20 Mayıs 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 154

20 Mayıs 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 154
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

156 Her Ay yet içinde yoğurulmuş olan Türk kültürünün, istinat ettiği züm- re de Türk olmak üzere kurduğu iki İslâmi devlet olarak bil- diğimiz Kara Haniler devrinde bir İslâmi Türk edebiyatının başladığını görüyoruz. Bu devre ait halk edebiyatı mahsulleri yanında, bir de klâsik edebiyatın inkişafını anlatacak Kutad- | gu Bilik ve Hibet - Hakayık adında eserlerin mevcudiyetini biliyoruz: Hicri 4 üncü ve 5 inci asırlarda inkişafa baş- lıyan bu klâsik edebiyat, tarihin muhtelif devirlerinde, Türkistan, Maveraünnehir, Harzem, Altınordu, Anadolu, Irak, Suriye, Mısır ve hatta Rumelide, muhtelif Türk dev- letleri idaresinde şekilleri ove hatta kısmen mühtevası itibarile Arap ve İslâmi İran edebiyatlarının mutlak bir hâkimiyeti altında tekâmülüne devam edecek, faraza Selçuki- ler ve Safeviler devrinde İranda, Türk kültürünün kendini İran kültüründen zayıf addederek, İran edebiyatını himaye edecek derecede aşırı bir mahiyet de gösterecektir. Bu edebiyatın ka- rakterleri ne olursa olsun, İslâm medeniyeti tesiri altında, Türk edebiyatı, Türk dehasının âzami husuf devresine tekabül eder. Maamafih, Ali Şirnevainin, bazı Osmanlı devri şairlerinin İs- lâm kültürünün bu mutlak nüfuzu karşısında gösterdikleri ak- sülâmeli, maalesef milli şuurun geçici ve tesirsiz bir tezahürü olarak telâkki etmek mecburiyetindeyiz. İslâmi kültürün Türk edebiyatı üzerindeki bu mutlak haki- miyeti son devirlere kadar kendini muhafaza etmiş, ve nihayet yeni hayat şartları karşısında tutunamıyarak iflâs etmek mec- buriyetinde kalmıştır. Maamafih, milli dehanın İslâmi tesirler altında ne neviden tezahürlerde bulunduğunu tetkik, Türk ede- biyatının en şayanı dikkat meselelerinden birini teşkil etmekte- dir. Bunun için de, İran ve Arap edebiyatlarına ait tetkiklerin, Türkoloji tetkikleri yanında mühim bir yer alması icap eder. Türkiyede mevcut bir çok kütüphaneler, bu tetkiklerin muh- taç oldukları malzeme bakımından emsalsiz bir hazine teşkil e- derler. 3. — Avrupa medeniyeti tesiri altında inkişaf eden Türk edebiyatı, yeni hayat şartları karşısında içtimai bünyemizde husulü zaruzi olan bir nevi Rönesansla başlar. Bu ce- reyanın mübeşşirleri kimler olursa olsun, Türk edebiyatı, İslâ-

Bu sayıdan diğer sayfalar: