasını İn- gilizce'de “Interface” olarak adlan- dırılan bir “ara-yüz”' ya da bir mes- lektaşın ifade etmiş olduğu gibi ““ülişki-yüzü” aracılığıyla gerçekleşti- rirler. Almanca bilgisayar jargonun- da ise buna, -burada bağlantı-yeri kastedilmiş olmasına rağmen- *“Sehnittstelle”” (kesim-yeri) adı veril- miştir. “Sehnittstelle” kelimesi ise kuşkulu bir biçimde bıçak, kan ve acıyı Ççağrıştırmaktadır. Bu kelimenin içinde gizli bir mesaj mı saklıdır aca- ba? İnsan bilgisayarla bağlantıya gir- diğinde kendi kendisinden bir şeyler kesip çıkarıyor olmasın sakın? Acı veren bir şeyler? Bu konuya yine dö- neceğiz ilerde. İnsan bilgisayarın başına geçtiğin- de ve ekran üzerindeki klavye- girdileri ya da simgeler yoluyla bilgi- sayarla iletişime girdiğinde bir şey el- de etmek ister, O bir insan olarak kendi isteğini bilgisayara yaptırtma- yı arzular. Ama o kadar da basit de- ğildir bu. Bilgisayar ne bakışlardan anlar ne de bir gülümsemeden. İnsan sesiyle ilişkili olarak da son derece büyük güçlüklerle karşı karşıyadır o. Bilgisayar genel olarak neyi anlamak- tadır? “Hesap makinesi” tanımına analog olarak hesap mi yapmaktadır bilgisayar? Acaba hesap yaparak mı düşünmektedir? Hayır, bunu böyle olduğunu o kadar kolaylıkla söyleye- meyiz, O halde, bilgisayarla çalışır- ken ben mi d ;ünmekteyim? O ise benim yerime ni düşünmektedir, ben onun klavyı inin başına geçtiğimde ve onu ken « bilgisayar diline uygun olarak ku' andığımda? Bilgisşayar mı konuşma iadır, yoksa ben mi onun- la kendi dilinde konuşmaktayım? Ne tu laf, insan ile bilgisayar ara- sındaki ilişkileri dil ve düşünce gibi insanır varlık yapısını göz önüne se- ren kavramlardan başka türlü keli- meler & betimlemek güç görünüyor. Ama oilgisayar bir insanın düşündü- ğü gibi düşünmektedir. Bilgisayar dil- leri d: tabii hiç de Almanca, İngiliz- ce ya da Fransızca gibi birer dil ol- mayıp kodlama sistemleridirler, Bu diller, eğer bilgisayarla anlaşmak is- tiyorsam uymak zorunda olduğum programlar olarak biçimlendirilebilen sistemleridir. Böylece ben, bilgisaya- rın başındayken, önceden oluşturul- muş bir simgeler sisteminin kuralla- rına göre düşünmekteyim. Bir maki- ne olan bilgisayarın dili de aynı şekil- de bir makine gibi işlev görmektedir. O halde ben bilgisayarı kullandığım- da bile-isteye bir makine gibi mi gö- rev yapmaktayım? Çünkü aksi tak- dirde bilgisayarın işlevini yerine ge- tirmemesi mi söz konusudur? Bir makine olarak bilgisayarın hiç bir iradeye, hiç bir özgünlüğe, hiç bir duyguya ve bedene sahip olmadığını söylemeye bile gerek yok. Bilgisayar planlı, bir amaca yönelik olarak ras- yonel ve güvenilir bir biçimde çalışır. Ama bunu ancak kendisine dışardan verilen enerji aracılığıyla yapar o. Bil- gisayar, her şeyden önce, uygulama- ya geçirilmiş doğabilimsel düşünce- dir. Doğabilimsel düşüncedekine ben- zer bir biçimde oluşmayan, dolayısıy- la da açıkseçik, yeniden üretilebilir ve hesaplanabilir olmayan bir şeyin bil- gisayarda işlenmesi mümkün değil- dir; bu şey doğabilimsel anlamda mevcut da değildir zaten. Bilgisayar cansızdır, ölümü tanı- maz ve hiç bir gizemlilik taşımaz, Ge- ne de, onun iç yapısını ve onunla iliş- ki kurmayı iyi bilmeyen bir kişi için giz dolu bir varlıktır. Ama ilke ola- rak bu makinenin künhüne varılabi- lir. Peki bilgisayarın düşündüğü söy- lenebilir mi? Muhtemelen hayır, fa-

Bu sayıdan diğer sayfalar: