20 Mayıs 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 119

20 Mayıs 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 119
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mah- bnül- olma- Ibenit- hafta 'keple yisafir yalnız sanım 1USUSİ attım. UCUZ- husu- (leselâ I ucuz kitap zütüp- razmış eş bin ı Nüz- nceliği 1, Me- Iâakal o, Ka- olyon- yazan la otu- Edebiyat ve Sanat : 121 Apartımanına girince odayı sevdim: fotografsızdı. Fakat biraz sonra gözüme dıvarda bir fotograf ilişti. Eyvah! Odanın güzelliği bitiyordu. Bereket versin ki, çok defa böyle kütüp- hane ziyaretlerinde olduğu gibi, bu sefer gözlüğümü unutma- mıştım ve fotograf sandığım karaltı gravürdü: «Üçüncü Selimin çeşmesi ve Hisarlar». (*| Ev sahibi bu resme bakarken gözünde nazar ikinci bir göz- dü. Bu ikinci gözün önünde İstanbulun gökleri, denizleri bu re- simdeki çeşmeden akıyor. Ve pencereden bakarken yine bu ikin- ci göz Şehit Ali paşanın harap kütüphanesinde durmadan Bo- gaziçine atlamıyor. Bu gözler bana bir kitapta okuduğum elle- ri hatırlattı: kitap sevenlerin kitabı bir nevi şehvetle tutan el- lerin... Kırk elli sene tek bir şeyi sevmek ne güzeldir. Bu he- yecanla ona soracağım şeyleri unuttum; meselâ; ç — Bizim resmi kütüphanelerimizde Elzevire var mıydı? Meselâ Adles'in italigue harflerile basılmış eserleri bizde nerede bulabilirdim? Bu unuttuğum şeyleri hatırlamak isterken bir kolleksi- yona gözüm takıldı: Van Kulu lüğatinden Tanzimatın ilânı se- nesi sonuna kadar matbu eserler kolleksiyonu... 110 seneyle yan yana duruyordum. Bunları tetkik edecekken gözüm başka bir kolleksiyona ilişti: Avrupada basılan bütün türkçe gazete- ler... Ve politika ilme galip geldi, kitapları bıraktım; gazeteleri karıştırdım: Sultan Hamidin otuz sene korktuğu şeyleri... Keşki bu umacılara merak etmeseydim: meğer, padişah fikrinden de- gil, basılmış kâğıttan korkmuş! İnsan bu gazetelerle Karadağ prensini deviremez. Benim dereden tepeden söylediğim lâkırdılarla çiğ bir ziya içinde yüzen odaya - yine benim ricam üzerine - bir loşluk çök- meğe başladı: kütüphaneden yığın yığın eserler çıkıyor, bir ta- rafa yığılıyor, odanın havası meşin ciltlerden uçan renklerle kararıyordu: «inculable» ler... Türk matbaasında ilk basılan fransızca kitaplar... Munfasıl harfli eserler... Fransa sefaret- hanesindeki matbaada basılan türkçe şeyler... (*) Langlume isminde ilk Fransız taş basması matbaalarından birinin eseridir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: