1 Eylül 1990 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 63

1 Eylül 1990 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 63
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yük çoğunluğu şans eseri denk gel- miştir. Bunların moleküler yapıları ile fiziksel özellikleri arasındaki bağlantı kesin olarak bilinmese de şu şekilde tanımlarımaktadır: Burada yine yukarıda adı geçen anahtar ve yuvası prensibi temel ola- rak alınmıştır. Molekülün tepki gös- terebilmesi için reseptörün belli bir noktasına bağlanmalıdır. Bunada re- septör binlerce atomdan oluşan bir biomoleküldür ve insan organizma- sında bulunmaktadır. Bilim adamları CAMD yardımıy- la tıbbi bileşiklerin moleküler yapıları ve etkileri arasındaki mekanizmanın keşfi yolunda önemli adımlar atıla- cağı görüşünde birleşmekteler. Bu arada Röntgen Analizi - ki bu teknik kısa bir süre önce Johann Deisenho- fer, Robert Huber ve Hartmut Mic- hel adındaki üç Alman bilim adamı- na Nobel ödülü kazandırmıştı- Mo- leküler iç yapı hakkında önemli bil- giler vermektedir. Bundan başka Çekirdek-Rezonans- Spektroskopisi adı verilen yöntem ile molekül yapı- sı hakkında değişik veriler elde edil- mektedir. Tüm bu veriler birleşerek bir mo- leküler iç yapı taslağı oluşturmakta- dırlar. Kuantum mekaniği bazında- ki hesaplar ve geliştirilen yeni model- lerle bilim adamlarının bu alandaki verileri her an geliştirmektedirler. Bu- rada amaç her türlü madde için uy- gun iç yapıyı ve buna bağlı olarakta reseptörler ile bağlantı sağlanabilecek noktayı bulmaktır. Tek bir el hareketi ile kimyacı is- Su molekülleri ile kaplanmış tripsin molekülü. Bilgisayar tarafından oluşturulmuş bir tıbbi bileşiğin Solda klasik Kallotten modeli yer almaktadır. Sağda ise yeni yüzey modeli gözükmektedir. moleküler yapısı. tediği molekülden bir kesit alabilmek- te, bakış açısını değiştirebilmekte ve değişik molekülleri uzayda karşı kar- şıya hareket ettirebilmektedir. Bu şe- kilde örneğin bir molekülün, yani anahtarı, bir reseptöre yani yuvaya uyum sağlayıp sağlamayacağını göre- ilir. Tıbbi bileşiklerin yakın bir gelecek- te deneme yanılma yoluyla değilde belli bir amaç doğrultusunda gelişti- rilmeleri bu alandaki maliyetleri o1- dukça düşürecektir, örneğin bir ilaç yapılırken daha az kimyasal bileşik sentezlenecektir. Çok yakın bir gele- cekte belki gelişmiş bir CAMD siste- mi sayesinde yan etkileri hemen he- men hiç olmayan tesir gücü yüksek ilaçlar gerçekleşecektir. “Kimyacılar artık bir deyişle iste- diği molekülün yerine geçip mikros- kobik olayları bu değişik açıdan izle- yebileceklerdir”” diyen Profesör Jür- gen Brickmann ayrıca moleküllerin üç boyutlu bilgisayar grafiklerini ek- rana getiren bu yazılımın kimyacıla- ra sınırsız olanaklar sunduğunu be- lirtmektedir. Kısa bir süre öncesini bi- lim kurgusu olan moleküller arasın- da yolculuk günümüzde gerçekleşme yolundadır. CÖOMPUTER ASSİSTED MOLECULAR DESİĞN - CAMD: Molcad adınmdaki yazılım güçlü CAMD programlarına iyi bir örnek- tir. Bu yazılım Darmstadt'daki tek- nik yüksek okulunun mükemmel gra- fik özelliklerine sahip Workstation'- ında gerçekleşmiştir. 1. Üç boyutlu moleküler tasarım- lar sistematik olarak gerçekleştirile- bilir ve bu modeller Data-Bank'larda yer alan deney verileri ile karşılaştı- nlıp tesi edilebilir. 2. Değişik molekülleri iç yapıları ve hacimsel dolgunluk oranları birbirle- riyle karşılaştırılabilirler. Bu karşılaş- tırmanın gerçek modellerle yapılma- sı teknik olarak imkânsızdır. 3, Kuantum mekaniğinin karmaşık hesapları sonucunda elde edilen inter- moleküler güç alanı fonksiyonları molekül komplexleri arasındaki bağ- ları açıklamaktadır. Buna örnek ola- rak moleküller arası hidrojen bağla- rını gösterebiliriz. 4, Moleküler hareketler dinamiği CAMD sistemi sayesinde bilgisayar tarafından simulasyon haline getiril- mekte ve güçlü ve yüksek çözünür- lüklü bilgisayarlar tarafından ekran- da gösterilmektedir. 63

Bu sayıdan diğer sayfalar: